Tıpkı satrançta "rok" hamlesindeki şahla kalelerden birinin yerlerini değiştirmesi gibi MHP ile FP yer değiştiriyor
Siyaset, denklemlerin en çabuk değişebildiği ilişkiler ağına sahip. Pozisyonlar ve temsiller çok kolay yön değiştirebiliyor. Büyük siyasetlere imza atmış siyasi teşekküller belki de bu nedenle rakiplerinin ne yapıp ettiğinden çok kendi konumlarını ve doğrultularını korumaya çaba sarf etmiş bir tarihe sahip oluyorlar. Çünkü siyasetin değişken ve dinamik şartları içinde rakibin durumundan ziyade, kendi konumunu korumak ve pozisyonunu gelişen şartlara göre pekiştirebilmek bir siyasi teşekkülü büyük siyasetlere imza atabilecek potansiyele eriştirebiliyor.
Değişen şartlara uyum sağlayamamak, siyasi partileri çıkış noktalarından çok uzaklara atabiliyor. Kimileri önlerine çıkan imkânları heba ederken, kimileri de karambolden yararlanarak hiç de hak etmedikleri pozisyonlara kavuşuyorlar. "Katman siyaseti" yapan bir parti bunun hakkını veremezse, kolaylıkla "klan siyaseti"ne dönüştürebiliyor potansiyelini. Siyasetin bittiği noktada ise, dar mensubiyetlerin toplumsal-siyasal merkezi kuşatmasıyla beraber, klan siyasetinin temsilcisi bir parti katman siyasetine oynayabiliyor. Düne kadar klan siyasetinin tipik bir temsilcisi olan ve tabiatı itibariyle siyasete "karşı olan" ne varsa bünyesinde barındıran MHP, bugün, siyasetin bittiği noktada, dar mensubiyetlerin merkezi ele geçirmesiyle kitle partisi oluverdi ve bünyesi hiç de uygun olmadığı halde katman siyaseti yapan bir görüntüye bürünüverdi. Katman siyasetinin temsili için epey mesafe almış olan FP ise siyasetsizlik illetinden bir türlü kurtulamadığı için klan siyasetine doğru dört nala yol alıyor.
Öcalan meselesi umulandan çok daha fazla tayin edici bir rol oynuyor siyaset için. PKK önde gelenlerinden birinin yeni yıl münasebetiyle yaptığı konuşmayı, Öcalan''ın idam edilmemesi temennisini yaptığı sırada telsiz mandallayarak kesmeye çalışan ve "Öcalan asılsın" diye bağıran PKK''lılar, örgütün bundan sonraki gıdasının Öcalan''ın asılmasına bağlı olduğunun farkındalar. Türk siyasetine yön verenler ise, terörün gıdasız kalmasının infazın gerçekleşmemesine bağlı olduğunu "resmî raporlar"la öğrenebiliyorlar ancak. Siyaset yerine medyayı kullanarak yaklaşıyorlar meseleye ve Tunceli''deki PKK saldırısını Öcalan''a karşı olan ekibin yaptığını "özenle" yayıyorlar. Siyaset kurumu "mesele" karşısında mecburi pozisyonlara sarılıyor. Cumhurbaşkanı Demirel''in bu noktada tecrübesini tüm ağırlığıyla olaya yansıtması, şimdilik aşırı adımlar atılmasını önlüyor ve işi 12 Ocak türü bir dengede tutuyor. Fakat bu dengenin, 12 Ocak mutabakatına rağmen, kalıcılığının sık sık güncelleştirilmesi zorunlu olan bir denge olacağı da göze çarpıyor.
Süre uzadıkça renkler biraz daha belli oluyor...
MHP idamı onaylayıp, sorumluluğu Cumhurbaşkanı''na atmayı planlarken bunun öyle kolayca mümkün olmadığı ortaya çıktı. İnfazın ertelenmesinde yarı aktif bir sorumluluk aldı MHP ve böylece, AİHM''nin kararını bekleme ve "belirleyiciliğini kabul" noktasına doğru sessiz sedasız kaymaya başladı. 12 Ocak bildirisine MHP marifetiyle giren, infazın geçici olarak bekletildiğini içeren ifadenin havada kalacağı şimdiden belli. Neticede, MHP "kendine rağmen bir dengeye" doğru ilerliyor.
Öte yandan FP''de tam tersi gelişmeler yaşanıyor. FP idamı destekleyen çekingen açıklamaları satır aralarına sıkıştırsa da bu hassas dengede AİHM kararını beklemeye dönük mutabakata varmış görünen hükümet üyelerini köşeye sıkıştırmaya dönük politikaların hamiliğine soyunan ve idamın bayraktarlığını yapan bir görüntü veriyor. Siyasetsizlik illeti FP''yi adım adım bu noktaya kilitliyor ve FP farkına bile varmadan kendi konumunu kendi elleriyle hırpalıyor.
Düne kadar katman siyaseti yaparak kendi pozisyonunu Türk siyasetinde bir "üçüncü yol" haline getirebilmiş olan FP, Öcalan konusundaki tutumu yüzünden klan siyasetine sıkışıyor. MHP ise klan siyaseti yapamayacağı bir konjonktürde olduğunu kavramış görünüyor ve hiçbir şey yapmayarak, kendine rağmen katman siyaseti yapan bir imaj yayıyor. Tıpkı satrançta "rok" hamlesindeki şahla kalelerden birinin yerlerini değiştirmesi gibi MHP ile FP yer değiştiriyor. Temelden yoksun olsa da bu değişim, karakteri temelsizlik olan mevcut siyasi ortamda, ciddi hareketlilikler doğuracaktır. İlk görünen sonucu, siyasetin önünü açmanın motoru olabilecek olan FP''nin, siyasetin önünün açılmasının en büyük engeli haline gelmesidir.
