Sanat ve bilim hayatın bütün boyutlarında, doğru düşünme ve güzel olanı arama süreçleridir. Bilim doğruya, sanat güzele odaklanır. Sanatsız bilim, bilimsiz sanat olmaz. Her sanatla uğraşan bilimden, her bilimle uğraşan sanattan yararlanmak zorundadır. Sanat ve bilimde güzel olan doğrudur, doğru olan güzeldir. Bu yüzden, Mevlana ve İbn Haldun gibi, düşünce ve eylem dünyasının ışığını yitirmeyen kutup yıldızları, hem sanatın hem de bilimin ustalarıdır.

*

Sanatla birlikte bilimin de amacı, insanı ve dünyayı bir yandan anlamak, bir yandan da yorumlamaktır. Bilim ve sanat, açık, yalın, konuşulur, anlaşılır, birbirini destekleyen, evrensel dillerdir. Bilimden yararlanmayan sanat etkisiz, sanattan yararlanmayan bilim güçsüz olur. Onlar güçleri ve etkileri doğruluk ve güzelliği altın oranda birleştirmelerinden kaynaklanır. Bilim bir alana odaklanırken, sanat çok alana odaklanır. Bilim dünyaya, sanat insana ayna tutar.

*

Bilimin dilinde matematiksel denklemler, sanatın dilinde şiirsel buluşlar, doğru ve güzel olana giden yolun kilometre taşlarıdır. Sanat ve bilim, insan ve dünyayı anlamak ve anlatmak için, soyutlamalar yapmak zorundadır. Sanatla bilimin el ele verdiği çileli yolda, yapılan her soyutlama doğru ve güzel olanın üzerine düşen bir gölgedir. Çünkü soyutlamada sınırların aşılması, nesnel doğrulardan daha çok öznel doğrulara ağırlık kazandırır.

*

İnsanı anlamayı ve anlatmayı amaç edinen sanat, nasıl dünyadan koparılamazsa, dünyayı anlamayı ve anlatmayı amaç edilen bilim de, insandan soyutlanamaz. Bilimin yasalarını doğrulama zorunluluğuna karşı sanatın yasalarının doğrulanması zamana bırakılır. Hem sanatın, hem bilimin amacı, kısa dönemli değerlendirmeler yapmak değil, uzun dönemde değerlerini yitirmeyen değerlendirmeler yapmaktır.

*

Bütün insanlığın değerlerini ele alan sanat ve bilim eserleri, geçmişin birikimlerini kendi aynalarından geleceğe yansıtırlar. Onlar geçmişin derinliklerinden bakarlar, geleceğin zenginliklerini görürler. Kalıcı eserler verenler yüzyılların içinde ışıklarını yitirmeyenlerdir. Yüzyıllarca geçerliğini koruyan eserler, yalnızca aklı başında olan öncülerin değil, aynı zamanda aklı gönlünde de, olan ustaların yazdıklarıdır.

*

Kovandaki balın tek bir arının eseri olmadığı gibi, hiçbir kalıcı kitap da yalnızca yazarının eseri değildir. Uzun ömürlü her kitabın yazarı, kendinden önce yazanlardan çok şey öğrenmiş ve pek çok şeyi ödünç almıştır. Yunus''tan sonra gelip, onun şiirinin yalınlığından ve derinliğinden etkilenmeyen sanat ve bilim ustası yoktur.

*

İnsanlarla bağlarını koparan bilim ve sanat eserleri, hayatın dışında kalırlar, can damarlarını yitirirler.

*

Bilim sanata, sanat bilime düşülen dipnottur.

*

Bilinmeyen insan, sanat ve bilimle bilinir.