|
Ekonomiden önce kültür gelir

Değişik alanların uzmanlarınca, nasıl tanımlanırsa tanımlansın, son değerlendirmede ekonomi, insanlığın kültürel birikiminin, hayatın değişik boyutlarındaki yansımasıdır. İnsanlık tarihi boyunca, üretim gücünü belirleyen, en büyük ve en etkili kaynak kültür olmuştur. Yoksulluk gibi, zenginlik de bir sorun kaynağı olduğu için, üretim peşinde koşmak kadar tüketimden kaçınmak da, bütün kültürlerde, en başta gelen erdemdir.

*

Dünyanın her yerinde ülkelerin üretim güçlerinin yeni boyutlar kazanmasının kaynağında, gerek üretici gerekse tüketici olarak, insan vardır. Öncesi kültür olduğu gibi, sonrası da kültür olan ekonominin tarihi insanla başlar, insanın olduğu yerde, ya kültür ya da ekonomi değil, hem kültür hem de ekonomi vardır. Einstein''in enerji formülüne benzetilerek söylenirse: Ekonomi eşittir insan çarpı kültürün karesidir. İnsanda gizlenen gücü, kültür gün ışığına çıkarır.

*

Dünyada yoksulluğun oludğu kadar zenginliğin de kaynağı ekonomiden önce kültürdür. Üretilen el olmaya özendiren kültürler de, yoksulluğun kapılarını açarlar. Dünyanın her yerinde kültürel güç, üretilen ürün, hizmet ve bilgilere yansır. Üretim peşinde koşan kültürler, üretimde yarışanların, tüketim peşinde koşan kültürler ise, tüketimde yarışanların sayılarını çoğaltırlar.

*

Ekonomilerin canlılığı, üretim ve tüketim peşinde koşan insanların yarışmasına dayanır. Üretimde yarışanlar, tasarruflara yeni alanlar açarken, tüketimde yarışanlar da savurganlığa yeni alanlar açarlar. “Teknolojinin Ötesi” kitabımız da vurguladığımız gibi, teknoloji hayatı kolaylaştırmanın olduğu, kadar zorlaştırmanın da aracıdır. Benzer şekilde ekonomi de dünyadaki zenginlikleri büyüttüğü kadar yoksullukları da büyütür.

*

Ekonomik güç, iki yanı keskin kılıç gibi, bir toplumda tasarrufları artırmakla kalmaz, savurganlıkları da artırır. Bunun için, hem üreticilere hem de tüketicilere kutup yıldızı olma görevini ekonomi değil, kültür yüklenmelidir. Çünkü kazanmanın herşey olduğu bir kültürde, kazanmak için herşey yapılır. Sağlıklı bir toplumda en düşük gelirliler, en yüksek gelirliler gibi değil, en yüksek gelirliler, en düşük gelirliler gibi yaşarlar.

*

Hayatın kültürel boyutu gözardı edilirse, ekonomik boyut bütün sorunların kaynağı olur. Anadolu insanının kültüründe, sürekli tekrarlandığı gibi: “En düşük gelirliler gibi yaşamak bir erdemdir, ancak toplumun en düşük gelirlisi olmak bir erdem değildir.” Bu yüzden, bir toplumda tüketimden önce üretim peşinde koşmak bir kültürel görev, aynı zamanda kültürel bir sorumluluktur.

*

Kültürel görev ve sorumluluklarının bilincinde olmayanlar, ekonomik görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getiremezler.

*

Kültürde iyilik ve kötülük yarışı nasıl sonuç verirse, ekonomide üretim ve tüketim yarışı aynı sonucu verir.

*

Ekonomi akılla, kültür gönülle düşünür.

*

Ekonomide aranılan kültürde bulunur.

13 yıl önce
Ekonomiden önce kültür gelir
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî