|
Ne akıllar ne akıllar…

Dünyayı yönetme iddiasında bulunan her ne var ise, ‘şu anki yönetim’ dahil, geri kalanlara bir vizyon, II. Büyük Savaş’tan sonra inşa edilmiş düzen ‘şıklığında’ vaadde bulunamıyor…

Ya da “du” diyelim. Bir şey var ama, o ‘eskiyi devam ettirme, yeni aplikasyon ve logo altında güncelleme’ sunuyor gibi. Aynı alanda rekabet eden şirketlerin birleşmesi gibi…

Kafa karışıklığı sürdükçe, muhataplar/hedefler, “kendi kafalarına göre” hareket etmeyi artırıyorlar…

Gürcistan
’ın-ne kritik geçittir-Çin’le stratejik ortaklık anlaşması imzaladığını bir önce paylaşmıştık.
Filistin
Dışişleri Bakanı Maliki de şöyle dedi Çarşamba günü; “ABD büyük hayal kırıklığı, ülkem giderek daha fazla
Çin
’e yöneliyor”!
İzliyorsunuz,
Afrika
’da da durum farklı değil.
Nijer
Cumhurbaşkanı Bazum; “Kıtanın Orta Sahel bölgesi
Rusya
’nın etkisine girebilir”. Burada okudunuz zaten, birden çok ülke demektir.

ABD’nin cevabı, ‘çıkış’ planı?..

***

“ABD ile AB arasında
yeni bir transatlantik yapıya
ihtiyaç var”…
“NATO ittifakı,
yetki alanını
aşan zorluklarla karşı karşıya olduğumuz zamanda Atlantik’in her iki yakasında dikkatleri üzerine çekiyor”…
“Askeri ve ekonomik güvenlik
birbirine bağlı. Koordine edilmeleri gerekli.
Ayrı bloklarda tutulmamaları lazım”…
“Çin’in güçlenmesi, iklim değişikliği, tedarik zincirlerinin korunması, Yapay Zeka,
İran
ve
Kuzey Kore
’nin nükleer tehditleri, Ukrayna’nın yeniden inşası günümüzün sorunlarıdır”…

***

ABD’nin Avrupa Birliği eski Büyükelçisi Stuart Eizenstat’ın cümleleri bunlar. (‘Wanted: a new framework for US-EU relations’, 30/07, FT.) Eizenstat’ın önermeleri üzerine, “neye lazım” diyerek düşünelim mi?

Mesela…

Bu fikir nereden geldi, muradı ne?

NATO ittifakının yetkilerini aşan alanlar nelerdir, nereleridir?

NATO ve AB’nin “aynı/yeni bloka” katılması nedir?

Bu NATO ve bu AB ihtiyaçları karşılamıyor mu?

Mesela NATO’nun yetki alanı Çin’e varmıyor. AB varabilir ama içinde ABD yok. Engel o! Mesela ekonomi bölümünde. Alana giden yolu açmak için NATO lazım. Alan/yol açıldığında da hedefleri ekonomik açıdan terbiye edebilmek için hem NATO hem AB gerekiyor…

Nedir engeller? Mesela İran. Mesela Kuzey Kore. Bu iki örneğin mevcut ve potansiyel silahı ne? Nükleer! Dahası bu nükleer güçler, Çin ve Rusya’nın nükleer stratejileriyle buluşuyor.

Ukrayna sorunu Rusya demek. Rusya ve Çin’e karşı, Doğu’ya da diyebilirsiniz, yeni AB-NATO ittifakı gerekiyor. Yeni NATO ama küresel ekonominin stratejik boyutlarını da kontrol edebilecek, tedarik zinciri, iklim krizi, vb gibi ama aynı zamanda
AB ile Doğu’nun ilişkisini kontrol altında tutabilecek siyasi bir yapı!
AUKUS ve QUAD
’ı da aynı şemsiyenin altına alma potansiyeli açık yeryüzü hakimi bir yeni NATO! NATO eşittir ABD olduğuna göre, yeni bir
ABD Küresel Devlet
i’ne yürüyecek devasa yapı!

