Türk ve İran Dışişleri bir süredir Cumhurbaşkanı Reisi’nin Türkiye ziyaretinin altyapısı üzerine çalışıyor. Teknik görüşmeler de var siyasi görüşmeler de. Tepe noktası, İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile Sayın Çavuşoğlu’nun Ankara’da buluşmasıydı…
Bilindiği gibi Türkiye, başta ABD’den gelenler, diğer ülkelere tek taraflı yaptırımları desteklemiyor. Rusya ve İran bu örneklerden. Aynı zamanda Amerikan politikalarına karşı olmak demek. Ankara’nın gerekçeleri doğru ve günümüz dünya konjonktürü de müsait olmadığı için Washington ‘fazla’ ses çıkaramıyor. Ancak mutsuz!
Şimdi, “gözlere” bakalım…
***
Bakan Abdullahiyan’ın Ankara ziyaretinde not edilen başka platformlar da vardı. Bunlar da o gözler tarafından Astana+’ın yanına ilave edildi…
Haritayı şöyle gözünüzde canlandırınız; ilki bunun bir Güney Kafkasya formatı olduğudur. İkincisi ise bir sınırdır! Bu ülkelerin bir set oluşturduğunu hissedersiniz. Ama hissiyattır! Ne zaman, nasıl, neye evrilir, zamanın işleridir. Fakat şu açık; bu settin inşa edilmesi fikrini kuran ve kabul edenler, “bir şeye karşı” yapıyorlar bunu…
***
Haliyle, başta ABD olmak üzere, İngiltere, İsrail ve şu an stratejik dereceleri saydıkça azalan bir seri ülke için “hayati” önemdedir. Saldıracakları ortadadır, başka şansları yok. Settin doğusu da var. Onlar için de hayatidir.
Tabii ihtiyat kaydı da düşelim; her çektiğimiz resimle nikah kıyıyor değiliz. Nasıl çalışır, nereye varır bakılacak. Ama fotoğraf bu. Böyle olsun isteyenler var.. Bir de böyle olmasın isteyenler var. Onlar ne yana düşer, bizim “gözler” de onları takip edecek…
Dikkat ederseniz duyulduğu ilk andan beri kimse “kaza” demedi. Kanaat, sabotajın ABD tarafından gerçekleştirildiğidir. Avrupa ülkeleri Washington’u parmakla işaret edemedi, hatta kimileri temize çekmeye çalışan raporlar bile yazdı. Ama herkes biliyordu ki, tetiği çeken Amerika’ydı…
Tabii çarşı karıştı…
Amerika’nın önemli gazetecilerinden Seymour Hersh Şubat başında Kuzey Akım 1 ve 2 boru hatlarına 26 Eylül 2022’de düzenlenen sabotajı ABD’nin gerçekleştirdiğine dair bir haber yayımlamıştı. Sabotajla ABD yönetimini açıkça ilişkilendiriyor, Başkan ve bir dizi resmi görevliyi de isim zikrederek ifşa ediyordu…
Sonrasında Hersh şöyle de demişti; “Siyasi etkileri bizim için çok büyük olacak. Başkanı Biden ve Beyaz Saray’daki adamları inkâr etmeye devam ediyorlar. The New York Times nedense artık bu konuda yazmıyor. İktidarın söylediklerini tekrarlıyor. Siyasi etkilerini uzun vadede göreceğiz. Hatta bazı ülkeler NATO’dan çıkacak. Kazanmayacağı savaşı sürdürmek Biden için daha önemli”…
İşte The New York Times’ın cevabı, daha doğrusu “kaynaklarının” cevabı geldi. Ve anladık ki, Kuzey Akım sabotajı hızla Amerikan iç siyasetinin ve Başkanlık seçimlerinin parçası olmaya evrilmiş.
Kısa süre evvel, Zelenski’nin önce savaşın başından bu yana orduyu yöneten ‘Müşterek Kuvvetler Komutanı’nı, sonra Savunma Bakanı’nı ve geçtiğimiz hafta içinde de istihbarat camiasının en tepesindekileri görevden almasını da olası ilinti açısından akılda tutmak gerekiyor!