|
Kedilerin orucu, köpeklerin duası

Bir zamanlar Fatih Camiinde Beşiktaşlı Cemal Hoca vardı. Tebessüm ettirici vaazlar yapar, hem düşündürür, hem güldürürdü. Tebessüm ettirdiği fıkraları da hep hanımı üzerine inşa ederdi.



Bir gün yine Fatih Camiinde, bir Ramazan gününde vaaz ediyor. Dışarıda oruç tutmayanları, başı açıkları, namaz kılmayanları görüyor, onlara bir şeyler demesi lazım, ama doğrudan söylemek istemiyor.



Konuya şöyle giriyor: Şu Hacı Cemal var ya, bu saf hanımla nasıl yaşayacak, nasıl idare edecek, bilemiyorum. Diyeceksiniz ki:



“Senin hanım çok mu saf?”



Aman sormayın, o kadar saf, o kadar saf ki, isterseniz bir saflık örneği vereyim de bakın anlayın. Hacı Cemal'in de bu saf hanımla nasıl yaşayacağını siz düşünün.



Efendim, öğle namazından önce abdestimi aldım, cübbemi giydim, kapıya da çıktım, buraya vaaza gelmek üzere ayakkabılarımı giyerken. Bizim hanım da mutfakta iftarlık yemek hazırlıyordu. Birden feryadı bastı:



“Eyvah, bu da mı gelecekti başıma?”



Hemen ayakkabılarımı çıkardım, mutfağa doğru koştum, baktım, mutfakta bir şey yok.



Dedim ki:



“Hanım, yangın alarmı verir gibi ne bağırıyorsun öyle? Ne var?”



Dedi ki:



“Görmüyor musun kediyi?”



“Görüyorum, kediye ne olmuş?”



“Daha ne olacak? İftarlık pideleri yiyor” demez mi?



Tepem attı.



“Hanım sen de ne kadar cimrisin. İnsan bir pide için bu kadar çığlık atar mı? İşte camiye gidiyorum. Ne kadar pide istersen alır getiririm, hem de tazesinden” deyince, hanım bu sefer saf saf bana baktı, dedi ki:



“İlahi hoca, asıl saf olan sensin! Ben pideye mi acıyorum? Görmüyor musun, şu mübarek Ramazan gününde hayvan oruç tutmuyor, oruç! Şapur şupur pide yiyor. Ben hayvanın oruç yediğine kızıyorum, ona üzülüyorum.”



Tepem iyice attı. Ben de dedim ki:



“İlahi hatun, sen bilmiyor musun ki, hayvanlar oruç tutmaz, sen bilmiyor musun ki hayvanlar namaz kılmaz, sen bilmiyor musun ki, hayvanlar örtünme ihtiyacı duymazlar.”



Cemal Hoca cemaate dönerek şöyle bağlardı:



“Nasıl, bizim bu saf hatuna iyi söylemiş miyim?”



*


Söylemek var, söylemek var. İkisi arasındaki farkı bize hatırlatan İslam Gemici kardeşime selâm olsun.



Sözün gücünü bilmek gerekir.



Zarafeti, inceliği unutursan, söz kaya gibi yuvarlanır da altında kalan çok olur.



Eğer çok doğru düşünüyorum, en doğrusunu konuşuyorum dediğiniz halde, araya bir saman çöpü kadar yanlışlık karışmış olabileceğini düşünüyorsanız, sizin ihtimal olarak gördüğünüzü başkaları ilk bakışta yakalar.



En baba analizi de yapsanız, bir yerde gözden kaçıracağınız ufak bir hata, zarar vermekte nazlanmaz.



*


“Laiklik nedir?” diye soruyorlar.



Fadime teyze hemen cevap veriyor.



“Layiklik, eyi bişeydir. Camiye layik olan camiye gider, meyhaneye layik olan meyhaneye gider. Layiklik budur…”



*


Fadime Teyze doğru söyler.



Kimse kimseye müdahale edemez.



Kişinin günahı seçme hakkı vardır.



Sevabı seçme hakkı olduğu gibi.



İrade burada devreye girer.



İnsan, hayvandan aşağı da olabilir, melekten yukarı da.



Ahlaklı da olabilir, ahlaksız da. Hırlı da olabilir, hırsız da…



Dinli de olabilir, dinsiz de.



Eğer fanatik dindar görünümlülere kalsa, kimseye hayat hakkı tanımayacak.



Kendini Rab zannetmek gibi bir durum.



Cenab-ı Hak herkese akıl vermiş, hayat vermiş, irade vermiş, seçme hürriyeti tanımış.



Ama bizim aklı evveller, sakalı kendininkinden üç santim kısa diye bir başkasını tekfir edebilir, fazla konuşacak olursa da kesebilir.



Sakalını değil, kafasını.



Sorunca da din adına yaptığını söyler.



Onlara kalsa, kâfire hayat hakkı yok. Nefes bile aldırmazlar. İki yudum su vermezler. Bu mudur?



*


Öte yanda ise “Keşke kardeşim de kalkıp gecenin bu vakti bizimle beraber namaz kılsaydı da sevap kazansaydı” diyene verilen muhteşem cevap var:



“Onun dedikodusunu yapacağına, keşke sen de yatsaydın.”



*


Camiden çıkmadığı için Cennet'i garantilediğini düşünen, kendini ayrıcalıklı sanan ve dışarıda boş boş oturanları sefil yaratıklar olarak görenlerin kulakları çınlasın.



Hele ferdî olarak değil, cemaat halinde Cenneti kazandıklarını düşünen ve başkalarına üstünlük taslayanların kulaklarında kampanalar çalsın.


#Beşiktaşlı Cemal Hoca
#Laiklik
#Oruç
8 yıl önce
Kedilerin orucu, köpeklerin duası
Askere kalkan olan BDP"li köylüler
Kara dinlilerle milletin savaşı
Necip Fazıl ve Nazım Hikmet üzerine
Mesleksizliğin üstesinden uzaktan eğitimle gelinir
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!