|
Anadolu, medeniyetlerin harman olduğu coğrafyadır

Anadolu, tarih boyunca Doğu ve Batı medeniyetlerinin harman olup, bütün dünyaya savrulduğu coğrafya olmuştur. Anadolu şehirleri, medeniyetlerin tarihe düştükleri dipnotlar olan, sanat harikası eserlerle doludur. Anadolu şehirlerinde her medeniyetin tarihteki yürüyüşünün ayak izlerini görmek mümkündür. Anadolu, bütün büyük din ve medeniyetlerin ortaya çıktığı beşbin yıllık tarihten silinmez izler taşır.

Adıyaman Anadolu''da medeniyetler kavşağında yer alan ve tarihi ilk çağlara kadar uzanan şehirlerin başında gelir. İlkçağ''da medeniyet kervanına katılan, Pers ve Eski Yunan kültürüne dayanan Kommagene krallığının başkenti Adıyaman''dır. Hristiyanlığın temellerini atan düşünürlerden bazıları Adıyaman''ın kazası Samsat''ta yaşamıştır. İlk Müslümanlardan Ebu Zer Gifari''nın türbe ve camisi, “Adıyaman''ın Medine”si olmuştur.

Hafta sonunda Anadolu insanının Doğu''dan Batı''ya doğru giden büyük ve uzun yürüyüşünde önemli menzil noktalarından biri olan Adıyaman''da düzenlenen Uluslararası Festival ve Sempozyum''a katıldım. Adıyaman Valisi Halil Işık, Belediye Başkanı M.Necip Büyükaslan, Vakıf Başkanı Nevzat Bayhan, Kültür Müdürü Abdullah Güven''in öncülüğünde, Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Sabri Orman, Prof. Dr. Talha Gönüllü, Prof. Dr. Hacı Duran, Doç. Dr. Said Öztürk, Yusuf Tosun ve Bekir Uğur''un destekleriyle Adıyaman''da zengin bir düşünce, şiir ve müzik şöleni yaşandı.

Anadolu insanının yolunu açtığı medeniyet kervanının, Asya''dan Avrupa''ya olan yürüyüşü, Yirmibirinci yüzyılda da devam ediyor. Türkler, medeniyetler arasında yarışma olmadan gelişme olmayacağını bildikleri için, tarihlerinin her döneminde farklı medeniyetlerle bir arada yaşamaya büyük özen göstermişlerdir. Anadolu, Kafkaslar ve Balkanlar''da değişik kültürlerle birlikte yaşama ustalığı, Türkler''in düşünce ve eylem dünyasına yeni boyutlar kazandırmıştır. Bu yüzden, Anadolu insanı zamanın ritmini yakalamada hiç güçlük çekmemiştir.

Selçuklularla Asya''dan Anadolu''ya gelen Türkler, Osmanlılarla Doğu Avrupa''ya açılmışlardır. Türkler Anadolu gibi, Rumeli''yi de kendilerine değişmez vatan bilmişlerdir. Bunun için, Türkler Balkanlar''daki varlıklarını, en zor dönemlerde bile korumuşlardır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında başlayan işgücü göçüyle, Osmanlı döneminde gidemedikleri Avrupa ülkelerine de gitme fırsatını yakalamışlardır.

Türkiye, Avrupa Birliği''ne tam üye olunca, Türkler''in Doğu ve Batı Avrupa''daki varlıkları güvence altına alınacaktır. Avrupa Birliği Türkler''e geçmişte, önünden iki defa döndükleri Viyana ile birlikte bütün Avrupa başkentlerinin kapılarını sonuna kadar açıyor.

Yeni dönemde Anadolu insanının Avrupa''daki varlığı, Yunus ve Mevlana ile yeni açılımlar kazanan medeniyet değerlerine dayanacaktır. Avrupa Birliği''nde ülkelerin en büyük sermayesi, yüzyıllar içinde oluşan kültür hazineleri olacaktır.

Türkiye yeni dönemde Anadolu''nun paha biçilmez kültür zenginliklerini Avrupa''ya taşıyacaktır.

Anadolu farklı medeniyetlerin elele verdiği dünyanın en zengin kültür coğrafyasıdır.

18 yıl önce
Anadolu, medeniyetlerin harman olduğu coğrafyadır
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar