Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimi bağlamında akıl ve mantık sınırlarını zorlayan absürd bir tartışmayı yaşıyor. Elbette demokratik çerçevede tartışmalar olacaktır, çünkü ülkenin önemli bir kurumu için seçim yapılıyor. Ama, ülkenin ''demokratik değerleri''ne ve Anayasal sistemine zarar vereceği çok açık olan bir tartışma ve ''eylem'' yoluna sapmak doğrusu akıl alır gibi değil.

Bazıları Türkiye''nin ''istikrar'' ve ''barış'' ortamına karşı bilerek, isteyerek ''kaos senaryoları'' hazırlarken, bakın ''gerçek Türkiye''de neler oluyor…

Türkiye geçen yıl, hedef ve beklentilerin üzerinde büyüdü. 2006 yılı büyümesi, yüzde 5''lik hedef ve yüzde 5,3-5,6 arasında olan piyasa beklentilerini aşarak, yüzde 6 olarak gerçekleşti. Bu arada Türkiye, 2006 yılı ile birlikte üst üste 5 yıl, bir başka deyişle 20 çeyrektir büyümesini sürdürmüş oldu. Türkiye ekonomisi en son 2001 yılında yüzde 9,5 oranında küçülürken, 2002''de yüzde 7,9, 2003''de yüzde 5,9, 2004''de yüzde 9,9, 2005''de yüzde 7,6 ve son olarak 2006''da yüzde 6 büyüdü. 2006 yılında gayri safi milli hasılada (GSMH) yüzde 6, gayri safi yurtiçi hasılada (GSYH) ise yüzde 6,1 oldu. Büyüme rakamları, 2005 yılının tamamında GSMH''de yüzde 7,6, GSYH''de ise yüzde 7,4 seviyesinde bulunuyordu.

İşte, siyasette ve ekonomide ''istikrar''ı yakalayan Türkiye''nin geleceğe dönük büyüme fotoğrafı bu. Her alanda sürdürülebilir bir istikamete yönelen Türkiye, dış politikadaki realist açılımlarıyla da bütün dünyada ''başı dik'' bir ülke haline geldi, doğrudan yabancı sermayenin cazibe merkezi oldu.

İstikrar içinde gelişen, büyüyen bir Türkiye''den hiç rahatsız olunur mu? Ama rahatsız olanlar var… CHP lideri Deniz Baykal''ın, askerin Çankaya seçimine müdahil olmasına umut bağlamasından emekli askerlerin sokaktaki barışı bozma girişimlerine ve birilerinin üniversite gençliğini sokağa çağırmasına kadar pek çok girişim, bu ''istikrar'' ortamını bozmak için yapılıyor.

Kısacası, sokağın tadını kaçırmak isteyenler var, Türkiye''nin en temel kurumlarından birisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden ''Çankaya oyunu'' oynamak isteyenler var.

Nitekim Başbakan Tayyip Erdoğan dün Halep ziyareti öncesinde, bir gazetecinin 14 Nisan''da Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak Ankara''da düzenlenecek olan miting için İnönü Üniversitesi''nde sınavların ertelendiği iddialarını hatırlatması üzerine şunları söyledi:

“Miting yapma noktasında bizim bir sıkıntımız yok. Herkes müsaadesini alır ve belirlenen meydanlarda mitingini rahatlıkla yapabilir. Fakat bu ülkenin resmi kurum ve kuruluşlarının inisiyatif kullanmak suretiyle, eğer söylediğiniz doğruysa imtihanları ötelemek suretiyle bu tür adımları doğru bulmak asla mümkün değil. Şimdi belirlenmiş sınavlar gerçekten bundan dolayı erteleniyorsa tabi ki bu çok çirkin birşey ve bunun üzerinde durulması gerekir. Bir diğer konu bu iş biraz da şirazesinden çıkmış vaziyetinde. Anayasanın amil hükümlerini yok farzetmek suretiyle yollara dökülen bu takımların şu anda ne yaptığı belli değil.”

Anlaşılan o ki, bazılarının demokrasiye değil, ''kaos''a ihtiyacı var. Türkiye''nin huzurunu kaçırmak isteyen azgın azınlığa bir tek şey söylemek gerekiyor; ülkenin ve sokakların huzurunu kaçırmayın, bu huzur bir gün size de lazım olabilir…