|
“Aranızda yaşayanları intihar bombacıları yapacağız”
"Suriye'ye ve Lübnan'a ilk füzeler fırlatıldığı anda, onların çocukları Avrupa ve Filistin topraklarında intihar bombacıları olarak harekete geçecek. Avrupa'nın tamamına ve Amerika'ya şunu söylüyorum: Şu anda aranızda yaşayanları intihar bombacıları olarak hazırlayacağız. Suriye ve Lübnan'ı bombalarsanız, bugünden sonra göze göz, dişe diş. Kim başlatırsa zalimdir ve başlatan da zulmeden de sizsiniz. Araplara ve insanlara şunu söyleyeceğim: Fransa, İngiltere ve ABD'de intihar saldırıları düzenleyenlerin yalnızca Araplardan ve Müslümanlardan olduklarına inanmayın, onlar yeni Jol Jamaller (Jules Yusuf Cemal, Süveyş Krizi sırasında Mısır'da intihar saldırısı düzenleyen Suriyeli Ortodoks Hıristiyan askeri kast ediyor), yeni Muhammed el Duralar olacak. Onlar yeni dürüst adamlar olacak....” (
)


Suriye rejiminin Büyük Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun, 2011 yılında Arap Baharı Suriye'ye sıçradığında Batı'yı böyle tehdit ediyordu. Rejimin en önemli adamlarından biri olan ve ülkenin en üst dini makamını temsil eden Hassun, aynı zamanda Esad'ın en yakın siyasi danışmanlarından, parlamentonun da uzun yıllardır üyesi. O güne kadar Batı'ya karşı hep yumuşak ve uzlaşmacı yüzüyle bilinen Hassun, Avrupa Parlamentosu'nda dinler arası diyalog konusunda konuşma bile yapmıştı. El Ezher'de eğitim alan ve Sünni olduğu belirtilen Müftü, kendisini tanımlarken 'Ne Sünniyim ne Şii, Müslümanım,' diyordu.



Alman Der Spiegel, Müftü'nün bu çıkışı sonrası onunla bir röportaj yapmış, Batı'ya yönelttiği bu tehdidin nedenini sorunca “tamamen yanlış anlaşıldığı, tehdit etmediği sadece uyardığı” cevabını almıştı. Hassun dergiye verdiği röportajda özgür seçimler yapıldığında Beşşar Esad'ın çekileceğini, hayalinde olan şeyi yapıp göz doktorluğuna döneceğini iddia etmişti. Bunu ona bizzat Esad'ın söylediğini de eklemişti. 2015 yılında Doğu Perinçek, Birgül Ayman Güler ve Abdullatif Şener, yaptıkları Şam ziyaretinde Hassun ile de görüşmüş, o görüşmeden medyaya Hassun'un “Her zaman seküler bir müftü oldum” sözleriyle, Perinçek'in Hassun için sarf ettiği “Siz Atatürk'ün hayalindeki müftüsünüz,” cümleleri yansımıştı.



Kanlı rejimin aklayıcısı, gevşek vakitlerinde dinlerarası diyalogcu, rejim adına dini pozisyonunu kullanarak gerektiği yerde gerektiği şekilde yalan söyleyebilen, sıkıştığındaysa Batı'yı intihar saldırılarıyla tehdit eden birinin Atatürk'ün hayalindeki müftü olup olmadığı sizlerin yorumuna kalmış. Benim ilgimi çeken Hassun'un tehditlerinin nasıl gerçekleştiği. Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleşen intihar saldırılarının failleri Halid ve İbrahim Bakraoui kardeşler, Belçika vatandaşıydı. Saldırının üçüncü faili ve bombaları hazırlayan kişi olduğu iddia edilen Najim Laachraoui de Fas'ta doğmuş ancak Belçika'da büyümüştü. 13 Kasım'daki Paris saldırılarının geçen hafta Belçika'da yakalanan son faili Salah Abdeslam ise Belçika doğumlu bir Fransız vatandaşı. Doğrusu, Paris saldırılarını düzenleyenlerin tamamı Avrupalı.



Avrupalı liderler, mülteci krizinden, artan terör tehdidi nedeniyle korkuyor ve koşa koşa Türkiye'yle mültecileri geri göndermek üzere anlaşma yapıyor; ama terör tehdidi zannedilenin aksine Suriyeli mültecilerden kaynaklanmıyor; Hassun'un 2011 yılındaki tehditlerinde arz ettiği gibi 'aralarında yaşayanlar' intihar bombacılarına dönüşüyor. Bu da IŞİD'le mücadele konusunda Obama yönetiminin koyduğu teşhisin de, uyguladığı tedavinin de tamamen yanlış olduğunu gösteriyor. IŞİD'i hava saldırılarıyla ve kara gücü olarak seçtiği seküler birlikler, PKK ve Şii milislere verdiği destekle Suriye ve Irak'ta yok edeceğini zanneden ABD, belayı def etmek yerine çamuru etrafa saçıyor. IŞİD'in Suriye'de ve Irak'ta ilerleyişinin durduğu doğru, lakin bugün Afganistan'da, Yemen'de ve Libya'da da aktif, kendi iddiasıyla 'hilafetini' ilan etmiş durumda. Daha ötesi IŞİD ABD'deki San Bernardino saldırısını da destekçilerinin yaptığını söylüyor; Avrupa'da son iki yılda gerçekleşen tüm terör saldırılarının ardından çıkıyor; bu coğrafyada olanlarla alakası olmayan uzaklardaki Müslüman bir ülke olan Endonezya'nın başkenti Cakarta'daki terör saldırılarını üstleniyor, çıkardıkları online dergi Dabık'ta yayınladıkları bir bomba fotoğrafıyla Mısır'dan kalkışı sonrası düşen Rus yolcuğu uçağının patlama sebebi olarak beliriyor. IŞİD Türkiye'de gerçekleştirdiği saldırıları bugüne kadar üstlenmese de saldırganların kimliği IŞİD bağlantılarını ortaya koyuyor. Tüm bunlar, ABD'nin yanlış IŞİD stratejisiyle IŞİD'i bitirmekten ne kadar uzak olduğunu, aksine dünyaya yayılmasını sağladığını gösteriyor. Öte yandan, PKK gibi yapılar, IŞİD'le sözüm ona savaştıkları iddiasıyla Batı'dan meşruiyet kotarıyor; üstüne Türkiye'de IŞİD'le aynı yöntemleri paylaşarak intihar saldırıları düzenliyor. Özetle sadece IŞİD'in kendisi değil, terör, yıkım ve beraberinde getirdiği korku, yani kelime anlamıyla terör yayılıyor.



Esad 2011 yılında başlayan Suriye devrimini kirletmek için bir yandan ısrarla söz konusu sokak hareketlerini 'aşırıların' kışkırttığını söylüyor bir yandan da özellikle hapishanelerde terör suçlularını affediyor, sokaklara salıyordu. Esad'ın planı çok açıktı, durdurulmazsa kendisinin de defalarca söylediği gibi önce Orta Doğu'yu ateşe verecekti, ardından bu ateşi dışarıya taşıyacaktı. Hassun gibi rejim sözcüleri bu tehditlerin ne kadar gerçek olduğunu çok kez teyit etmişlerdi. Amerikan yönetiminin bu malum tabloya cevabı, ateşi engellemek yerine harlamak ve yaymak oldu. Bu Washington'ın sadece hatası değil, aynı zamanda yeni dış politikasının ve yeni dünya vizyonunun da sonucu. Esad'ın can verdiği terör büyüyor, ABD dünyayı yeniden şekillendiriyor, kalan herkes de ıstırabını çekiyor.



#intihar bombacıları
#Süveyş Krizi
#Suriye rejimi
#ışid
#pkk
#Doğu Perinçek
#Birgül Ayman Güler
8 yıl önce
“Aranızda yaşayanları intihar bombacıları yapacağız”
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!