|
"Halk iradesi"ne tacizi millet affetmez...

14 Nisan''da Atatürkçü Düşünce Derneği''nin (ADD) düzenlediği mitinge bakarak Türkiye''yi okumaya çalışanlar, “gerçek Türkiye”yi görmekte zorlanıyorlar. Bir kere, ADD''nin başkanı olan emekli general Şener Eruygur hakkında ''darbe'' iddiaları bulunan bir isim. Mitingin en aktif destekçilerinden birisi olan Tuncay Özkan, marjinal bir televizyonun sahibi ve gece gündüz kendi televizyonunda Türk halkının değerlerine saldırıyor.

Tek başına miting yapma cesareti bulunmayan CHP, bu mitinge en büyük lojistik destek sağlayan bir parti. Malum CHP, cumhurbaşkanlığı tartışmalarının başladığı ilk günden bu yana bütün umudunu askerin Çankaya seçimine müdahale etmesine bağlamıştı..

Ancak CHP bütün beklentilerine rağmen, bir türlü askerden ''işaret'' alamadığı için 14 Nisan mitingine Anadolu''dan otobüslerle partilileri taşıyarak ''ideolojik rant'' sağlamaya çalıştı.

14 Nisan''da Tandoğan''da ortaya çıkan fotoğrafa nereden bakarsanız bakın, bu fotoğraf kesinlikle ''çatışmacı'' ve ''kutuplaşmacı'' bir Türkiye arayışının acıklı bir görüntüsüdür.

Kim ne derse desin, bu fotoğraf bir ''azınlık'' foğrafıdır. Çünkü bu fotoğrafta ''darbe'' heveslileri, marjinal solun bütün tonları, ''ulusalcı mangalar'', demokrasi ve özgürlük karşıtları vardı ama makul çoğunluk yoktu.

Tamamen ''ulusalcı'' refleksleri kışkırtma üzerine oluşturulan Tandoğan mitingi, Avrupa standartlarında demokrasi ve özgürlük talebinde bulunanları ''vatan haini'' ilan eden bir mitingti…

Tandoğan mitingi, ''halk iradesi'' ile oluşan parlamentonun cumhurbaşkanı seçmesine tahammül edemeyenlerin gerçekleştirdiği bir mitingti…

Millet iradesine tahammülsüzlüğün simgesi haline gelen Tandoğan mitingi, Türkiye''yi düşman kamplara bölerek sonuç almak isteyenlerin zirve yaptığı bir miting olmuştur.

Oysa Türkiye''yi siyah-beyaz kutuplaşmalara mahkum etmek, kelimenin tam anlamıyla bu ülkenin huzuruna, barışına ve istikrarına komplo kurmakla eş anlamlıdır. Çünkü Türkiye, geçmiş yıllarda bu cepheleşme ve kutuplaşmalardan dolayı büyük acılar yaşadı, gözyaşı döktü.

Şimdi görüyoruz ki, Tandoğan mitingine bakarak fazla heyecana kapılan birileri ''demokratik değerler''e karşı meydan okuma hevesine kapılmış bulunuyorlar. Ancak herkesin, tarihi yeniden hatırlamasında yarar var.

Eğer hafızalarımızı tazelersek, Türkiye''nin 90''lı yıllarda benzer mitinglerle sarsıldığını ve o günlerde sessiz yığınların, bir köşeye çekilip kendisine karşı başlatılan tacizleri sessizce seyrettiğini rahatlıkla görebiliriz.

Bütün bu ''tacizler''in ardından, tam 10 yıl sonra sessiz çoğunluk, adeta sandıkta bir ihtilal gerçekleştirdi. Ve kendisine ''taciz''de bulunan, tacize göz yuman siyasetçi sınıfını sandığa gömdü. Kısacası, Türk halkı kendi iradesine tacizde bulunanları affetmedi. Herkes bilmeli ki, bundan sonra da affetmeyecektir…

Artık bu ülkede kimse, “rejim tehlikede” masallarıyla “kapalı Türkiye” hayalleri kuranlara inanmıyor. Çünkü, siyasi ve ekonomik istikrarı yakalayan Türkiye''nin hangi istikamette ilerlediğini herkes çok iyi görüyor. Nitekim Başbakan Tayip Erdoğan önceki günkü grup konuşmasında, korku senaryosu yazanları şöyle tarif ediyordu:

“Rejimin tehlikede olduğu bir ülkeye küresel sermaye gelip girer mi? Böyle bir ülkede ekonomik güç, böylesine güçlü bir performans koyar mı? İstikrar olmasa güven olmasa rejim bu ülkeye gelir mi? Başınızı iki elinizin arasına alın, bu iş ideolojilerle çözülmez. Bunun bedellerini bu ülke ağır ödedi. Bu oyunu yeniden tezgahlandıranlar iyi düşünsün.”

17 yıl önce
"Halk iradesi"ne tacizi millet affetmez...
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî