|
Mali ve Kuzeybatı Afrika

Türkiye, resmi ideoloji ile birlikte gelişen yaklaşık 90 yıllık bir siyasi ve kültürel yabancılaşma süreci ile kendi geçmişinden, iman muhitinden, çevresinden, coğrafyasından, İslam âleminden büyük bir kopuş yaşadı. Bu kopuş hemen her alana uzun zaman yansıdı. Yakın coğrafyasına bile yabancılaşan ülkemiz için Afrika belki de hayal edilemeyecek bir uzaklıktaydı. Yüzünü sadece, muâsır medeniyet seviyesine ulaşma (!) gayesiyle, Batı Avrupa"ya dönen Türkiye 90 yıldır bu açılımı ve düzeyi (!) de başaramadı. Resmi ideolojiye dayalı bu politika koca bir enkaz bıraktı. Oysaki, daha yüz yıl önce İstanbul"da Kuzey Afrika, Sahra ve Trablusgarp üzerine incelemeye dayalı eserler yazılıp, yayınlanmaktaydı. Trablusgarp, Fizan ve Bingazi Osmanlı"nın vilâyeti konumundaydı .(Bkz. Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmî, Senûsîler Ve 13. Asrın En Büyük Mütefekkir-i İslâmîsi Seyyid Muhammed es-Senûsî, İkdam Matbaası İstanbul, 1325;Fizan Meb"usu Câmî, Trablusgarp"dan Sahra-yı Kebîre Doğru, İstanbul,1327; Trablusgarp Meb"usu Mahmud Naci& Mehmed Nurî, Trablusgarp, Tercüman-ı Hakikat Matbaası, İstanbul 1330)

Bugün ise artık ister istemez üstelik bilginin bilgisayar ortamlarında bu kadar dolaşıma girdiği bir dönemde, resmi ideolojinin uzaklaştırdığı, uzak denilen coğrafyalara bigane kalınamamaktadır. Nitekim son yıllarda Somali"den başlayarak Afrika"nın içlerine doğru yeniden bazı bağların oluşturulmasına yönelik çalışmalar yetersiz de olsa, görülebilmektedir.

Batılıların Fransız Sudan"ı dedikleri Kuzeybatı Afrika, Mağrip"ten, Cezayir"den başlayarak Kamerun"a kadar olan Sahra"yı da içine alan geniş bir bölgeyi kapsar. Sahil kesimindeki ülkeler hariç buranın en stratejik ülkelerinden biri de Mali"dir. Mali, özellikle Timbuktu, bölgede İslam tarihinin en önemli merkezlerinden biri .. Mali ve Timbuktu Kuzey-Batı Afrika"da Müslümanlar/İslâm açısından bölgenin en stratejik noktası. İslâm"ın bölgedeki geleceği açısından hayati derecede önemli.

