|
Kim padişah olacak?

Aramızda "Osmanlı" adını duyduğu anda tüyleri diken diken olanlar var.

Söylemeye gerek var mı bilmem ama ben onlardan değilim.

Osmanlı"dan Avrupalıların korktuğundan daha fazla korkmak, adını duymaya bile tahammül edememek, tarihimizi 1923"ten başlatmak gibi arazlar gösterir ve bunu ilericilik, modernlik sayarlar.

Yeryüzünden birçok büyük devlet geldi geçti.

Hepsi de bütün dünyaya hâkim olduğunu düşündü.

Fakat gün geldi, hepsi de tarih oldu.

Kimi yüz yıl hüküm sürdü, kimi yedi yüz yıl.

Osmanlı onların içinde en iyisiydi.

Tereddütünüz varsa, bilenlere sorun; ister İlber Hoca"ya, ister Halil İnalcık"a.

Yerli veya yabancı hangi tarihçiye danışırsanız danışın, Osmanlı"nın yalnızca büyük bir devlet değil, aynı zamanda bir medeniyet olduğunu bildirir.

Bekir Karlığa "Batı"ya doğru akan nehir" olduğunu söyleyecektir.

*

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için son zamanlarda sıkça dile getirilen "Yeni Osmanlıcılık" suçlamaları şüphesiz maksatlı.

İbrahim Kiras"ın belirttiği gibi, bu tür yakıştırmalar Batı"dan özellikle Atlantik ötesinden kaynaklanıyor.

Ve Türkiye"nin dış politikasını yürütenler, bu suçlamadan ciddi ölçüde rahatsız.

O halde Davutoğlu"nun Osmanlı Hanedan mensuplarından İngiltere"de yaşayanları Londra Büyükelçiliği konutunda akşam yemeğinde toplaması Osmanlıcılık yakıştırmasını haklı kılmıyor mu?

Kılmıyor.

Tam tersine, Osmanlı"nın tarihte yerini almış şanlı bir devlet olduğunu daha bariz şekilde belirginleştiriyor.

Tıpkı Selçuklu gibi, Göktürkler, Uygurlar ve diğer devletler gibi.

Sözkonusu yemekteki fotoğrafa bakıp da "Aha işte belgesi... Toplandılar..." diye ürküntüye kapılmak yanlış olur.

Tam anlamıyla tevahhuş demektir.

*

Şartlı tahliye ile dışarı çıkan eski soygun çetesi üyelerini takibe alan gizli servis yetkilileri gibi davranmanın âlemi yok.

Öyle bir psikoloji oluşturmaya çalışmak da doğru değil.

Unutmayalım ki Türkiye Cumhuriyeti yakında doksanıncı yılını kutlamaya hazırlanıyor.

Dünden bugüne daha güçlü, bugünden yarına daha büyük olmak için çırpınıyoruz ve nazar değmesin, iyi de gidiyoruz.

Eğer hâlâ kendimizden emin değilsek, ört yorganı ben ölem.

*

Yalnız, yeri gelmişken bir hususa dikkat çekmek isterim.

Eğer Osmanlı ailesi mensupları, bazılarının korktuğu şekilde devleti ele geçirmek maksadı içinde değillerse...

Bu toprakların sahibi oldukları iddiasını taşımıyorlarsa...

Osmanlı"nın tarihteki yerini aldığını ve yeni bir devletin kurulduğunu, bunun da bir Cumhuriyet olduğunu kabul ediyorlarsa...

Artık şu "Şehzade, Prenses" gibi ifadeleri geride bırakmalılar.

Sibel Can bile farkında; artık kimse şah değil, padişah değil.

*

Bir referandum yaparak, yeniden Osmanlı adını almayı halka sorsak, yüzde beş oranında kabul eden çıkmaz.

Yine de fantezi yapabiliriz.

Diyelim ki halkımız beni yanılttı ve yüzde yüz oranında kabul edildi.

Bu defa başka ve daha büyük problemler ortaya çıkar.

En başta kimi padişah ilan edeceğiz?

Osmanlı"dan bugüne gelen birkaç kol var malûm.

Aranızda anlaşın desek kan çıkar.

En iyisi dizide Kanuni"yi oynayan aktörü seçelim diyenler kazanır ve takma sakalıyla Halit Ergenç tahta oturur.

Olur mu olur!

*

Hazır dikkat çekmeye başlamışken, bir noktaya daha işaret edelim:

O yemektekiler arasında bir kişi hariç Türkçe bilen hiç kimse yok.

İngiltere Kraliçesinin İngilizce bilmediğini, İspanya Kralının İspanyolca konuşamadığını, Hollanda Kraliçesi Beatrix"in halkının söylediklerini hiç anlayamadığını düşünebilir misiniz?

Elin Avrupalısına yakıştıramadığımızı kendimize nasıl münasip görelim?

Görüyorsunuz, bu konuda fantezi geliştirmek bile mümkün değil.

*

Batı"ya doğru akan nehir akabildiği kadar aktı, sonra suyu azaldı ve geri çekildi.

Özeti budur.

Bir nevi tabiat olayı.

Bütün imparatorluklar bir gün sona eriyorsa, bugünkülerin suyu ne zaman azalıp geri çekilecek derseniz, onu ancak Yüce Mevla bilir.

11 yıl önce
Kim padişah olacak?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle