|
Siz Haşhaşin misiniz?

Başbakan Erdoğan"ın devlet içinde örgütlenmiş paralel yapıyı tarihteki "Haşhaşin"lere benzetmesi nedense Fethullah Gülen"in kurucu başkanı olduğu Gazeteci ve Yazarlar Vakfı"nı fena halde rahatsız etmiş olmalı ki ilk tepki onlardan geldi.

Oysa Başbakan sadece ve yalnızca seçilmiş Hükümete karşı alçakça ve namertçe darbe girişiminde bulunan paralel örgütün çalışma biçimlerine göndermede bulunarak böyle bir benzetmede bulunmuştu.

Ki bu benzetme yerinde bir benzetmeydi.

Devlet içinde devlet gibi hareket eden malum paralel yapının tıpkı Haşhaşinler gibi takiyye başta olmak üzere her kirli kirliliği ve alçaklığı mubah gördüğü artık sır değil.

Büyük Selçuklu devletini içerden çökerten bu karanlık örgüt cinayetleriyle ve suikastleriyle bilinir.

Şimdinin paralel yapısı henüz cinayetlere yeltenmiş değil, ama alçakça suikastlerle nasıl ön almaya başladığını hep birlikte görüyoruz.

Hem cinayet illa da fiziki anlamda birini yok etmek biçiminde de anlaşılmamalı.

Paralel yapının cinayetleri dünkünden farklı olarak sadece kılık değiştirmiş. Daha çok kişilik katliamları ve itibar suikastları biçiminde karşımıza çıkan bu cinayetlerin yarın öbür gün fiziki imhaya dönüşmeyeceğini kim söyleyebilir ki?

İktidara ulaşmak veya devleti ele geçirmek için her yolu mubah gören bir anlayışın son kertede tıpkı Haşhaşinler gibi fiziki imha hareketlerini girişebileceğini söylemek hiç de yanlış olmaz. Ama şimdilik bu kirli örgüt insanları manen öldürmekle yetiniyor.

Kişilik suikastları ve haysiyet cellatlığı yöntemleriyle önlerinde engel olarak gördükleri herkesi tasfiye etmeye yöneliyor.

Başbakan Erdoğan"ın bu örgüt için "Haşhaşinler" benzetmesi yapmasından F. Gülen Cemaatinin niye rahatsızlık duyduğunu anlamak ve anlamlandırmak mümkün değil.

Hem kendileri bu örgütle alakamız yok diyorlar. Daha ötesine geçerek, "bunlar bizim adamlarımız değil" diyorlar. Hem de bu kirli adamların tasfiyesine yönelik hamleleri kendilerine yönelik olarak görüyorlar.

Sizce burada bir tuhaflık yok mu?

17 Aralık operasyonu başladığında F. Gülen "ilgimiz ve bilgimiz yok" demişti.

Ama ne hikmetse bu kirli yapının uluslararası güç odaklarıyla işbirliği yaparak Başbakan Erdoğan"ı itibarsızlaştırma ve Hükümete yönelik darbe girişiminde bulunma senaryosunda üslendikleri role dikkat çeken Başbakandan en fazla F. Gülen ve Cemaati rahatsız olmuştu.

"Yolsuzluk" kılıfına sokulmuş bu darbe girişimine herkesten, hatta Ergenekoncu-CHP"li unsurlardan daha fazla F. Gülen ve grubu destek çıkmıştı.

Sizce bu durum manidar değil mi?

Madem ilginiz ve bilginiz yok, madem bu adamlar sizin adamlarınız değil, o halde bu operasyonun arkasında bu kadar çok durmanız ve Başbakan Erdoğan"ı ve AK Parti Hükümetini devirmeye yönelik bu kirli oyuna bu kadar çok arka çıkmanız niye? Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı"nın Başkanı Başbakanın kendi cemaatlerini eli kanlı Haşhaşinler örgütüne benzettiğini söylemiş.

Nerden çıkartıyorsunuz bunu?

Başbakan F. Gülen ve Cemaatinin ismini mi verdi sahi?

Hayır!

Peki bu niyet okuyuculuğu nerden icap ediyor?

Başbakanın sözünü ettiği paralel örgüt ve mensupları sizden değilse rahatsızlık duymanız abesle iştigal değilse nedir?

"Yolsuzluk" kılıfına büründürülmüş her iddiayı neredeyse doğru kabul ederek suçlama getiren medyanız nedense Zekeriya Öz ve bu kirli yapıya dair iddiaların hiçbirini görmüyorsa, o zaman sormak gerekmez mi: Bu kadar tarafgirlik niye?

İyi ki kendi adamlarınız değilmiş bunlar!

Ya bir de adamlarınız olsaydı kim bilir ne yapardınız diye sormazlar mı?

İşin özü şu: Bu kirli ve alçak örgüt F. Gülen cemaatinin adını kullanıyor. Cemaat aidiyeti üzerinden kendini yaşatmaya çalışıyor.

O zaman çıkıp niye bu kirli örgütten beri olduğunuzu açıklamıyorsunuz? Niye bu örgütün kirli ve namert yöntemlerine ilişkin çıkıp tek kelime etmiyorsunuz? Dünün HSYK"sına karşı çıkan sizler bugün aynı yöntemlerle çalışan HSYK"sına tek kelime etmiyorsunuz? Bunlar adamlarınız değilse niye onları bu kadar çok koruyup kolluyorsunuz diye sormazlar mı?

Başbakan Erdoğan"ın bu Haşhaşinler gibi çalışan kirli örgütün tasfiyesi konusundaki kararlılığını kendinize yönelik bir hamle olarak değerlendirmekten vazgeçiniz de, içinize sızdığı anlaşılan bu tip karanlık unsurları asıl siz tasfiyeye yöneliniz deriz.

Tutumunuzu netleştirin artık.

Başbakanımızın dediği gibi, bu kirli yapının tasfiyesi konusunda kararlılığımız tamdır. Çünkü bu konuda gösterilecek en ufak bir acıma duygusu, sahiplerini acınacak konuma sürükler asıl. Bu öylesine bir kavgadır ki herkesin safını netleştirmesi o yüzden önem arz etmektedir. Başbakanımızın "Acırsanız, acınacak hale gelirsiniz" sözünü, Cemaatin kendisine veya o saf ve tertemiz Cemaat mensubu kardeşlerimize yönelik bir "cadı avı" girişimi olarak değerlendirirseniz iyi niyetinizden kesin kuşku duyarız, bilesiniz. Bizim devri iktidarımızda dindar kardeşlerimizin hizmetlerinin önünde ne bir engel söz konusu olabilir, ne de en ufak bir baskı. Bizim devri iktidarımızda inançlı ve tertemiz cemaat mensuplarına zinhar korku yoktur.

Kim ki "Haşhaşin" gibi düşünüyor ve çalışıyorsa asıl onlar korksunlar!

KASET NE İŞTİR?

F. Gülen"in kimler tarafından dinlendiğinin açığa çıkartılması talebinde bulunan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı"nın kasetin içeriğini yalanlamamış olması manidardır.

O kasetin içeriği doğruysa şayet, Cemaatin ihale dağıtmak konusundaki mahareti, Koç gibi ailelerle gizliden geliştirdiği ilişkiler ağı, ayrıca bir bankada dönen parasal akışla ilgili duyarlılıkları "yolsuzluk" ve "dinleme" bahsinde çokça tartışılacağa benziyor.

"Yolsuzluk" ve "dinleme" iddiası, bumerang gibidir.

10 yıl önce
Siz Haşhaşin misiniz?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!