|
‘Uzun Rok’…
“Son olay Paşinyan ile alakalı değil. Ermenistan devletiyle de alakalı değildir. Bir yerde Karabağ’daki
çapulcu
Ermeni takımıyla alakalı bir konudur. Malûm, kendilerine göre bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapma girişimi ciddi mânada hem Paşinyan’ı hem Azerbaycan’ı rahatsız etti”…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’tan Türkiye’ye dönmeden evvel yaptığı değerlendirmeler içinde en dikkat çekici bölümlerden biri buydu…

Böylece Paşinyan’ı/Erivan’ı yaşanan krizden, 1,5 günlük çatışma sürecinden ayırdı. İlginç bir tasnif. En yalın tercümesi, ‘
Paşinyan bize lazım
’ anlamına geliyor.

Ayrıca o “takımla” alakalı kullandığı sıfat da sponsorların kimliği hakkında bilgi vermiyor mu; ‘çapulcu’ları yakın siyasi tarihimizden nasıl hatırlıyorsunuz?..


PUTİN VE PAŞİNYAN’I KAYIRMAK…
Azerbaycan-Ermenistan krizini, bölgesel açmazların teşhisi ve kaygıları üzerinden değerlendirebiliriz. Ancak bu dalgalı coğrafyayı
hangi haritaya oturtarak
meseleye yaklaşacağınız, Türkiye’nin gerçek jeopolitik tasavvurlarını, kavrayışlarını yakalamakta daha güçlü ipuçları verecektir…
“(BM’de) gerek liderler gerek başbakanların Putin’e karşı olumsuz tavırları var. Tabii biz aynı tavrı taşımıyoruz, yansıtmıyoruz.
Bu tavırları doğru da bulmuyorum
. Çünkü Rusya sıradan bir ülke değil. Gerek yüzölçümüyle olsun gerek dünyadaki konumuyla olsun Rusya’nın bir yeri var”…

Rusya’ya, özel olarak Putin’e yönelik Batı liderliklerinin tavrını yanlış buluyor Ankara. ABD, İngiltere hatta NATO’nun pozisyonları yanlış demektir bu ve listeyi uzatabiliriz…

Yani Cumhurbaşkanı aynı açıklama içinde,
bölge ölçeğinde Paşinyan’ı, küresel ölçekte de Putin’i/Rusya’yı ayırdı…

Hekimler vücudun bir yerinde yumru fark ettiklerinde, bir başka yerdeki kitleye işaret edebileceğini bilirler. Azerbaycan-Ermenistan krizini, önce Hazar’a sonra Kafkaslar’a, takiben Orta ve Batı Asya, Kafkasya, Karadeniz, İran-Irak-Suriye hatta İsrail’le Ortadoğu, nihayet Avrupa-ABD ve Çin jeopolitiği haritasına oturtmak, açık ki Ankara’ya daha doğru görünüyor…


G77+ÇİN, C5+1, ESAD VE ALAN DERİNLİĞİ…

Gerçekten lejant bu olmak lazımdır…

Somutlayalım…

Birleşmiş Milletler zirvesi başlamadan hemen evvel Küba’da büyük bir başka zirve yapıldı; resmi ismi, “
G77+Çin
” olan bu buluşma, ABD’nin burnunun dibinde, konum olarak tarihi sembolizmi de bulunan, adında 77 olsa da pratikte 130’dan fazla ülkeyi ‘Çin’e ekleyen’ bir toplantıydı…
Aynı zamanlama içinde,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ile ABD
’nin, üstelik devlet başkanları seviyesinde, resmi ismi de “
C5+1
” olan formatta Biden’ın ev sahipliğinde gerçekleş-tirildi…
Kuşku yok bu da Çin’e ve Rusya’ya mesaj gönderme amacı taşıyordu ve yukarıda çizdiğimiz haritayı teyit ediyordu. Stratejiktir. Washington’un, Türkiye sınırından Çin’e kadar uzanan devasa coğrafyada varlığını/nüfuzunu sürdürmekten
vazgeçmeyeceğini
mimliyordu…

Konumuz olmadığı için üzerine şimdi gitmeyelim ama Devlet Başkanları’nın burada yaptığı konuşmalarda irdelenmesi gereken, pozisyonları hakkında fikir verecek bilgiler vardı.

Bir başka gözden kaçırılmaması gereken gelişme, uzun zaman sonra (2011’den bu yana) ilk kez, Pekin’in daveti üzerine Perşembe günü
Suriye lideri Esad Çin’e gitti!
Süper güçlerin alan derinliğini hangi mesafede kurduğunu
böyle görmek, günümüz dış politika yaklaşımlarının/stratejik akıllarının nasıl kurulduğu üzerine açık fikir verdiğini görürken, Türkiye’nin neyin merkezinde politika yürüttüğünü de daha çok düşünmemizi

tespit ediyor.


UKRAYNA MÜZAKERE MASASININ DÜZENLENMESİ…
Haritanın ucundan tutup biraz daha sündürdüğümüzde; Polonya’nın hafta içinde Ukrayna’ya
artık askeri yardımda bulunmayacağını
açıklaması-ki, ‘Amerika’nın Sesi (VOA) gelişmeyi, ‘NATO ve AB’de ilk Ukrayna çatlağı’ olarak duyurdu-, NATO Genel Sekreteri’nin, Ukrayna’nın NATO’ya
katılamayacağını
açıklaması-ki, Ukrayna savaşının müzakerelere ulaşması için
Moskova’nın ileri sürdüğü şartlardan birinin gerçekleşmesi
anlamına da gelir mi düşünülmeli-, nihayet, ABD Dışişleri Bakanı’nın kısa süre önce Kiev’e yaptığı ziyarette ‘sabrın tükenmeye başladığına’ ilişkin Zelenski’ye fısıldadığı söylencesi de ilave edildiğinde, savaşın ABD Başkanlık seçimlerinden sonra bitebileceğine ilişkin sürecin ‘düzenlenmeye başlandığı’ işareti alınabilir…

Kiev liderine Amerikan Kongresi’nde konuşma yapma imkânı verilmemesinin gölgesinde gerçekleşen Zelenski-Biden görüşmesinin içeriği daha çok önem kazanıyor. İlk gelen haberlere ya da resmi açıklamalara fazla yüz vermeden ama satır araları ve gelişmelere dikkatle bakmak gerekiyor.

Hal böyleyken, Türkiye’nin Rusya ve Ermenistan’ı çerçeveleyen son okumaları,
büyük tabloyu
Ankara’nın nasıl anladığını da anlatıyor.
#Ermenistan
#Paşinyan
#Azerbaycan
7 ay önce
‘Uzun Rok’…
2020 yılında memurlara ödenen ödül, huzur hakkı ve taltif tutarları ne kadar oldu?
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim