|
Attar dükkânında yetişen ebru üstadı: Mustafa Düzgünman

9 Şubat 1920’de İstanbul Üsküdar’da doğdu. Babası Aziz Mahmud Hüdayi Camiinin imamlığını yapan Saim Efendi, annesi Hezarfen Necmeddin Okyay’ın yeğeni Şükriye Hanımdı. 3 kardeşin ortancası olan Mustafa Düzgünman, ilk tahsilini Ayazma Mektebi’nde aldı. 1938 yılında büyük dayısı Necmettin Okyay’ın teşviki ile Güzel Sanatlar Akademisi Türk Tezyinat Şubesi’ne kaydoldu. Burada ciltçilik ve ebru üzerine dikkat çeken çalışmalara imza attı. Ancak ailenin maddi durumu okula devam etmesine engel oldu. İlkokul günlerinden bu yana çalıştığı babasının Hakimiyet-i Milliye Caddesi üzerindeki meşhur attar dükkanına döndü.

Çocukluk günlerinden itibaren musiki ile ilgilendi, babasının imamlık yaptığı camilerde müezzinliğin yanında cumhur müezzinliği, teravih müezzinliği de yaptı ve bir ilahi heyeti oluşturdu. Bir kısmının güftesi kendisine ait olan değişik makamlarda yirmi ilahi besteledi. Bir yandan da tesbih sanatına ilgi duyuyor ve bir koleksiyon oluşturuyordu. Akademi yıllarında fotoğrafçılığa da merak salan Mustafa Düzgünman, bu sanatta gayet başarılı olsa da maliyetler çok yüksek olduğundan bu ilgisini devam ettiremedi.


1942 yılında akademideki öğrenciliği sırasında büyük bir sergi yapıldı ve dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü sergiyi ziyarete geldi, eserleri çok beğenildi. Akademiyi bıraktıktan sonra evinin bir bölümünü atölye yaparak ebru çalışmaya devam etti ancak 1944 yılında ciğerlerinden büyük bir rahatsızlık geçirdi. Uzun müddet sanatoryumda yattı. 3 yıl süren tedavisi boyunca Aziz Mahmut Hüdai Hazretlerinin divanı tetkik etti.

Unutulmaya yüz tutmuş, kimsenin ilgilenmediği, adı dahi anılmayan bir sanat olan ebru sanatına İkinci Dünya Savaşı yıllarında başladığı için verdiği mücadelelere yokluk da eklendi. Bu durumu kendi cümleleri ile şöyle anlatıyordu: “İkinci Dünya Savaşı sıralarında olduğu için kağıt bulamıyorduk, gazete kağıdına ebru yaptığım bile olmuştur…” Talebelerinden Alparslan Babaoğlu, ebru yaparken kullandığı kavanozlar arasında reçel, salça gibi yiyeceklerin boşaltılmış kavanozları ve eczacı dostlarından edindiği merhem kavanozları olduğunu yazmıştı.

Mustafa Düzgünman, 1954 yılında Aziz Mahmut Hüdai Hazretleri’nin türbedarlığı vazifesini üstlendi. 1953 yılından 1979’a kadar, yirmi altı yıl süreyle yaptığı türbedarlık hizmeti için hatıralarında, aldığı 45 lira aylık ile harap durumdaki türbeyi onarmaya muvaffak olduğunu ancak türbe ile ilgilenmeyen Vakıflar Kurulunun bu tutumu nedeniyle maaşın yetmediği yerlerde attar dükkanından kazandığı geliri de sarf ederek masrafları karşılamaya çalıştığını yazıyordu.

Özellikle türbedarlık yaptığı dönemde çok sayıda şiir kaleme aldı. Koşma tarzında yazdığı şiirlerin en tanınanı ebru sanatını konu aldığı 20 kıtalık Ebrûnâme’ydi.

1967 yılında Galatasaray Yapı Kredi Bankası binasında bir ay süren bir ebru sergisi açtı. Büyük ilgi gören bu serginin devamında hem basından hem bazı kuruluşlardan kendisine gelen davetleri kabul ederek ebru sanatının duyulmasına büyük katkı sağladı. Bu çalışmalar sonucunda kendi tabiriyle “Efkarı umumiye ebrunun ne olduğunu anlamaya başlamıştı, insanlar, çocuklarına ve işyerlerine ebru ismini koymaya başlamıştı.”

1940’ta başlayıp vefatına kadar elli yıldan uzun süre ebru ustalığı yapan ve birçok talebe yetiştiren Mustafa Düzgünman, 12 Eylül 1990 tarihinde vefat etti. Uzun yıllar türbedarlığını yaptığı Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin dergahında kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Ahmed Yüksel Özemre’nin en çok okunan kitabı “Üsküdar’da Bir Attar Dükkanı” isimli eserinin ana konusunu teşkil eden attar dükkanında vefat edinceye kadar esnaflık yapmayı da sürdüren Mustafa Düzgünman, sanatını aynı güzellikte kaleme dökmüş ve ebrusundan böyle bahsetmişti:

“Besmeleyle tezgâh açıp ebrû yapan kişiyiz

Fırça ile su üstünde hüner satan kişiyiz

Üstadımız Özbek Şeyhi hem Necmeddin Hoca’dır

Büyüklere boyun kesip Hakk’a tapan kişiyiz.”

#Mustafa Düzgünman
#ebru
#Aziz Mahmut Hüdayi
2 yıl önce
Attar dükkânında yetişen ebru üstadı: Mustafa Düzgünman
Spiritüel cinnet örgütü, dini bir cemaat mi?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü