|
Hoşgeldin Yusuf Ziya

Geleli çok oldu farkındayım tabii ki. Aylar önce tekrar başladı Yusuf Abimiz göreve. Eskisi gibi "Yazı İşleri Müdürü" olarak. Benim dediğim o değil. Yazılarına ara vermişti de uzun zamandır yazmıyordu, meraklı okuyucuları da benim gibi yazmasını istiyordu ya... Belki siz de onlardan biriydiniz.

Geçenlerde "Niye yazmıyorsun?" demiştim. "Nerede yazayım?" demez mi!.. "Hoppala..." diye cevap verdim. Farkında mısınız, son zamanlarda en az haftada bir hoppala demeye başladım.

- Yahu üstad, ne demek nerede yazayım? Gazetenin koskoca Yazı İşleri Müdürü olarak, nerede istersen orada yazarsın.

Tamam, yazı işleri önemli bir şey. "Yazıların ne gibi işleri olacak ki!.. Zaten bütün yazıları Tülin''le Ayfer Hanım diziyor" diyerek önemsizmiş gibi göstermeye çalışmadım ama, takdir edersiniz ki, esas önemli olan fikirlerini satır satır okumaktır.

İşte şimdi, Yusuf Ziya Cömert''in yazılarını bekleyenler, kavuşmanın sevincine garkolmuş vaziyette... "Gark.. gark" sesleri arasında merakla bekledikleri yazıları okuyabilirler.

Ne diyordu dünkü yazısında: "Emeklilik yaşı 117 olsun"

Olsun!..

Gerçi, daha önce de seçim barajı için "Yüzde 20 olsun" şeklindeki teklifini yetkililer bir gram bile ciddiye almamıştı ama, bu seferki çok daha tutarlı.

Hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan''ı överek başladığı yazısını, yine onu göklere çıkartarak bitiriyor ki, Sayın Bakan''ın bu teklife bigane kalması, inanın çok ayıp olur.

Orhan Abi çalıyor eski kasette

Polis kırmızı ışıkta geçen otomobili durduruyor. Yanına yaklaşıp "Beyefendi kırmızıda geçtiniz, ehliyet ve ruhsatınız lütfen" demeye hazırlanırken, sürücü de "Hayır memur bey, sarıda geçtim"in provasını yapıyor içinden.

Esmer, hafif göbekli polis aracın yanına yaklaştığında, içeriden yükselen müziğe kulak kabartıp ehliyet mehliyet istemekten vazgeçiyor.

- Aç bakayım şunun sesini!

Vatandaş şaşırıyor tabii böyle bir talep karşısında. Teybin sesini yükseltirken, yeni bir karar çıktı da müzik dinlemek yasaklandı mı diye düşünüyor.

Orhan Gencebay''ın nağmeleri çıkıyor kasetten.

- Aç aç, biraz daha aç!..

Polisin bir eli belinde bir eli aracın kapısında...

Bir müddet öyle bekleşiyorlar. Vatandaş şaşkın, kendi kendine "Dur bakalım ne olacak" derken, memur bey derin bir of çekiyor:

- Ooof, of!..

Orhan Abimiz "Batsın bu dünya, bitsin bu rüya, kula kulluk edene yazıklar olsun..." diye devam ediyor.

Sonra da şarkı bitince polis "Güle güle beyefendi" diyor, "İyi yolculuklar!.."

Yazı - tura atalım

Ki vatandaş ölmesin..

Geçenlerde, İstanbul''da, bir kaza sonucu aracına sıkışıp kalan bir bayanı kurtarabilmek için, vatandaş iki ilçe itfaiyesine birden haber veriyor. Yardım istenen itfaiyeler, olaya kimin müdahale edeceğine karar veremiyorlar. Yaralı bekliyor ve fakat itfaiye ortada yok. "Sen git" tartışması uzadıkça uzuyor.

Bu gibi durumlarda, müdahale edecek olanlara "yazı-tura" atmalarını öneriyor Kargamız.

"Tesadüfen" seyredilen programlar

Pazar sabahı gazeteyi mahmur nazarla okumaya çalışırken gördük ki Taha Kıvanç, Yine Bir Gülnihal programından, Mehmet Güntekin''den, Kalan Müzik''ten, Necdet Yaşar''dan, Bayram Bilge Tokel''den, Muharrem Ertaş ve Neşet Ertaş''tan, Hacı Taşan''dan söz ediyor.

Baştan sona keyifli bir yazıydı. Düşüncelerine katılmamak mümkün değil. Ne var ki son kısımda bir cümle dikkatimi çekti.

"Geçen akşam bir gevezelik programında tesadüfen dinlediğim Emel Sayın, ''Son zamanlarda musıkimizde hiç iyi bir şey yapılmıyor'' diyordu. Onun kastettiği beste ve icra olarak geriye gidildiği; ama ben buradan hatırlatıyorum: Şimdi iyi şeyler de yapılıyor..."

İyi bir program olunca, bizim yazar-çizerlerimiz, oturup keyifle seyrettiğini söyler. Eğer programda kendince bir "dandiklik" varsa, "tesadüfen seyredilmiş, zap yaparken rastlanılmış" falan olur. Halbuki kimse çıkıp da "Yahu sen bu gevezelik programlarını niye seyrediyorsun? Senin gibi adama yakışıyor mu?" diye hesap soracak değildir ama, yazarımız baştan gardını alır ki, ne olur ne olmaz!..

Neyse... İster tesadüfen, isterse taammüden seyretmiş olsun, biz Taha Kıvanç''ın yazılarını her zaman beğenerek okur ve uzaktan uzağa "Helal olsun!.." diye sesleniriz.

Kimi duyar sesimizi, kimi duymaz!

25 yıl önce
Hoşgeldin Yusuf Ziya
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!