|
Financial Times: Erdoğan’ın muazzam oyunu
2021 yılı ocak ayında başlayan bir seri ile
Financial Times, Erdoğan’ın
küresel
hamlelerinin analizini
yaptı. Serinin bitmesini beklemek amacıyla şubat ayının bu vaktine kadar bekledim. Financial Times Türkiye editörü Laura Pitel ve bazılarında ikinci bir yazar tarafından kaleme alınan makalelerde Erdoğan’ın adımları detaylı şekilde analiz edilmektedir. Financial Times’ın telif haklarına halel getirmemek amacıyla kısa bilgiler ile sınırlı bilgi paylaşacağım.
Serinin ana başlığı: Erdoğan’ın muazzam oyunu
Erdoğan’ın muazzam oyunu: Askerler, casuslar ve Türkiye’nin güç arayışı
Erdoğan’ın muazzam oyunu: Türkiye Afrika’ya yardımlar, ticaret ve dizi filmler ile giriyor.
Erdoğan’ın muazzam oyunu: Balkanlar’daki Türk entrikaları
Erdoğan’ın muazzam oyunu: AB’nin eşiğindeki Türkiye sorunu
Azerbaycan’ın zaferi ile taçlanan Türkiye dış politikasının “hard power” yani askeri yayılmacılığının üzerine vurgu yapılarak Liz Faunce imzalı haritada Türkiye’nin askeri varlığının durumu ve yerleri gösterilmektedir. Buna göre;
Türkiye NATO’nun ikinci büyük askeri gücü olarak 8’i yurt dışı olmak üzere 9 cephede (PKK mücadelesi) mücadele verdiğine işaret edilmektedir.
En son Azerbaycan’ın topraklarını geri alımındaki Erdoğan’ın rolüne genişçe yer verilmektedir.
Türkiye’nin dünyadaki konsolosluklarının
artmasını da bir grafik vasıtası ile ortaya koyan FT
Erdoğan’ın iktidara geldiğinden beri 80 civarı yeni konsolosluk
açtığının bunun Türkiye’nin Erdoğan evvelindeki
80 yıllık zamanda açılan kadar
olduğuna işaret edilmekte. Bu arada toplam konsolosluğun 147 adet olduğunu bilginize de sunalım.
Ajan
” ile ilgili okumalarımda pek bir bilgiye rastlamadım ancak Pitel’ın bu konudaki yargısının Erdoğan’ın her yurtdışı seyahatine MİT Başkanı Hakan Fidanı yanında götürmesine bağladığına vurgu yapmasıyla bir nevi çıkarımda bulunduğunu düşünebiliriz.
İlginç gelen bir bilgi ise açıklanan haliyle;
Volkswagen’in salgın nedeniyle
oluşan kapasite fazlası neticesinde Türkiye yatırımını askıya alması ve sonrasında iptaline karşın, ilgili makalede, 2019 yılında
Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumlarına
(bize göre terörist)
yapılan operasyonlar
(makale de saldırı olarak ifade edilmiş) nedeniyle
yatırımdan vazgeçildiği
ifade ediliyor. Ekonomiyi sadece iktisadi düzen üzerinden okumayı meziyet bilen ekonomistlere bir nevi cevap olması hasebiyle bunun da altını çizmekte yarar görmekteyim.
AB’nin Erdoğan döneminde Türkiye ile olan ilişkisi her zaman karmaşık ve bazen de çelişkili olduğu ifade ediliyor.
“Teknik!” olarak aday ülke
statüsünde olunduğu da
kibarca ifade edilmiş.
Sanki Erdoğan evveli dönemde karşılıklı saygı ve sevgi varmış da
yarım asırdan beri kapıda tutulan ülke konumunu unutturmaya çalışırcasına
muğlak bir tablo çizilmiş. Ayrıca ana muhalefet partisinin bu konu hakkındaki yorumlarına da genişçe yer veriliyor.
Türkiye’nin Balkanlar ile olan ve “
entrika
!” kelimesi ile tanımlanan ilişki ağı sadece Gülenci Harun Çelik’in Türkiye’ye iadesi üzerinden tanımlanmaya çalışılmış ve gayet zayıf bir sav üzerine kurulmuş. Yine ana muhalefet ağzından ifadeler ile tanımlar oluşturulma gayretine girişildiğini görmekteyiz.
“Entrika!” ifadesine kulp bulmakta biraz sıkıntı çekilmiş
gibi duruyor. Şahsen bu iddialı başlığa daha fazla isnat beklerdim. Önce başlık atılıp sonra altı doldurulmaya çalışılmış desek sanki abartmış olmam.
Erdoğan’ın Afrika stratejisi, Afrika’nın ikinci büyük nüfusuna sahip Etiyopya örneği üzerinden çizilmeye çalışılmış. Bu minvalde
Erdoğan’ın “soft power”
yumuşak güç üzerinden kurguladığı sürecin ilişkilere pozitif ivmeye sebep olduğu bununda en kolay
Afrika ile artan ticaret hacminden; 2012 yılından bu yana ihracatımızın yüzde elli artması örneği ile izah edilmiş.
2005 yılında Etiyopya’da 3 Türk şirket varken, şu an muhtelif sektörlerde 200 civarı Türk şirketin faaliyet gösterdiği yine bu açılımların neticesinde oluştuğuna işaret edilmiş. Çatışma alanı olarak da ifade edilen konu ise
BAE ve Suud’un Türkiye’nin kazanımlarına karşılık vermek amacıyla attığı adımların Afrika ülkelerinde Türkiye aleyhine
engel oluşturduğudur.
Kısa ve öz bilgiler ile ifade etmeye çalıştığımız bu yazı dizisi
Erdoğan’ın zihin alanının genişliğini yabancı bir göz ile teyit etmesi bakımından
önemlidir. Dünya’da sesi duyulmayan, konuşma hakkı verilmeyen bir Türkiye’den stratejileri yazı dizisi haline getirilen Erdoğan liderliğindeki Türkiye’ye evrilmesi çokça önemsenmesi gereken bir başarıdır. Erdoğan’ın attığı adımların günü kurtarmak amacıyla değil de uzun vadede maddi, manevi, yüklü kazanımlara gebe olduğu bu noktada aşikârdır. Umarız, millet adına yapılan bu hamleler hayırlı akıbetler ile taçlansın…
#Financial Times
#Erdoğan
3 yıl önce
Financial Times: Erdoğan’ın muazzam oyunu
Aile zor durumda mı?
Bekledim de gelmedin…
Hiçbir zaman hiçbir şey
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”