|
Deştikçe neler çıkıyor neler?

Şişecam''da 12 yıldır sürdürdüğü görevini bırakan Adnan Çağlayan''ın uygulamaları ile ilgili nereye el atsanız, kiminle konuşsanız yeni bir skandalla karşılaşıyorsunuz. Geçen hafta köşemizde yer verdiğimiz bilgiler ışığında yaptığımız araştırmalar sonucunda; Cam-İş Menkul Kıymetler Müdürü Üstün Tuna''nın apar topar tatile çıktığını öğrendik. Şişecam''ın borsadaki işlemleri ile ilgilenen Cam-İş Menkul Değerler''in müdürünün tatile çıkmasının arkasında da Adnan Çağlayan''ın marifetlerinin etkili olduğu kulağımıza geldi. Anlatılanlara göre; Çağlayan Cam-İş Menkul Kıymetler''i kendi şirketi gibi kullanarak, borsada kâr ederse kendine, zarar ederse şirketin portföyünde gösteriyormuş. Çağlayan''ın ani bir şekilde emeklilik kararı almasında etkili olan nedenlerden biri de buymuş. Bu arada, hafta içinde Şişecam''da görev yapmış üst düzey eski bir yöneticiyle sohbet imkanı bulduk. Şişecam''daki sorunların kaynağında İş Bankası eski Genel Müdürü Ünal Korukçu döneminde başlayan, "İş Bankası Genel Müdürü''nün aynı zamanda Şişecam''ın Yönetim Kurulu Başkanı olması olması uygulamasının" bulunduğunu belirten üst düzey yönetici, Sabancı ve Koç gruplarında dahi böyle bir uygulama olmadığını söylüyor. Aslan Çimento, Dışbank ve Manaş skandalları hatırlandığında bu söylenenlerin pek de haksız olmadığını söyleyebiliriz.

TÜSİAD''ı bölen kriterler

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı oldukça renkli bir toplantıydı. Siyasilere yapılan sert uyarıların yanısıra toplantının basına kapalı bölümünde çok ilginç tartışmalar yaşandı. Basına yansımayan bu tartışmalar arasında en ilginç olanı, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı''nın değindiği "Kopenhag Kriterleri" konusuydu. Eczacıbaşı, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekretaryası''nın eşgüdümünde hazırlanan "Kopenhag Siyasi Kriterleri Işığında Türkiye''nin Alması Gereken Önlemler" başlıklı rapora sahip çıktı. TÜSİAD üyeleri arasında sert tartışmalara neden olduğunu öğrendiğimiz raporda, Anayasa ve yasalarda yapılacak değişikliklerle ulaşılması öngörülen hedefler şöyle sıralandı:

Hangi gerekçe ile olursa olsun, düşüncenin değil, ''eylemin'' sınırlanması.

Seçim ve siyasi partiler yasalarının yeniden düzenlenmesi.

Ulusal egemenlik ile AB üyeliğini bağdaştıracak yasal düzenlemelerin yapılması.

"Yasaklanmış dil" kavramının Anayasa''dan çıkarılması.

Yargı bağımsızlığını sınırlayan hükümlerin kaldırılması.

Kadın ve erkek eşitliğinin Anayasa''da yer alması.

Çalışma yaşamını düzenleyen yasaların Avrupa normlarına uygun hale getirilmesi.

Yasama dokunulmazlığının sınırlandırılması.

Bürokrat-işadamı ilişkisi (2)

Geçen haftaki köşemizde bürokratlarla işadamları arasındaki ilişkilere verdiğimiz örneklere devam edeceğimizi söylemiştik. Bugün vereceğimiz örnek bu ilişkinin hangi boyutlara tırmandığının çarpıcı bir örneği. Hazine Müsteşarlığı, el konan 5 banka arasında yer alan Egebank''a, el koyma işleminden önce, bir dönem İş Factoring Genel Müdürlüğü de yapan Mehmet Karakaş''ı tayin ediyor. Karakaş, bankanın içinin boşaltılması sırasında Hazine''yi uyarmıyor. Halen Egebank''taki görevine devam eden Karakaş bununla da kalmıyor, el koyma işleminden sonra başlatılan incelemelerde de zorluk çıkarıyor ve görevlendirilen avukatları engelliyor. İşte, yeğen Murat Demirel ile devletin bürokratı arasındaki ilişkinin özeti.

24 yıl önce
Deştikçe neler çıkıyor neler?
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
Kısa hafıza, şahsi muhalefet...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı