|
Rakibi yoksa "diktatör" deriz

Radikal gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir, "peşinen söylemiş". Muhalefetin "çatı aday" arayışı, ölü doğmuş bir Zihni Sinir proje imiş.

Nedeni de şuymuş: Başbakan Erdoğan yıllardır o kadar farklı kesimin içine, o kadar farklı nedenlerle düşmanlık ve nefret tohumları ekmeyi başarmış ki kim gelse diğerini tatmin etmezmiş. Bu tatminsizlik bile açgözlülükten değilmiş yani, Erdoğan yüzündenmiş. Tıraş olurken yüzlerini kesseler, Erdoğan yüzünden biliyorsunuz. Şaşırmıyoruz.

Erdoğan"dan önce, hatırlarsınız, bu ülkenin siyasi partileri birbirlerini o kadar severdi ki iktidarlar işte o sevgi nedeniyle koalisyonlarla kurulurdu. Siyasi istikrar sağlayacak yeterli oyu alıp almama değildi mesele, beceriksizlik hele hiç değildi, işbirliğiydi, dostluktu, kardeşlikti. Onlar başörtülü milletvekilini de birlikte attılar Meclis"ten, Kürtçe"ye ve Kürtlere de birlikte karşı durdular, o Meclis"in sadece onların Meclis"i olması için yıllarca el ele verip birlikte çalıştılar. Mazide ne yaşanmışlıklar var. O Erdoğan yok mu o Erdoğan? Nasıl da bozdu sağlı sollu siyasi partilerimizin birlik ve beraberliğini. Artık dindarlar var, Kürtler var, barış isteyenler var; sırf bu yüzden, cumhurbaşkanlığı için "çatı aday" formülünün başarıya ulaşması zor.

Ama Özdemirgillerde çare tükenmez. Diyor ki Cüneyt Özdemir: "İlk turda her parti kendi adayını çıkarır, sonuna kadar destekler. Demokrasiyse demokrasi. Eğer ilk turda Erdoğan"ı seçtirmemeyi başarırlarsa ikinci turda bambaşka bir taktiğe yönelebilir. Muhalefetin en güçlü ve tek silahı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu boykot etmektir."

AB hibe fonlarına başvursa bu projesiyle yılın teşvik ödülünü alabilecek olan Özdemir, anlamayanlar için projeyi bir örnekle açıklıyor. "Bakın" diyor, "Sisi Mısır"da %99 oy aldı da ne oldu? Milyonlarca kişinin sandığı boykot etmesi siyasi meşruiyetinin olmadığını ve diktatörlüğünü tescilledi!"

Tabii. Biliyorsunuz, Muhammed Mursi Tora hapishanelerinde sürdürdüğü tatilini yarıda kesmiş ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koyabilmişti bu yıl, o yüzden bu örnek Türkiye"ye çok benziyor. Farkındasınız, Müslüman Kardeşler bu yıl terör örgütü falan ilan edilmedi, mecliste hala temsil ediliyorlar, yüzlerce kişi hakkında idam kararı falan da çıkmadı, o nedenle bu örnek Türkiye"ye birebir uyuyor. Hatırlarsınız General Sisi, geçen yıl askeri darbe yapmak suretiyle yönetime el koymadı, binlerce kişiyi canlı yayınlar sırasında katletmedi, o yüzden bu örnek müthiş bir örnek. Unutmamışsınızdır, Doğan medyasında asla "Darbe kötü ama Mursi de diktatörleşti canım. Halk Mursi"nin gitmesini istiyor. Ordu da onlara yardım ediyor" diyerek analiz üstüne analiz patlatılmıyordu. O yüzden bu örnek çelişkisiz bir örnek.

Ama bence Özdemir, bir örnek daha verip çılgın projesini daha güzel anlatabilirdi. Malumunuz bu hafta Suriye"de de Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ve 200 binden fazla insanın katili, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesine, ülkenin yarısından fazlasının yerinden yurdundan olmasına sebep olan kişi, bir seçim tiyatrosuyla Beşar Esad yeniden seçiliyor.

Düne kadar, "Türkiye"nin yanlış dış işleri politikası" diye diye, Erdoğan hükümetinin hem Mısır"daki darbeye, hem Suriye"deki trajediye karşı yalnız ama ahlaklı duruşuna takmadıkları kulp kalmayan, neredeyse bu diktatörlerle nikâh tazelemek gerektiğini savunan bu arkadaşlar, bugün zeytinyağı gibi üste çıkıp kendilerini demokratlar sınıfına atarken, Erdoğan"ı da nasıl diktatör ilan edeceklerinin kurgusunu yapıyor.

Özdemirgillerin zekâsından şüphem yok ama milleti aptal yerine koymaya çalışmalarına insanın tepesi atıyor. Alıştılar film artistleriyle isyan gösterileri düzenleyip sahneye koymaya, teknolojinin nimetlerinden faydalanıp ucuza film çekmeye, Samanyolu"nun baş senaristleriyle sıkı fıkı çalışmaya, artık "norm" oldu, "normal" oldu kurmaca politikalar.

Erdoğan"dan kurtulmak mı lazım? Sorun değil, "diktatör" deriz. Erdoğan"a rakip bulunamıyor mu? Aramızda bir tane bile halkın sevebileceği insan yok mu? Sorun değil, "diktatör" diye tescilleriz. Türkiye"de Erdoğan"a rakip olabilecek kişi ya da kişiler varmış da hapislerde mi çürüyormuş? Suriye"deki gibi işkence, ölüm, en basitinden yurduna hasret yaşamakla karşı karşıya mı kalıyormuş? Türkiye"de herkesin siyaset yapma özgürlüğü mü varmış, mesela Cüneyt Özdemir bile Cumhurbaşkanlığı"na aday olabilir miymiş? Detaylara takılmayın.

Devir kurmaca devri. Artık gerçekte ne olduğu değil, mevzuyu nasıl paketlediğin, nasıl pazarladığın, nasıl sattığın önemli. Amaca giden yolda her şey mübah. Örnek diye verdiğin Mısır"da, Suriye"de gerçek diktatörlerin zulmü altında can verenlerin cesetleri üstünde tepinsen de mesele değil.

Ne diyelim Cüneyt Özdemir, kurguya, montaja devam ettiğiniz müddetçe, bu millet üşenmez, bir gün kendi rakibini de, kendi muhalefetini de kendi çıkarır. Size de diskalifiye olmak kalır.

10 yıl önce
Rakibi yoksa "diktatör" deriz
Acaba hangisi daha enteresan?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!