***

Peki eski NATO ve eski AB ne olacak?

Yazdık hep, yaşayacaklar ama eskisi gibi olacak mı? Mesela üyelik sistemi nasıl olacak? Türkiye NATO üyesi ama AB üyesi değil?

AB içinde belki sınırlı bir ilerleyiş ama
yeni NATO’da eski NATO içindeki hakları sınırlanmış olabilir.
İsveç vakasındaki gibi değil, kozsuz.

AB ülkelerinin kahir ekseriyeti NATO üyesi olmasına rağmen, yenisi hem işlevsizliği giderecek hem alanı genişletecek! İkiye bölünmüş dünya, askeri-ekonomik-siyasi kutuplaşmaları ‘çok’a yükseltmeyecek, yine ikiye indirip, tahkim edecek.

Bugünün işi değil. Ama Batı’nın açmazlarına sunulan yeni bir plan. Gri alanları çok; Afrika ne olacak ya da nerede? Ortadoğu nerede? Orta ve Batı Asya nerede? Türk Cumhuriyetleri nerede? Kuzey Kutbu nerede? Tabii Türkiye nerede?

Ağır sorular bunlar…

***

Sıradan bir makale değil. Hazırlık/hazırlama. Sonbahar’da AB-ABD zirvesi yapılacak. Avrupa’nın güvenlik alanında daha fazla tehdide muhatap olacağı varsayılıyor. Haksız değil. Ukrayna örnek. Ardından Baltık ve Kuzey Kutbu hemen ikinci çatışma boyutuna evrilecek. Artı Karadeniz…

Avrupa’nın Doğu’ya yönelik girişimlerinin kontrol altına alınması dedik ya; kendi başlarına gidip, Kremlin veya Pekin’le ya da ‘aradaki’ ülkelerle ekonomik ilişki geliştiremeyecekler. ‘Yeni standart’ diyorlar, özü; mevcut Batı ekonomik düzeninin daha geniş ‘alanlara’ kavuşmasıdır.

Bu yeni sermaye demektir. Nitelik olarak kapitalist şirketleşmelerden asla farklı değil. Ancak kapsama alanı, gücü, nüfusu ve nüfuzu çok daha büyük küresel şirketlerin/konsorsiyumların doğmasına neden olacak.
Yapay Zeka
(AI) burada orijinal bir rol üstlenecek.
Şu an kamuoylarına yedirebilmek için AI’ın konvansiyonel faydalarını pompalıyorlar. Stratejik görev alanı ise bu kadar ülkenin ve muhataplarının ilişkilerini takip edip düzenleyecek, gerektiğinde “
ikaz ve müdehale”
edebilecek bir sistemi yönetmek!

***

İklim krizi tartışmaları esasında enerji politikalarına yönelik kapsamlı yaklaşım düşüncesinden geliyor. AB ve ABD’nin ortak vizyonu yok. Ya kendi başlarına düzenleyici adımlar atıyorlar ya asıl planla uyumsuz projeler geliştiriyorlar. AB, Yapay Zeka ve İklim konularında “düzenleyici” adımlar atıyor ama acaba ABD’nin aklındakine uyuyor mu? Hepsinin tek otorite altında organize edilmesi gerekiyor. Ortak vizyon sunuluyor.

Kağıt üzerinde fena plan değil. Ancak ara ülkeleri,
yeni nesil orta boy ülkeleri
, Doğu’nun reaksiyonlarının neler olabileceğini tam kestiremiyorlar. Ama tecrübelerimiz iş o kıvama geldiğinde AB’nin-hele bu haliyle-fazla ses çıkaramayacağını gösteriyor.

Transatlantik ittifakın boyutunu değiştirmek Batı’ya itirazı çözebilir mi? Niteliği değişmeyen herhangi oluşum ancak savaşlarla zemine oturabilir. O da kısa süre…

#Politika
#Siyaset
#Nedret Ersanel
9 ay önce
Ne akıllar ne akıllar…
Batıda şehir ve siyaset
Heba edilmemiş bir hayat
Jorge Jesus için gensoru
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”