sırasında Amerikan medyasının gündemi,
ı iddiasıydı. Ama ne gündem... Vatan hainliğinden tutun Amerikan vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atmaya hiç bitmeyen bir yaylım ateşi... Ve her an yeni bir son dakika...
Bu son skandalın hemen öncesindeki
yaşanan çalkantı, Erdoğan'ın uçağı Washington'dan havalanırken yeni bir iddiayla tekrar gündeme oturdu. Zira Comley medyaya, “
” söylemişti. Yani skandalların biri bitmeden öteki başlıyor. Trump sistemin bir taşını oynatmaya kalkışsa tüm yerleşik düzen üstüne çullanıyor. Durumu
diye niteleyen
gibi Cumhuriyetçiler dahi Trump'ın arkasında durmuyor. Bu da yeni başkanın tamamlaması gereken atamaların neden ancak %10'unu yapabildiğini, ekibini dahi oluşturmakta nasıl sıkıntı yaşadığını gösteriyor.
Washington'daki bu tablo bana
anımsattı.
Erdoğan, Suriye'deki kimyasal silahlar dahil kapsamlı bir dosyayla gitmişti. Ancak o günlerde Obama'nın da başı Trump'ınki gibi büyük dertteydi.
yeni patlamıştı ve yerleşik düzen Obama'yla medya üzerinden son kez pazarlık yapıyordu. Nitekim Obama kurulan baskıya fazla dayanamamış, kısa sürede teslim olmuştu. Eski başkanın
böyle oluşmuş, Suriye'den Türkiye'ye, İran'dan İsrail'e tüm perspektifi değişmişti.
Trump'ın Obama'dan daha dirençli çıkacağını düşündüğüm için yeni ABD Başkanı'nın o olmasını isteyenlerden biri olarak, bu mücadelenin bu kadar açıktan yaşanacağını, adeta bir iç savaş sertliğinde geçeceğini düşünmediğimi söylemeliyim. Yerleşik düzenin Trump'ı 'ehlileştirmek' için baskı kuracağını düşünürdüm ama hiç ama hiç acımaları yokmuş. Görünen o ki, Trump'tan kurtulmaktan başka ajandaları yok. Şöyle düşünün,
Trump'ın
kamuoyu önünde gelecek büyük bir başarıya muhtaç olduğu aşikar. Bu yüzden, altın değerindeki
'nu kaçırılmayacak bir fırsat olarak göreceğini yine bu köşede öngörmüştük. İdeal dünyada bu başarıya ulaşmanın yolu Türkiye'yle işbirliğinden geçiyordu, ancak maalesef öyle bir dünyada yaşamıyoruz.
Erdoğan-Trump görüşmesinden çıkan sonuç
. Bu görüşmenin seyrini belirlemek için Pentagon'un Trump'a, YPG'ye ağır silah verme talimatını ziyaretin öncesinde imzalatması da bunun ön göstergesiydi. Trump Erdoğan'a karşı karşıya olduğu durum da ortadayken,
demiş gibi görünüyor.
Ama bunun için
sözü vermesi yeterli mi? Yeni yönetim YPG-PKK arasındaki bağı
diyerek kabul ediyor olsa dahi,
bu nasıl gerçekleşecek?
Dahası, YPG'yle gelecek
yazılacak? Yerleşik düzenin tetikçisi ABD medyası, günlerce dokuz sütuna manşet göreceği Rakka zaferinin ne kadarını Trump'a tattıracak? Ya da ABD Başkanı sonrasında Türkiye'nin rahatsızlık duyduğu bazı askeri isimleri yıldızları iyice parlatılırken görevden alabilecek mi?
Rakka'da iyice popülerleştirilecek olan YPG, sonrasında nasıl geri plana itilecek? O güne gelince de bugüne kadar olduğu gibi Türkiye'ye
denmeyeceğinin garantisi var mı? Rakka kuşatması için
gibi ambalajlanan
'nın ele geçirilmesinin arkasında Deaş'ın anlaşmayla çekilmesi olduğunu Arap kaynakları doğrulamıştı.
YPG'ye Suriye Demokratik Güçleri (SDG) maskesi giydirenler, Rakka'da kurulacak yönetimin Arap ve yerel unsurlardan oluşacağını söylese de, buna ne kadar güvenilebilir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
düşünüyorum. Ayrıca Türkiye,
ı bekleyecek kadar sabırlı mıdır? Bana kalırsa hayır.
Nitekim Erdoğan'ın Washington'da biz gazetecilere yaptığı açıklamadaki
Bunu açıkça söyledik. Nitekim biz
” sözleri de bu konuda önemli ipuçları içeriyor.
Nihayetinde
devam edecek.
. İki ülke diğer tüm konularda ilişkilerini geliştirmeye devam edecek, ancak
.