|
Koh, Apo ve Kuzey Irak

Her ne kadar büyük tepkiler alsa ve pekçok randevu talebi geri çevrilse bile, Ankara geçen hafta önemli bir konuk ağırladı. Dışişleri''nin "Türkiye açık bir ülkedir. Ama gelen resmi kimlikli yabancı konuklarımız ülkenin hassasiyetlerine özen göstermelidir" şeklindeki uyarısına muhatap olan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Harold Koh, "resmen ağır", ama tavırlarıyla biraz "hafif" bulundu.

Tam da Yüksek Askeri Şûrâ toplantısının devam ettiği bir sırada Türkiye''de bulunan Koh, hiçbir askeri yetkili ile görüşmeyi başaramadı. Aslında Koh''la ilgili tam bir randevu kargaşası yaşandı. Askerler Diyarbakır''da olduğu gibi, Ankara''da da onun tüm görüşme taleplerini ya "geri çevirdiler" ya da "cevaplamadılar." Bu konuda bizzat Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu''nun "görüşülmemesi" yolunda emir verdiği de ifade ediliyor kulislerde. Bir de hatırlatma yapılıyor. "Daha önceki Genelkurmay Başkanı Karadayı''nın da benzer uyarıları olmuştu."

Başbakan Ecevit de önce randevu vermeyenler arasında yeraldı, ancak daha sonra "kısa" bir görüşme yapmayı kabul etti. Fakat görüşme tasarlanan "kısa süre" sınırlarını bir hayli aştı. Başbakanlık çevrelerinde, bu değişikliğin özellikle Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan''ın ısrarıyla gerçekleştiği konuşuluyor. Özkan''ın, Koh''un gezisinin krize dönüştüğü sırada, ABD Büyükelçisi Mark Paris ile yaptığı görüşmede "Koh''un temaslarıyla ilgili uyarıda bulunmak"tan çok, "Eğer Koh''un görüşmelerdeki tarzı bu şekilde devam ederse, Türkiye''de görüşecek kimse bulamaz" endişesini dile getirdiği belirtiliyor.

Güneydoğu''daki gezisi ve temaslarıyla ortalığı ayağa kaldıran Koh, Kore asıllı Amerikalı Koh, aslında ABD''nin özellikle "Çin üzerinde yürüttüğü insan hakları politikası" ile ilgili aktif olarak değerlendirdiği bir isim.

Harold Koh''un yaptığı görüşme zinciri oldukça dikkat çekici bulunuyor. Örneğin İstanbul''da bazı temaslar yaptı. Örneğin Ermeni Patriği II. Merrob''la görüştü. Patrik, bu görüşmede Türkiye ile ilgili olumlu kanaatler bildirdi. Ancak Koh''un görüştüğü bir diğer isim Fener Rum Ortoroks Patriği Bartholomeos daha farklı bir tutum izledi ve Türkiye''de azınlıklara baskı yapıldığını ifade etti. Bu görüşmenin bir başka gündemi ise Ruhban Okulu''nun açılmasına izin verilmemesi oldu. Daha sonra Leyla Zana ve Akın Birdal''ın da ziyaretçisi oldu ABD''li yetkili.

Tüm bunlar, özellikle de azınlık hakları ile ilgili konular, Koh''un dönüşte sunacağı raporlarda önemli ölçüde yeralacak noktalar olarak görülüyor. Şöyle özetleniyor işin uzmanları tarafından. "Koh''un kendisi hafif bir isim olabilir, hatta dönüşte görevden bile alınabilir. Ama yazacağı rapor önemli ve dikkate alınacak. Sadece Güneydoğu konusunda söyledikleri değil, özellikle Patrikhane ile ilgili bilgi ve değerlendirmeleri, kısa sürede Türkiye''ye sıkıntı olarak geri dönecek."

Ancak buna ek bir değerlendirmeyi de hemen aktarmak gerekiyor. "ABD, Türkiye''nin özellikle AB merkezli olarak alındığı insan hakları kıskacında kendisi devreye girerek hem Avrupa''nın alanını daraltıyor ve bir anlamda baskıyı dengeliyor. Hem de Türkiye üzerinde kendi inisiyatif alanını insan hakları üzerinden de devam ettiriyor."

Harold Koh''un ziyareti ve Güneydoğu''da söyledikleri ile Apo''nun "Barış yapın ve silahlı mücadeleyi bırakın" çağrısı arasındaki "zamanlama", önemli bir "tayming" olarak değerlendiriliyor. "Kuzey Irak''ta iki Kürt grubu arasında anlaşma sağlanıyor" açıklamasının bizzat Başkan Clinton tarafından yapılması da, ilginçtir aynı döneme rastlıyor.


25 yıl önce
Koh, Apo ve Kuzey Irak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi