|
Keser döner sap döner!

Güzide memleketimizde hem keser, hem sap, hem de hesap nasıl da fır fır dönüyor.

CHP ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki gerilime bakar mısınız?

Sadece ''Yüksek Askeri Şura kararları'' veya ''pahalı araç''

polemiği olsa iyi!

Malumunuz, meselenin neredeyse iki yıla dayanan ''bir dargın bir barışık'', ''bol tansiyonlu'' mazisi var.

Hatırlayalım…

Mesela CHP''nin en mutlu dönemlerinden biri, şu son cumhurbaşkanlığı seçim sürecine rastlar.

Daha doğrusu Büyükanıt''ın cumhurbaşkanı tanımı yaparken, içinde ''özde sözde'' kalıbı geçen, o meşhur cümlesini kurduğu

tarihe…

Baykal bu cümleyi, Büyükanıt''ın Gül''ü istemediğine işaret olarak yorumlamış ve pek bi memnun olmuştu.

Memnuniyeti, 27 Nisan gecesi daha da arttı.

Saatler 23.10''u gösterirken gelen sanal muhtıra, CHP''nin Genelkurmay''a bakışını, tabiri caizse ''pamuk helva'' kıvamına

çevirdi.

Amma velâkin keserle birlikte sap da döndü.

5 Mayıs 2007''de Dolmabahçe Sarayı''nda gerçekleşen ''Erdoğan Büyükanıt'' görüşmesi, rüzgârları tersine çevirdi.

Baykal, “Dolmabahçe''de ne oldu? Bir açıklayıver bakayım. Demokratik vicdanı rahatlatmak istiyorum” diye sertleşince ipler gerildi.

Arkası geldi.

Ak Parti''nin üniversitelerde başörtüsü serbestisi getiren anayasa değişikliği tartışılırken, yeni bir kriz patlak verdi.

Büyükanıt ile Baykal ilk kez kamuoyu önünde tartıştı.

CHP lideri, “Kimse gölge etmesin, başka bir şey beklemiyoruz” diyerek Büyükanıt''a rest çekti.

Bu arada sap dönmeye devam etti…

Kuzey Irak operasyonu bittiğinde gözler bir kez daha Baykal''a çevrildi.

Çünkü CHP lideri, ciddi bir iddiayla kameraların önündeydi.

Harekâtın Amerika''nın isteği ile bittiği iddiasıyla…

Baykal''ın “Ameliyat bitti ama içeride parça unutulmuştur”

cümlesi bombanın pimini çekti.

Ve keserle saptan sonra, hesap da dönmeye başladı.

Yüksek Askeri Şura''dan ihraç kararı çıkmaması, pimi çekik bombayı patlattı.

CHP önce ''ihraçsız'' sonucu imalı bir dille eleştirdi, ardından Büyükanıt''a emeklilik dönemi için alınan makam aracını.

Tahmin ettiğiniz gibi…

Genelkurmay, en sık kullandığı ve de en mahir(!)olduğu

yöntemi devreye sokmakta gecikmedi.

Sanal muhtıra tokadını yiyen, bu kez CHP oldu.

5 Ağustos tarihli açıklama ile CHP''ye mealen; “Yüksek Askeri Şura, kararlarını sizi memnun etmek için almaz” denildi.

Kılıçdaroğlu''nun attığı ''araç kılçığı'' da es geçilmedi.

''Mesnetsiz'' kelimesinin yanına, ''ibret verici'' vurgusu özenle yerleştirildi.

***

CHP ile asker arasında zaman zaman parçalı bulutlu, bazen fırtınalı geçen günlerin özeti bu…

Aslına bakarsanız gerilimin taraflarını, CHP ile Türk Silahlı Kuvvetleri diye adlandırmak doğru değil!

Zira bir devlet partisi olan ve her daim orduya yaslanarak varlığını sürdüren CHP''nin askerle sorunu yok!

İddiaları reddetse de veda turu listesine son anda eklense de gerilimin bir ayağında Baykal var, diğerinde Büyükanıt…

Gerçi biliyoruz…

CHP''nin değişmeyen ve değiştirilemeyen genel başkanının yıldızı, sadece Büyükanıt''la değil, vakti zamanında emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile de hiç barışmadı.

Baykal''ı ne darbeye direnen Özkök mutlu edebildi, ne de 28 Şubat benzeri bir atmosfer yaratmayan veya yaratamayan, daha da önemlisi Ergenekon''a nötr kalan Büyükanıt!

Kendisine bilerek ve isteyerek ''Ergenekon avukatı'' kimliğini

edinen Baykal için, her iki dönem de sorunlu geçti.

Baykal''ın kayıtsız şartsız ''mutlu mesut'' günleri, Hüseyin Kıvrıkoğlu''nun Genelkurmay Başkanı olduğu döneme rastlar.

Yani Kıvrıkoğlu''nun “bin yıl sürer” dediği, 28 Şubat sürecine…

Bugüne dönersek…

Bakalım Baykal''ı, Başbuğ''lu yeni dönemde, nasıl günler

bekliyor?

Ve pek tabii…

Keser de sap da hesap da dönmeye devam ediyor.

16 yıl önce
Keser döner sap döner!
Kara dinlilerle milletin savaşı
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler