Afrin’e doğru ilerleyen Mehmetçiklerimiz ile ilgili fikir yürütenler arasında kimler var?

Evinde seccade üstünde, camide, bir araçta yolculuk ederken oturduğu koltukta onlar için dua edenler…

Yolda yürürken karşınızdan gelen birinin dudaklarının kıpır kıpır ettiğini görürseniz, kendi kendine konuştuğunu sanmayın.

Yiğitlerimizin yolları açık olsun, hayırla görevlerini tamamlayıp dönsünler, hiçbirinin tekerine taş değmesin, bir tekinin bile burnu kanamasın diye yalvarıyorlar.

Rabbim onların dualarını kabul buyursun.

*

Bir kesim ise aksini düşünüyor.

Başarısız olmalarını istiyorlar.

O askerlerimizin oraya hiç gitmemesi gerektiğini, gidenlerin de derhal dönmesini.

Dönemiyorlarsa orada yenik düşmelerini.

Orada can vermelerini, yaralanmalarını.

Teröristlerin galip gelmesini arzu ediyorlar.

Bunu tam olarak ifade edemeyenler de var.

Onlar, imalı konuşuyor, kinayeli yazıyor.

*

Bilhassa tanklarla ilgili fikir beyan edenler arasında güya endişe ediyormuş gibi görünüp, teröristlere taktik vermeyi vazife bilenler gördük.

15 Temmuz gecesi darbe için kullanılan tankların egzoz borusuna, giydiği gömleği fanilayı çıkarıp tıkayanlar olmuştu.

Zeytin dalı operasyonundaki tankların da başına böyle bir durum gelmesin diye akıl veriyorlar.

Bunlarda akıl çok ya…

Sevabına dağıtıyorlar.

*

Belki onlar kadar akıllı değiliz ama bizim de kendilerine bir tavsiyemiz olacak.

Sen o aklını kendine sakla.

Ve önce kendi egzozunu kolla.

Biri çıkıp da fanilasını tıkamasın.

Yahut gömleğini.

*

Dededen kalma bir hikâye anlatayım.

Vaktiyle bir diyarda herkesten hürmet gören bir ihtiyar varmış.

Kendi halinde yaşayan bu ihtiyarın anlaşılmayan bir alışkanlığı, cenaze gördüğü zaman “Yuh olsun” demesiymiş.

Kimse bir anlam veremezmiş.

Bir gün o da vefat etmiş.

Evvelce babasına “Yuh olsun” dediği için çok gücenen ve o ihtiyarın da günün birinde musallaya getirilmesini bekleyen bir genç, çıkıp “Yuh olsun” diye seslenmiş.

İşte o vakit, hiç görülmemiş bir şey olmuş.

Tabutun içindeki mevta başını kaldırmış ve şöyle cevap vermiş:

“Eğer ben de onlar gibi ömrümü beyhude geçirmişsem, bana da yuh olsun.”

*

Kısacık anlattığımız kıssa böyle.

İster inanıp hisseni al, ister gül geç.

Yalnız hiç kimse buradaki mesajı tersine çevirmeye güç yetiremez.

Diyeceğim o ki…

Eğer bizim Zeytin dalı operasyonuna katılan tanklarımız da 15 Temmuz’daki darbecilerin tanklarına bir nebze olsun benziyorsa…

Paletleri, namluları, renkleri ve şekilleri itibariyle değil tabii ki.

Ruh bakımından, anlam bakımından, görev bakımından…

Arada en ufak bir benzerlik varsa…

O zaman hiç durma git, orada Mehmetçiklere silah doğrultan terörist kardeşlerinle beraber, bizim tankların egzozuna ne bulursan tıka.

Anlıyor musun?

Eğer o tanklar da masum sivilleri eziyorsa, yolda önüne giden araçların üzerinden geçiyorsa, yiğitlere kurşun atıyorsa, haktan yana değil, şerefsizlerden yanaysa…

Hiç durma git tıka.