Dünyayı yönetme iddiasında bulunan her ne var ise, ‘şu anki yönetim’ dahil, geri kalanlara bir vizyon, II. Büyük Savaş’tan sonra inşa edilmiş düzen ‘şıklığında’ vaadde bulunamıyor…
Ya da “du” diyelim. Bir şey var ama, o ‘eskiyi devam ettirme, yeni aplikasyon ve logo altında güncelleme’ sunuyor gibi. Aynı alanda rekabet eden şirketlerin birleşmesi gibi…
Kafa karışıklığı sürdükçe, muhataplar/hedefler, “kendi kafalarına göre” hareket etmeyi artırıyorlar…
ABD’nin cevabı, ‘çıkış’ planı?..
***
***
ABD’nin Avrupa Birliği eski Büyükelçisi Stuart Eizenstat’ın cümleleri bunlar. (‘Wanted: a new framework for US-EU relations’, 30/07, FT.) Eizenstat’ın önermeleri üzerine, “neye lazım” diyerek düşünelim mi?
Mesela…
Bu fikir nereden geldi, muradı ne?
NATO ittifakının yetkilerini aşan alanlar nelerdir, nereleridir?
NATO ve AB’nin “aynı/yeni bloka” katılması nedir?
Bu NATO ve bu AB ihtiyaçları karşılamıyor mu?
Mesela NATO’nun yetki alanı Çin’e varmıyor. AB varabilir ama içinde ABD yok. Engel o! Mesela ekonomi bölümünde. Alana giden yolu açmak için NATO lazım. Alan/yol açıldığında da hedefleri ekonomik açıdan terbiye edebilmek için hem NATO hem AB gerekiyor…
Nedir engeller? Mesela İran. Mesela Kuzey Kore. Bu iki örneğin mevcut ve potansiyel silahı ne? Nükleer! Dahası bu nükleer güçler, Çin ve Rusya’nın nükleer stratejileriyle buluşuyor.
***
Peki eski NATO ve eski AB ne olacak?
Yazdık hep, yaşayacaklar ama eskisi gibi olacak mı? Mesela üyelik sistemi nasıl olacak? Türkiye NATO üyesi ama AB üyesi değil?
AB ülkelerinin kahir ekseriyeti NATO üyesi olmasına rağmen, yenisi hem işlevsizliği giderecek hem alanı genişletecek! İkiye bölünmüş dünya, askeri-ekonomik-siyasi kutuplaşmaları ‘çok’a yükseltmeyecek, yine ikiye indirip, tahkim edecek.
Bugünün işi değil. Ama Batı’nın açmazlarına sunulan yeni bir plan. Gri alanları çok; Afrika ne olacak ya da nerede? Ortadoğu nerede? Orta ve Batı Asya nerede? Türk Cumhuriyetleri nerede? Kuzey Kutbu nerede? Tabii Türkiye nerede?
Ağır sorular bunlar…
***
Sıradan bir makale değil. Hazırlık/hazırlama. Sonbahar’da AB-ABD zirvesi yapılacak. Avrupa’nın güvenlik alanında daha fazla tehdide muhatap olacağı varsayılıyor. Haksız değil. Ukrayna örnek. Ardından Baltık ve Kuzey Kutbu hemen ikinci çatışma boyutuna evrilecek. Artı Karadeniz…
Avrupa’nın Doğu’ya yönelik girişimlerinin kontrol altına alınması dedik ya; kendi başlarına gidip, Kremlin veya Pekin’le ya da ‘aradaki’ ülkelerle ekonomik ilişki geliştiremeyecekler. ‘Yeni standart’ diyorlar, özü; mevcut Batı ekonomik düzeninin daha geniş ‘alanlara’ kavuşmasıdır.
***
İklim krizi tartışmaları esasında enerji politikalarına yönelik kapsamlı yaklaşım düşüncesinden geliyor. AB ve ABD’nin ortak vizyonu yok. Ya kendi başlarına düzenleyici adımlar atıyorlar ya asıl planla uyumsuz projeler geliştiriyorlar. AB, Yapay Zeka ve İklim konularında “düzenleyici” adımlar atıyor ama acaba ABD’nin aklındakine uyuyor mu? Hepsinin tek otorite altında organize edilmesi gerekiyor. Ortak vizyon sunuluyor.
Transatlantik ittifakın boyutunu değiştirmek Batı’ya itirazı çözebilir mi? Niteliği değişmeyen herhangi oluşum ancak savaşlarla zemine oturabilir. O da kısa süre…