Yok, başlığa bakıp aldanmayın!
Buğu soslu sesine hiç özenmiyorum.
Ekran gurusu olmak gibi bir derdim de olamaz zaten, fobilerim var!
Demek istediğim şu;
Ergenekon terör örgütü ile ilgili bu topraklarda yazılmış ilk kitap sana ait olsun…
Yetmedi, belgeselinde imzan bulunsun…
Hatta Türkiye, ''Ergenekon'' ismini ilk kez senin hazırladığın o belgeselde duysun…
“Bu nasıl bir örgüttür, neyi amaçlar, kimlerden oluşur?” sorularını, en yüksek tonda ilk sen sor…
Ee, sonra…
Sonrası malum!
Kapı duvar, üç maymunlar…
Bugünlerde asla Can Dündar''ın yerinde olmak istemezdim.
Onun yerinde olsam… yaptığım şahane belgeselde ''ülkücü çete'' tarafını gösterdiğim madalyonun, bu kez sol kanadını ''Kemalist ulusalcı çete'' yanını gözler önüne sererdim.
Hiç tereddütsüz…
Çekinmez, öyle kaplumbağa gibi kafamı içeri çekmezdim!
Ergenekon''u Ergenekonculara anlattırma başarımın suyunu çıkarırdım.
Şimdi nereden çıktı bu Can Dündar mevzuu diyeceksiniz?
Cevap; sanal âlemde ''karpuz kabuğu'' misali salınan videolardır, sevgili okur.
Günlerdir haber portallarında dolaşan, Can Dündar''ın yıllar önce hazırladığı ''Ergenekon Belgeseli'', dehşetengiz örgüt konusunda hafızalarımızı tazelemiştir.
O belgesel, bugün Ergenekon''a suspus olanların veya derin bilinçle sarakaya alanların “Daha neler o da mı, bu da mı?” diye küçümsediği pek çok iddianın, o tarih itibariyle dillendirildiğini, bize yeniden hatırlatmıştır.
Üstelik pek çok önemli ismin yanı sıra, bugün Ergenekoncu iddiasıyla yargılanan Doğu Perinçek ve Erol Mütercimler''in ağzından, kendi cümleleriyle...
Hadi önce Can Dündar''ın o belgeselde, Ergenekon''u Türkiye''ye nasıl takdim ettiğine bakalım;
“Tam 13 yıldır bu konu üzerinde araştırmalar yapan emekli deniz subayı Erol Mütercimler, incelemeleri sonucunda, çok ilginç bir örgütle karşılaştığını söylüyor. Mütercimler''e göre; ülkeyi darbeye sürükleyen ve bugün çete diye anılan örgütün gerçek adı; ERGENEKON.”
İşte sözünü ettiğim şey budur.
Durun bir dakika!
Bakın ülke sınırları içinde, Ergenekon adını ilk kez anan ve tanımlayan Erol Mütercimler, o gün mikrofona neler söylemiş;
“Bu örgütün adını öğrendiğimde, gerçek anlamda şok oldum. … Bunu
ilk emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk''ten duyduğumda önce anlayamadım. Çünkü işin ilginç yanı, Memduh Ünlütürk Paşa, kendisinin de bu örgütün içinde olduğunu söyledi. Dedi ki; “Bu Ergenekon, Genelkurmay''ın da hükümetlerin de bürokrasinin de herkesin üzerinde bir örgüttür. Bu, öyle yasayla falan kurulmuş bir örgüt değildir. 27 Mayıs darbesinden sonra, CIA Pentagon tarafından kurdurulmuştur. …”
Can Dündar''ın buğulu sesiyle okuduğu kısa katkı cümlelerini atlayıp, yeniden Mütercimler''in ifşaatına dönersek;
“Özellikle kontrgerilla eğitimini Amerika''da görmüş, bu kurslardan geçmiş olan generallerin bir bölümü, yeri geldiğinde Ergenekon''un içinde yer alıyor. ... Bunun için de subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, işadamları var, sıradan insanlar var.”
Mütercimler sadece Ergenekon adlı örgütün yapısı hakkında bilgi vermiyor, eylemlerine de değiniyor.
Mesela Turgut Özal''a suikast girişimini, örgütün silahlı eylemlerinden birine örnek olarak sunuyor;
“Turgut Özal biliyorsunuz, bir suikast girişimi yaşadı. ... Kendisine yapılan suikastı araştırdığında ne dedi; ''Bir örgüte geldim çattım'', işte bu örgütün adı; Ergenekon…”
Can Dündar''ın belgeselle ortaya koyduğu fotoğraf budur.
Doğu Perinçek, o belgeselde faturayı ülkü ocaklarının tepesindeki isimlere kesiyordu. “Bu adamlar bizim Abdi İpekçi''lerimizi, Doğan Öz''lerimizi katletti. O adamlar Kahraman Maraş katliamında, Sivas Çorum katliamlarında da başroldeydi” diyordu.
Endişe ve dehşet içindeyim!
Sorun sadece başrolde olanların kimliği mi gerçekten?
Azmettiricilerin ideolojisi, işlenen korkunç suçları ortadan kaldırır mı?
Denklem bu kadar acımasız mı?
Ülkücü ise tamam… Kemalist ulusalcı ise… söyler misiniz ne?
Abdi İpekçi ile başlayan Hrant Dink''e kadar uzanan faili meçhulleri gündeminize, sadece azmettiricilerinin kimliği mi sokacak?
Bunu mu demek istiyorsunuz?
AKPARTİ, rövanş, hesaplaşma mavallarını bir tarafa bırakın lütfen!
Ben sağcısından solcusundan, ülkücüsünden ulusalcısından değil, kandan, darbeden bahsediyorum…
Ayrıca gerçekten merak ediyorum…
O gün ''ülkücü çete'' diye lanse ettiği Ergenekon''a aslan kesilen Can Dündar, bugün neden bu kadar suspus?
Bir tahminim var ama yine de kendisi açıklasa diyorum.
Elbette anlattığı ''heryerekon'' masalı ile ''tesbih'' fıkrasını hesaba katmıyorum.
Ben gerçeği merak ediyorum…
Sadece gerçeği…