Bölgede Batı Sudan topluluklarının yanısıra, Arap, Berberi ve Tuareg (Tuvarak) topluluklarının yoğun olarak bulunduğu yerler.. Özellikle Berberilerin Sinhace koluna mensup birçok topluluk bu bölgede ve Timbuktu"da bulunmaktadır. Zamanında bu mıntıka tüm Kuzey Afrika ve Endülüs"te de etkin olan birçok ulemâ ve mutasavvıfın da yetiştiği bölgedir. Bunlardan, Osmanlı döneminde, en göze çarpanlardan biri Mali -Timbuktu"lu Büyük İslâm Alimi, Büyük Nahivci, Mutasavvıf, Allâme Ebu"l-Abbas Ahmed bin Ahmed bin Ömer Es-Sinhâcî"dir. Berberilerin Sinhâce koluna mensup bir aileden gelen Ahmed Es-Sinhâcî, 963/1556"da Mali"de doğmuş, Uzun ve Çileli Bir Tahsil Hayatı sürdürmüş. Fas, Marakeş dahil Kuzey Afrika"nın birçok yerinde bulunmuştur. Çeşitli yolculuklarında topladığı 1600 cilt kadar kitaplarını bir kaza sonucu kaybetmiştir. Bu kaza ve aşiretine isabet eden tâun/vebâ hastalığı dolayısıyle büyük sıkıntılara maruz kalmıştır. Sonradan memleketine, Timbuktu"ya dönmesine H. 1014 tarihinde izin verilmiş. Burada yirmi yılı aşkın tedrisât ve te"lifat ile meşgul olmuştur. Esahh olan kavle göre, 6 Şabân 1036/1627 Tarihinde Timbuktu"da vefat etmiş ve orada defnedilmiştir. 40 civarındaki eserinden 30"una ulaşılmış, eserlerinin bir kısmı basılmıştır. Kuzey Afrika"daki Ulemâ Ve Mutasavvıf Tabakâtı üzerine yazdığı "Neylu"l-İbtihâc Bitatrîzi"d-Dîbâc" adlı eseri İslam dünyasında en tanınan eseridir. Nahiv, Kelâm, Tasavvuf ve Fıkıh üzerine olan eserleri ise halen Kuzey Afrika ve Moritanya medreselerinde okutulmaktadır. Mali-Timbuktu merkezindeki türbesi Osmanlılarca inşâ edilmiş olan büyük Cami ile birlikte son olaylar esnasında maalesef selefîler tarafından yıkılıp, tahrip edilmiştir.

Mali"de bugün Fransız işgaline zemin hazırlayan, ülkenin zenginlikleri ve stratejik öneminin yanı sıra, iki ana neden daha görülebilmektedir. Biri bölgede İslami Hareketler adı altında yaygınlaşan katı selefîlik, ikincisi ise Sahra"nın doğusundan batısına geniş bir alanda yaygın Tuareg (Tuvarak) topluluklarında gelişen etnik milliyetçilik ve buna dayalı sekülerleşme olayıdır. Mali"de Tuaregler (Tuvarak), etnik bir sâikle Fransızlar tarafından İslâm"a karşı kullanılmak istenmektedir. Asıl itibarıyle Tuaregler/Tuvaraklar ve Berberilerîn Kuzey Afrika"da etnik kimliklerini İslâm"a karşı bir tutuma bürünmesinin hiçbir tarihi temeli mevcut yoktur. Tarihe bakıldığında, buna hiçbir şekilde haklarının olmadığı açık. Oysaki, İslâm Tarihi boyunca, Kuzey Afrika"da Berberi ve Tuaregler birçok İslâm devletleri kurdular. Murabıtlar, Muvahhidler, Ağlebiler, Taşifinler, Zîrîler, Habbûsîler, Abbudîler, Merrînîler, Zeyyânîler, Der"avîler, Hafâsîler,Beni Ahmer gibi devletler Berberiler ve Tuvaraklar tarafından kurulmuştu .İspanya/Endülüs Fatihi Ünlü Târık Bin Ziyâd dahi bir Berberiydi. Berberilerin ve Tuareglerin İslâmla/Ümmetle yolları ayrılmamalıdır. Açıkça söylemek gerekirse, Kuzeybatı Afrika"da İslâmiyetin devamının teminatı bu iki İslâm topluluğudur. Özellikle, Moritanya ve Mali"deki militan/katı Selefi grupların Berberileri ve Tuaregleri İslam"dan soğutmaya, Fransa"nın elini güçlendirmeğe matuf tutum ve eylemleri sorunu daha vahim noktalara taşımaktadır. Görülen o ki, Bir yandan Fransızlar, diğer yandan Selefî militanlar Kuzey Afrika"nın en önemli İslam medeniyet merkezlerinden biri olan Mali-Timbuktu"yu ortadan kaldırmaktalar.

Bu konuya devam edeceğiz.

11 yıl önce
Mali ve Kuzeybatı Afrika
Arkadaş
Minnet
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı