|
Artık bu şapkadan tavşan çıkmıyor Bay Demirel...

Süleyman Demirel Türk siyasetine yıllarını vermiş bir siyasetçi, buna kimsenin bir itirazı yok. Elbette belli birikimleri ve deneyimleri var. İşte bu Demirel, farklı dönemlerde, farklı istasyonlarda farklı renkler almış ve fötr şapkanın altında farklı istikametlere tornistan etmiş bir siyasetçi.

Öyle zamanlar olmuş ki, hür iradenin, parlamenter sistemin en büyük savunucusu olarak esaslı bir siyasetçi duruşu sergilemiş… Ama aynı Demirel, siyasete kurulan ''demokrasi dışı'' tuzakların en can yakıcı olduğu dönemlerde cepheden firar edip, ''zinde güçler''in safında yer almış bir siyasetçi…

Ne zaman 28 Şubat''ta Demirel''in rolü gündeme gelse, birileri “Demirel o dönemde gelmekte olan şiddetli bir darbeyi önledi” tezini ortaya atıyor. Böyle palavra bir tez olamaz, eğer ''sivil'' bir siyasetçiden sözediyorsak… Çünkü, bir siyasetçinin ''demokrasi dışı'' güçlerle iş tutmasının siyasetin ve demokrasinin ''ruhu'' ile bağdaşması mümkün değildir. Kaldı ki, darbe filan da önlenmemiştir, sade adı ''postmodern darbe'' olmuştur o kadar…

İşte şimdi aynı Demirel, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en kritik günlerinde, o hep yanardöner haliyle bize şapkasından yeni bir tavşan çıkarmaya çalışıyor. Ama Sayın Demirel''in unuttuğu bir şey var; artık bu şapkadan tavşan çıkmıyor.

Kendisi de Türkiye Büyük Millet Meclisi''nin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel, şimdi bu Meclis''in Cumhurbaşkanı seçmesini hafife alıyor ve her zaman olduğu gibi yanardöner bir görüntü sergiliyor.

Mesela diyor ki: “Seçim tercihe dayanır. Seçim dediğiniz şey ''o mu olsun, bu mu olsun'' tercihinin yapılabildiği ortamdır. Bugün böyle bir ortam yoktur. Kimin kazanacağı belli olan bir yarışa yarış denmez. Kimin kazanacağı kesinlikle belli olan bir seçime de seçim denmez. Sandıktan ne çıkacağı belli olan bir muameledir şu an yapılmakta olan.”

Oysa biz biliyoruz ki, Sayın Demirel Cumhurbaşkanlığı süresinin bitiminde ikinci kez yine bu parlamentonun oylarıyla ikinci kez seçilebilmek için “5+1” formüllerinden medet umdu, parlamento aritmetiğini zorlayan siyasi oyunlar içinde olmaktan bile çekinmedi.

Peki şimdi ne değişti de, Demirel bu parlamentonun ''iradesi''ni hafife alıyor?

Bu nasıl bir anlayıştır ki, Cumhurbaşkanlığı seçimine günler kala Süleyman Demirel yeni icatlarda bulunuyor ve neredeyse bu parlamentonun Cumhurbaşkanı seçmesinin ''abes'' bir iş olduğunu söylemeye çalışıyor. Bakın Demirel''in cümleleri şunlar: “Bundan sonra yapılacak bir seçimde yine buna benzer bir tablo çıkarsa o zaman Cumhurbaşkanı da seçilmiş olacaktır. Yani milletvekilini seçtiğin zaman Cumhurbaşkanı da seçilmiş olacaktır. Halbuki aradan 3-4 sene geçecek halkın kompozisyonu değişecek, halkın istediği adamlar değişecek. Halkın rızasının önü kesilmiş olacaktır. Gelin halkın rızasının önünü açık tutun.”

Nasıl yani Sayın Demirel, seçime 15 gün kala Cumhurbaşkanı''nı halk seçsin mi demek istiyorsunuz…. Bunun teknik olarak mümkün olmadığını herhalde en iyi siz bilirsiniz. Ayrıca, neden kendiniz seçilirken ve de ikinci kez seçilmek için yanıp tutuşurken bu tür ''sihirli formüller''den hiç sözetmediniz…

Hayrola Sayın Demirel, yıllardır siyasetin içinde olan birisi olarak halktan yetkiyi almış ve parlamentoda çoğunluğu sağlamış bir partinin, doğal olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde de en büyük yetkiye sahip olduğunu yeni mi fark ettiniz… Yoksa bu da, geçmişte olduğu gibi “dün, dündür” felsefenizin bir sonucu mu…

17 yıl önce
Artık bu şapkadan tavşan çıkmıyor Bay Demirel...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle