|
Ecevit"in Amerika gezisi

Ecevit''in önümüzdeki hafta Amerika''ya yapacağı gezinin sonuçları, hükümet kanadı ve destekçileri tarafından çok önemseniyor.

Daha önce birçok Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu ülkeyi ziyaret etti. Ecevit''in yapacağı ziyaretin öncekilere göre bir ayrıcalığı yok. Özellikle karşı taraf için sıradan ziyaretlerden biri olma çizgisini geçemiyor.

Tony Blair''in ''Dear Bülent''i'' yakında Bill Clinton''ın ''Near Bülent''i'' olacak.

Özellikle ekonomik açıdan önemli sonuçlar bekleniyor bu geziden.

Deprem tahviline garanti verilir mi?

Hükümet, depremin finansmanı için uluslararası piyasalara satılacak tahvillere Amerikan Hazinesi''nin garantisini talep ediyor. Amerikan Hazinesi''nin garantisi sağlanırsa borçlanmanın maliyeti düşük olacakmış. Böyle bir talep, Amerikan yönetim anlayışının Türkiye Hariciyesi tarafından halen çözülemediğini gösteriyor.

Bize göre Amerikan Hükümeti tahvillerimize böyle bir garanti vermez. Çünkü, Amerikan yönetimi duygusal hareket etmez. Türkiye''de deprem oldu diye yönetim kurallarını değiştirmez. Ülkeler arası ilişkiler menfaat önceliği ve menfaat dengesi üzerine kurulur. Şu veya bu nedenle Amerika deprem nedeniyle bir katkı yapmak istiyorsa bunu ''yardım'' olarak yapar. Diyelim, 50 milyon dolar veya 100 milyon dolar hibe şeklinde. Ayni yardım gönderir. Dengelerin bozulması sonucunu doğuracak kural ihlaline gitmez.

Deprem ile tahvillerimize Amerikan garantisi arasında ne ilişki olabilir Allah aşkına? Deprem bir afettir. Acı gündür. Ülkeyi yardıma muhtaç hale getiren arızi bir sıra dışılıktır.

Tahvile garanti verilmesi, menfaat dengesine dayalı devletler arası ilişkileri belirleyen politikayla bağlantılıdır. Deprem için yapılacak bir defalık yardım, depremin ortaya çıkardığı sorumluluğu ortadan kaldırır. Tahvillere garanti verilmesi ise gelecekteki ilişkilerin belirsiz kurallara bağlanması gibi bir tehlikeyi içerir. Yani, Amerika her deprem hadisesinde müttefiklerinin çıkaracakları tahvillere garantör olmak durumunda kalır. Deprem nedeniyle Türkiye''nin bu talebi mantık dışıdır.

Amerika, gerekirse Türkiye''nin tahvillerine uluslar arası piyasalarda garanti verir. Karşılığını almak şartıyla. Dedik ya bir menfaat dengesi mevcut. Dengede sadece bir taraf lehine ya da aleyhine değişiklik olmaz. Eğer Amerika karşılığını alırsa tahvillere garanti verir. Böyle bir durumda hiç kuşkunuz olmasın, Amerika''nın alacağı karşılık Türkiye''nin alacağından çok fazla olacaktır. Zira, pazarlık güçleri eşit değil. Türkiye ile Amerika''nın pazarlık güçleri farklı. Pazarlık gücü fazla olanın elde edeceği karşılık ta fazla olacaktır.

İlave olarak, hükümet zor durumdadır. Ekonomide yolun sonuna gelinmiştir. Son vuruş bekleniyor. Hükümetin ömrünün uzaması için dış kaynağa ihtiyaç var. Tahvillerden elde edilecek paralar da depremden ziyade bütçe dengesi için sarf edilecek.

Fazla gücü olmayan bir ülkenin zor durumdaki hükümetinin başının yapacağı alış-verişin kaybettireceklerini siz düşünün. Ne verebiliriz, neyimiz var ki, demeyin.

Tekstil kotası meselesi

Biliyorsunuz, Amerika''ya istediğimiz kadar tekstil ürünü ihraç edemeyiz. Ürün çeşitleri itibariyle belirlenmiş sınırlandırmalar, kotalar vardır. Örneğin, 100.000 adetten fazla gömlek satamazsın der Amerika. Şimdi bizimkiler bu kotaları artırmaya çalışıyorlar. Amerikan Dışişleri Bakanı''nın deprem bölgesini ziyarette, kotalarla ilgili olarak yaptığı açıklamadan cesaret aldılar herhalde. O zaman da ifade etmiştik: Amerikan Dışişleri Bakanı, kotaların gözden geçirilmesi için orta vadeli bir perspektif çizmişti. Yani 3-7 yıllık bir periyod. Aslında içinde bulunulan ortamın (deprem bölgesinin) havasına da uygun diplomatik ve içi boş bir taahhüttü. Hükümet, Bakan''ın açıklamasını doğru yorumlayamadı veya yorumlamak istemedi.

Deprem oldu diye Amerika tekstil ürünlerimize koyduğu kotayı yükseltmez. Eğer yükseltmişse mutlaka başka bir konuda taviz koparmıştır. Mesela Kıbrıs konusunda veya Kuzey Irak''la ilgili. Yukarıda yaptığımız değerlendirme tekstil kotaları için de aynen geçerlidir.

Ecevit''in Amerika gezisinin çok iyi takip edilmesi gerekir. Ekonomik alanda ülkeyi iflasın eşiğine getirmiş, hayatı keskin zik-zaklarla dolu bir ve sağlık durumu tartışmalı bir Baaşbakan ülke menfaatleri açısından tehlikeli olabilir. Dünya Bankası Başkanı''nın, Ecevit''in kaldığı ikametgahta görüşmeyi kabul etmemesi bu zayıf konumun çok bariz bir işaretidir.

Dünya Bankası ve IMF görüşmeleri

Başbakan Amerika''da Dünya Bankası ve İMF yetkilileri ile de görüşecek. İMF, deprem nedeniyle kullandıracağı 330 milyon dolarlık krediyi muhtemelen 500 milyon dolara çıkaracak. Dünya Bankası''nın katkısı 1 milyar dolar olacak. Dünya Bankası''nın sağlayacağı kredinin artırılacağına dair bir işaret yok.

Özetlersek, Ecevit''in gezisinden ciddi ekonomik iyileşmeleri beklenmiyor. Gezi sıradan bir özellik arzediyor. Ancak, Ecevit mutlaka kaynak bulmak zorundadır. Aksi halde hükümetin yıkılışını kimse engelleyemez. Ecevit, 5-10 milyar dolar dış kaynakla hükümetinin ömrünü 1-1.5 yıl daha uzatabilir. Esasında süre doldu. Uzatmalar oynanıyor ekonomik patlama için.

Merkez Bankası Başkanı itiraf ediyor: "Deprem sonrasında az kalsın 1994 Nisan ayında yaşadığımız krizin bir benzeri ortaya çıkacaktı. Depremden hemen sonra yabancılar paralarını yurtdışına çıkarmak konusunda tereddüt ettiler, sonra sakinleştiler." Merkez Bankası Başkanı "Eğer, paralarını çekmiş olsalardı ekonomi patlayacaktı" diye de ekliyor.

Bu olay ekonominin nasıl hassas bir noktada bulunduğunu ve inisiyatifin tamamen yabancı yatırımcıların elinde olduğunu gösteriyor. İşin kötü tarafı kastedilen yabancı yatırımcılar, spekülatif amaçlı Türkiye''de bulunanlar. Yüksek reel faiz nedeniyle ülkemizde konuk oluyorlar. Sormak lazım, Sayın Merkez Bankası Başkanı''na, kısa vadeli yabancı yatırımcıyı daha ne kadar tutabileceğini düşünüyor acaba? Veya daha ne kadar % 40 reel faizle borçlanmayı sürdürebilirsiniz?

Ecevit Amerika''dan eli boş dönerse ekonomide her şey alt-üst olur ve kontrolden çıkar. İşte Ecevit''in Amerika gezisini tehlikeli yapan da ekonominin bu hassas ve zor durumu. Ecevit''in gezisi mercek altına alınmalıdır.


25 yıl önce
Ecevit"in Amerika gezisi
Türkiye’yi taşıyacak düşünce kapasitesi nasıl gelişir?
Erbakan"ın idama kalkmayan eli…
Hanımefendi, börek!
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?