|
YÖK partisi, cumhurbaşkanı seçmek istiyor

YÖK partisi genel başkanı Erdoğan Teziç, dün karşısında esas duruşta bekleyen ''Prof. Kulları''yla birlikte Ankara''da bir araya geldi ve cumhurbaşkanlığı seçimine müdahil olmak istediklerini açıkladı.

Yanlış duymadınız, bilimsel anlamda dünya üniversiteleri sıralamasında son sıralarda bulunan ve bugüne kadar neredeyse hiçbir bilimsel başarının altına imza atamamış üniversitelerimizin rektörleri dün acilen toplanıp cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda kararlar aldılar ve açıkça ''halk iradesi''yle oluşmuş parlamentoya direktifler yağdırdılar.

Yazının başında da belirttiğim gibi, YÖK Başkanı Teziç hiçbir şekilde bir bilim kurumunun başkanı olamaz. Rektörler Kurulu adına yapılan açıklama, kelimenin tam anlamıyla YÖK partisi genel başkanının yaptığı açıklamadır.

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, bir bilimsel kurumun başkanı halkın oylarıyla seçilen parlamentoyu yokmuş gibi farzedemez. Bu açıklama, bir ''demokratik hak'' kullanımı da olamaz.

Çünkü adama sorarlar, siz kimsiniz?

Maaşlarını halkın ödediği vergilerle alan kurumların yöneticileri, memurları olarak, hangi yasa maddesi size ''halk iradesi''ne küfretme yetkisini veriyor?

Yoksa, YÖK Başkanı Teziç ve ''Prof. Kulları'' Türkiye Cumhuriyeti Anayasası''nda yer almayan, başka ''korsan'' yasalara mı tâbiler?

Şimdi, şu cümlelere bakar mısınız Allahaşkına… "3 Kasım 2002 seçimleri, 1950''den bu yana yapılan genel seçimler içinde, en adaletsiz sonuçlar doğuran bir seçim…" Hayrola Sayın Teziç, seçim sonuçlarının adaletli ya da adaletsiz olduğuna siz mi karar veriyorsunuz…

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç''in ''halk iradesi''ne ve parlamentoya direktifleri sadece genel seçimlerle sınırlı değil elbette.

YÖK komutanı Teziç cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda da buyuruyor ki!.. "Bu makama aday olacak kişilerin, geçmişte, sorumluluk doğurabilecek bir suçlandırma veya şaibe altında olmamaları da büyük önem taşımaktadır."

Başka emirleriniz var mıydı Sayın Teziç? İsterseniz, parlamentoyu da feshedelim… Böylesi daha kolay olur… Eğer YÖK partisi genel başkanı olarak mutlu olacaksanız neden olmasın…

Ayrıca, YÖK Başkanı Teziç''in doğrudan Meclis İç Tüzüğü''ne müdahale niteliği taşıyan açıklamalarına hiç değinmiyorum. Çünkü bu baştan sona zırva bir olay. Teziç''in ''hazır kıta''sı tam anlamıyla Anayasa''yı ve yasaları hiçe sayan ''korsan'' bir görüntü sergiliyor.

Teziç''in açıklamalarını yaptığı salondaki görüntü, Türkiye üniversitelerinin içine düşürüldüğü acıklı manzaranın en dramatik fotoğrafıydı. Rektörler komitesi üyelerinin elleri alkış için hep hazır vaziyette duruyordu. ''Emir-komuta'' zinciri içinde gelecek bir işarete göre alkış başlıyor ve komut bitince kesiliyordu. Hatta bazıları, emir gelse ayakta alkışlamaya bile hazırdılar… Ne utandıran bir görüntü…

Aslında bugün, YÖK''ün bir siyasi parti gibi davranmasını, daha da önemlisi parlamentoyu yok saymasını çok da yadırgamamak gerekiyor. Çünkü YÖK, yıllardır hep üzerine vazife olmayan işlerle uğraştı, bir ''demokrasi'' endişesi de olmadığı için üniversiteleri ''kışla mantığı'' ile yönetti.

Bu yüzden de maalesef YÖK, bilimsel bir kurum olma özelliğini tümüyle kaybetmiş bulunuyor. Gerçi, başından beri bilimsel bir kurum olup olmadığı da tartışılır ama…

17 yıl önce
YÖK partisi, cumhurbaşkanı seçmek istiyor
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî