|
Festival bir festival

Geçen gün, yukarıda yer alan e-posta adresime bir ileti geldi.

Hoş, o e-posta adresim Boğaz Köprüsü gibidir, gelen iletinin haddi hesabı yoktur. Bu yüzden çoğunu siler geçerim.

Bu ileti “Şiir İstanbul 2011 Başlıyor” şeklinde olunca dikkatimi çekti, baktım.

Bir şiir festivali hakkında basına mahsus bilgilendirme iletisiydi.

Festivallerle aram oldum olası iyi değildir.

Festival dendi mi köçekler, vahşi kapitalizmin besili dudaklarındaki kan lekeleri gelir gözlerimin önüne.

Bilgi kısmında “Şiiristanbul Avrupa''nın ve Dünya''nın bütün büyük şehirlerinin kültürel hayatında olduğu gibi, bulunduğu şehri temsil eden bir şiir festivalidir. (London Poetry Festival, Dublin Poetry Festival… vd)” açıklamasını görünce, “tamam” dedim içimden; sağcılar, kültürel “sömürü”yü cicileştiren bir kelime niyetine “festival”i seçmekle kalmamışlar, kendilerine çok yaraşan “onlarda var, bizde neden olmasın” muhabbetiyle bu festivali icat eyleyip, yine “malı götürmüşler” diye düşündüm.

Festival''in “tema”sıyla, katılımcılarına bakınca (“Malı götürme” işlerinde çok profesyonelleşmiş olsalar da), bu konuda sağcıların günahını aldığımı hemen anlayıverdim.

Tema şu: “Şiiristanbul 2011''in tema şiiri, Günümüz Arap Şiiri''dir. Festivalimiz Arap dilini, dünya şiirinin bu muazzam damarıyla onurlanmış Arap halklarını ve Arap Halklarının 2011 yılına damgasını vuran özgürlük taleplerini selamlamaktadır.”

Festival''in tema''sı (az kalsın ''yaması'' diyecektim) böyle olunca, (Arapça''yı değil, çünkü Arapça aynı zamanda Kur''an''ın dilidir) “Arap dilini” konuşan onca ülkeden sadece Fas, Mısır, Lübnan, Suriye, Filistin, Tunus ve Irak''tan şair desteği sağlanabilmiş… Diğer şairler, tema''yla hiç ilgisi olmayan ülkelelerden tedarik edilmiş.

Festival''in mucidi ve sahibi olmakla Türkiye''den katılan şairler de var elbet.. Belli ki, şairlerin tema''ya uygun düşmeleri açısından Baki, Fuzuli, Nedim, Şeyh Galib gibi şairlerin şiirlerini sözlük kullanmadan okuyacak derecede –Arapça''ya değilse de– Osmanlı Türkçesi''ne vakıf ve onların Arap diline de bağlı olarak oluşturdukları şiir kültürünün bilinmesi, geleceğe taşınması konusunda çok gayretkeş olanlarını seçmişler… Latif Epözdemir, Mehtap Meral, Şener Aksu, Arife Kalender, Hilal Karahan, Osman Bozkurt, Haldun Çağlayan, Özgür Özmeral, Levent Özbek… filan.

Ama çok ayıp, “bunlar kimdir, ne zaman şair olmuşlar, şair olmuşlar da biz niye duymamışız” gibi sözler söylemeyin. Solun henüz tedavülde bulunan son klişesiyle “emeğe ve şiir üretimine saygı duyalım lütfen.” Çünkü emek kutsaldır, ve nerede, nasıl, ne zaman gerçekleşip gerçekleşmediğinin de hiç bir önemi yoktur.

Bir yetkili, değil Arapça''nın, Osmanlı Türkçesi''nin orta-öğretimde ders olarak okutulmasını isteyecek olsa, inadına bir itiraz için, tıpkı “ucubeye” sahip çıkmak adına “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik” teranesiyle sınır boylarına yürüyen “kiç” düşkünü Sol sanatçılar(!) gibi, acil şov eyleminde bulunma telaşıyla soluğu Taksim''de alacak olan bu Sol festivalcilerin, Arapça''yı kutsamaları, yıllardır “pis” diye niteledikleri “Arap halkları”na sahip çıkmaları da neyin nesidir, diye merak etme hakkına sahipsiniz ama...

Efendim, mesele şudur: Malumunuz Tunus''dan Suriye''ye, oradan Yemen''e kadar Müslümanlar totatiler yönetimlere başkaldırmakla kalmadılar, mevcut yönetim biçimlerini sorgulama ve değiştirme kararlılığını da ortaya koydular… Bunun “Siyasal İslam”ın yükselişine sebep olup olmayacağı, bir zamanlar Marksistlerin taşıdıkları ve şimdi yerlerde sürünen “emperyalizme karşı olma” bayrağının Müslümanların eline geçip geçmeyeceği hararetle tartışılıyor.

Tartışmanın iki tarafı var: Müslümanlar ve Batılılar. Sol, toplumsal konuların çoğunda olduğu gibi, Kapitalist ilgilerden (ve MHP''lileşme eğiliminden) zaman bulup, bu konuda da düşünce ve görüş üreten bir taraf olamadı.

Sol festivalciler işte böylesine, kanırtılarak edinilmiş bir niyetle ve ancak “festival” kelimesiyle nitelendirilebilecek romantik bir çabayla, yukarıda belirttiğimiz yama''yı (tema''yı diyecektim) etkinliklerine dahil edivermişler…

“Festival, Meksika ve Yeni Zelanda halklarına hayırlı olsun” diyor ve gülümseyip geçiyoruz…

13 yıl önce
Festival bir festival
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD