|
Yemen vs. ülkelerdeki ilk Mushafların durumu…

İslâm âlemi/Ümmet uzun süredir değerlerini koruma konusunda maalesef hiç de iyi sınav vermemektedir. Özellikle tarihi eserler konusunda gösterilen bonkörlük bu anlamda hızlı bir çoraklaşmaya yol açmaktadır. Tarih"te İslâm âlemi, Haceru"l-Esved"in bile bir ara Ka"be"den koparalıp Kufe"ye götürüldüğü, kısmen tahrip edildiği, Moğol ve Haçlı seferlerindeki büyük tahribatı gördü. Özellikle, Sultanlar/melikler arasındaki savaşlar ve yangınlar da tarihi değerlerimize ve eserlerimize neredeyse Moğol istilasındaki kadar büyük zararlar verdi.

Ancak bunların hiçbiri son ikiyüz yıldır yaşanan tahribat kadar zarar vermedi. İslam dünyasının gücünün azalması, inkırâz bulması Batı Avrupa ve modernleşmenin yükselişi, bilinçli/sistemli bir tahribatı beraberinde getirmiştir. Bu tahribatta bir kısım en temel tarihi değerlerimiz ortadan kalkmaktadır. Bunun en can acıtıcı yönü, bir çok kıymetli İslam Tarih eserlerinin İslâm dünyasındakinden kat kat fazla bir şekilde Batılı/Avrupalı koleksiyonlarında yer almalarıdır. Daha vahimi, bunların, ya bilinçsizlikten, ya da maddi menfaat karşılığında bizzat Müslümanlarca teslim edilmiş/satılmış olmasıdır. Irak"ın işgali akabinde Irak kütüphane ve müzelerinin başına gelenler ve bugün Suriye"deki kargaşalık ortamında, benzeri şekilde tekrarlanan olaylar silsilevi bir şekilde devam etmektedir.

Ümmettin/İslam âleminin temel tarihi değerlerinin başında erken dönem Kur"ân-ı Kerîm /Vahy-i Celîl nüshaları, Mesâhif-i Şerîfe gelmektedir. Hususen,bazı ilk/erken dönem Mushaflar"ın bir kısmının Londra, Berlin, Paris ve Roma/Vatikan gibi merkezlerde bulunması bu husustaki vahametin derecesini göstermesi bakımından düşündürücüdür. Kur"ân-ı Kerîm/Mushaflar başta olma üzere yazma/yazılı eserlerimizin büyük çoğunluğunun yabancı ellerde olması. Ümmet açısından büyük bir utançtır.

Tüm bunlara rağmen İslam dünyasında halen de korunması gereken çok zengin bir miras söz konusudur. Ancak, Mağrip"ten, Pasifik"e kadar İslâm âleminde bu konuda çok kötü bir sınav verilmekte, sabıka kaydı kabarmakta, tarihi/yazılı eserlerimiz bağlamında adeta bir yağma yaşanmaktadır. Son dönemlerde Yemen"de bulunan erken/ilk devir, sahabe devri Mushaflarının içinde bulunduğu feci durum en başta üzerinde durulması gereken husustur. Zamanında yıpranmaktan, mahvolmaktan korunmaları için, Yemen/San"a"da El-Câmiu"l-Kebîr"de toplanmış olup, unutulmuş olan binlerce Mushaf ve Mushaf parçalarına son dönemde Cami"de yapılan bir tadilat esnasında, yılanlarla, rutubetle dolu bir mahzende ve çatıda ulaşılır. Ancak bunlar alalâde çuvallara konarak, çöp konteynerlerı gibi yerlere konarak çürümeğe terk edilir. Aralarında, Asr-ı Saâdet-Medine devri, sahabe devri Mushaf ve Mushaf parçaları da olan bu hazine, muhafazasız depolarda, çöp konteyneri gibi sandıklarda hırsızların merhametine terk edilir. Bunlardan bir kısmı/bazı varakları maalesef çalınarak Avrupa"ya satılır ve Berlin/Londra müzayedelerine düşer. Yemen"de bulunan Mushaflar ve Mushaf parçaları bir zaman Eski Diyanet İşleri Reisi Tayyar Altıkulaç tarafından birkaç kez Yemen"e gidilerek incelenir. Ancak o zamandan bu yana Alman uzmanların, Alman hükümetinin tahsisatı ile, fotoğraf çekimi yapmaları dışında hiçbir korunma, inceleme ve tasnif işlemi yapılmaz. Halen de sağlıksız ortamlarda korunmaya (!) devam edilmekte. Sahipsiz kalmış durumdadırlar. Bugün gazetesinin 10 Şubat tarihli haberi de durumun fecaatini açıkça ortaya koymuştur. San"a Büyük Camii"nde bulunmuş olan korunmasız vaziyetteki Mushaflar San"a"da müzede sergilenen Mushaftan çok daha eski tarihlere ait olup, orijinalliği açısından ehemmiyet arzetmektedir.

İslam âleminin iki asırdır yaşadığı travmaların eseri olarak oluşan bu kötü şartlara karşın, Türkiye, Yemen"deki bu temel değerlere sahip çıkmalıdır. İstanbul"daki Mukaddes Emanetleri koruma konusunda iddialı olan bir Ülkenin bu konuda öncülük yapması elzemdir. İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliğine Ekmeleddin İhsanoğlu"nu seçtirebilen bir Türkiye, Yemen"deki bu Mushaflara sahip çıkmaya mecburdur. Böyle bir ilgi ve alaka Ortadoğu ve İslam ülkelerine yönelik sahici açılımın çok somut bir adımı olacaktır. Bunun yanısıra, ilgi bekleyen erken/ilk devir, Hz. Ali"nin (K.V) hilâfeti dönemine ait Mushaflardan biri de Gürcistan /Tiflis"teki Cami"de bulunmaktadır. Tiflis"teki bu Mushaf"ın da korunması, incelenmesi ve tıpkıbasımının yapılması elzemdir. Tüm bu konularda hükümetin ve Sayın Başbakan"ın bizzat ilgi göstereceğini umuyoruz.

11 yıl önce
Yemen vs. ülkelerdeki ilk Mushafların durumu…
İyi de kardeşim, biraz da Türkçe öğrensen olmaz mı?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü