|
Engeller aşıldıkça coşku pekişir

Küresel piyasalara yönelik bir düşüş beklentisi giderek pekişiyor. Buna benzer cümleleri, aralarında bizim de bulunduğumuz karamsar cephe, neredeyse Mayıs sonlarından beri telaffuz edip duruyor. Açıkçası, giderek daha çok insan aynı şeyi söylüyor. Buna rağmen küresel piyasalar ciddi yükselişler göstermeye devam ediyor.

Birçok kişi geçen haftanın son zamanların "Bolt"u haline gelen borsalar için sıkıntılı geçebileceğini ifade ediyordu. Bunda önceki hafta ABD tüketici güven endeksinin ve perakende satışların düşük çıkmasının oluşturduğu bir beklenti vardı. Nitekim geçen Pazartesi günkü düşüş Japonya''dan başladı; üstelik aynı gün Japonya ekonomisinin ikinci çeyrek itibariyle resesyondan çıktığını gösteren büyüme verisi de açıklanmıştı.

Japonya''yı Çin takip etti. Ağustos''un 4''ünde ulaştığı zirve noktadan geçen hafta içinde Çarşamba günü içinde gördüğü dip noktasına 11 iş günü içinde % 20''nin üzerinde bir düşüşle ulaşan Şangay Borsası, ilk kez geçen hafta oldukça bariz bir şekilde tüm dünya borsalarını etkiledi. Çin''deki düşüşün bu kadar sert olması, haftanın ilk üç gününün oldukça karamsar bir hava içinde geçmesine sebep oldu.

Çin borsaları zaten bir müddetir ciddi bir düşüş süreci yaşıyor; bunun sebebinin Çin borsalarının aşırı şişmesi olduğu ifade ediliyor, tetikleyicisinin de hükümetin, yılın ilk yarısında aşırı bir şekilde büyüyerek hisse senedi ve emlak piyasalarını şişiren banka kredilerini kısma yönündeki çabalarını dile getirmesi olduğu söyleniyordu. Öte yandan Pazartesi günü, önceki hafta açıklanan ABD tüketici güveni verisinin beklenenden düşük çıkması özellikle Çin''in ABD''ye ihracatını menfi etkileyebileceği beklentisi, Çin borsalarını ciddi bir satış baskısı altına soktu.

Böylece 4 Ağustos ile önceki hafta sonuna (14 Ağustos) kadarki sürede, sadece bir gün haricinde panik görünümü göstermeyen bir inişle, % 12''nin biraz üzerinde değer kaybeden Şangay Borsası''nın, geçen haftanın ilk günü % 5,8, ardından da Çarşamba günü bir % 4,3 daha düşmesi, küresel borsaların neden bu hafta Çin''den etkilendiğinin bir cevabı olabilir. Bununla birlikte Çin''in Çarşamba günkü düşüşün ardından iki gün üst üste yükseliş (iki günlük artış: % 6,3) yaşaması, son anlarında korku yaratan bu düşüş çizgisinin belki de sona erdiğinin bir işareti olarak görülebilir.

Nitekim Pazartesi günkü genel paniğin ardından Çin''deki Çarşamba günkü düşüşün özellikle diğer Asya borsalarını etkilediği, ancak Avrupa ve ABD''ye doğru bu etkinin hafiflediği görüldü. Böylece kötü başlayan ve çalkantılı devam eden bir haftanın ardından küresel piyasaların haftalık bazda önemli sayılabilecek bir artış kaydedebildikleri de görülmüş oldu.

Japonya hariç, tüm gelişmiş ülke piyasalarının önemli artışlar kaydettikleri geçen haftanın en ciddi yükseliş kaydeden borsası % 8 ili komşumuz Yunanistan''dı. Ağırlıklı olarak Çin etkisinden kurtulamayan Asya borsalarının düşüşte liderlik ettiği haftada en çok yükselen borsalardan biri de % 6,4''lük performans sergileyen İMKB idi. İMKB-100, şu an itibariyle 47 binin üzerine yerleşmiş gözüküyor. Borsanın bu seviyeleri, 2008 yılının Ocak ayında aşağı yönlü kesilmiş ve bu tarihten itibaren de bir daha yakalanamamıştı. Mevcut dinamikler, teknik açıdan borsanın 50 bine kadar ciddi bir direnç noktasının olmadığını ortaya koyuyor.

Beklenenin üzerine beklenmedik bir şok daha yüklediği halde küresel piyasaların Çin engelini aşması onları daha da yüreklendirdi şüphesiz. Oluşan coşkunun bir müddet daha devam edeceği öngörülebilir.

Yine de piyasalar eninde sonunda reel ekonomide neler olduğuna dönüp bakmak zorunda kalacaklar. İşte bu noktada hem şirketlerin 3. çeyrek bilançoları, hem de Ağustos ve sonrasına ait veriler önemli olacak.

Üçüncü çeyrek bilançoları özellikle önemli olacak, zira ikinci çeyrek bilançoları hem beklentilerin düşük tutulması, hem de maliyetlerin oldukça hızlı bir şekilde aşağı çekilmesiyle sağlanan kârlılık düzeyleriyle istisnai bir dönemi yansıtıyordu. Pekçok şirkette ciro artışı, faaliyet gelirleri gibi kârlılığın sürdürülebilir olup olmadığını gösteren kalemler oldukça zayıftı. Daha düşük bir maliyet tabanı, sürdürülebilir bir kârlılık unsuru olmayabileceği gibi, bugün radikal bir şekilde yapılan maliyet azaltıcı tedbirler, ileride şirketlerin başına sorun da çıkarabilir.

Öte yandan şimdiye kadar açıklanan verilerin önemli bir kısmı, ikinci çeyreğe ait dönemleri kapsadığı veya kış aylarında başlatılan mali destek paketlerinin kısa vadeli sonuçlarını yansıttığı için reel ekonomideki hâlihazırdaki gelişmeleri birebir yansıtmıyordu. Bu sebeple piyasalar özellikle Temmuz sonrası gelişmeleri daha doğru bir okuma yapmak için yakından izleyeceklerdir.

15 yıl önce
default-profile-img
Engeller aşıldıkça coşku pekişir
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..