|
Hicret etmesini bilmek

İslam''ın ilk yıllarında Mekke ve Medine bir Müslüman beldesi değildi. Ancak Medine''de Mekke''de olduğu gibi baskı değil, tam tersine özgür bir hava vardı.

Bir hac sırasında, Medine''li Müslümanlar, kendi ailelerini nasıl koruyorlarsa, Hz. Peygamber''i de öyle koruyacaklarını söylediler. Başta Hz. Peygamber olmak üzere bütün din kardeşlerini de Medine''ye davet ettiler.

Onların bu daveti üzerine, Hz. Peygamber "Bundan böyle sizin düşmanınız benim de düşmanımdır, sizin dostunuz benim de dostumdur. Ben sizdenim siz bendensiniz" dedi.

Bu anlaşmayı izleyen günlerde, Mekkeli müslümanlar, küçük gruplar halinde Medine''ye hicret etmeye başladılar. İki ay içinde Hz. Peygamber ve Hz. Ebubekir''in ailesi dışında hemen hemen bütün Müslümanlar Medine''ye hicret ettiler.

Müslümanların ikişer üçer Medine''ye gitmeleri, Mekke''lileri çok endişelendirdiği için Hz. Peygamber''e suikast düzenlemeye karar verdiler. Mekke''lilerin gizli planını öğrenen Hz. Peygamber de Hz. Ebubekir''le birlikte Mekke''den Medine''ye hicret etti. Onların hicreti İslam tarihinin dönüm noktasıdır. Bu yüzden, hicri takvimin başlangıç yılı olarak kabul edilir.

Müslümanlar dayatmadan özgürlüğe hicret ederek, tarihte benzeri görülmedik bir büyüme ve dinamizm gösterdiler. Onların eşsiz başarısı karşısında Batılılar''ın bile gözleri kamaşır. Tarihte hiç bir lider bu kadar kısa zamanda böylesine büyük bir devrim gerçekleştirmedi.

Hicret''in üzerinden bir yüzyıl bile geçmeden, Müslümanlar adaletin bayrağını, İran, Büyük Türkistan, Hindistan, Suriye, Mısır, Kuzey Afrika, Anadolu, Akdeniz adaları ve İspanya üzerinde dalgalandırmaya başladılar. Bu yüzden, Lamartin "Şayet gayenin büyüklüğü, kullanılan vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti, insan dehasının üç ölçüsü olursa, modern tarihin herhangi bir büyüğünü Hz. Peygamber ile karşılaştırmaya kim cüret edebilir" diye sormaktan kendini alamaz.

Müslümanların eşsiz bir dinamizm gösterdikleri "Hicret" üzerinden bir yıl daha geçti. Ancak geçmişte adalet ve özgürlüğün bayrağını bütün dünyaya taşıyan Müslümanlar, kendi ülkelerinde bile adil bir yönetim, adil bir ekonomi kuramadıkları gibi, dayatmacı, ülkeyi tapulu arazisi gibi gören yöneticilerinden kurtulamadılar.

Dünyadaki son gelişmeler gösteriyor ki, özgürlük ve adalet herşeyin önünde. Özgürlük ve adaletin olmadığı yerde hiç bir şey olmaz.

Anadolu insanı, kendi ülkesinde özgür ve adil bir yönetim kuramıyorsa, hicret etmesini bilmeli.

24 yıl önce
Hicret etmesini bilmek
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz