|
Nedir bu sağ ayaklar?

Anlayalım, nedir bu sağ ayaklar? Neden bir sağcı, İslamcısını, muhafazakarını, liberalini… derleyip toplayıp tıkar "sağcılık" çuvalının içine…

Onun, sağcılık çuvalının içinde tıktıkları arasında bir sorgulama yapsak, en az yüzde doksanı, "Müslüman olmasaydım, solcu olurdum" diyecek, sağcılıktan söz edildiğinde kokuşmuş bir et görmüş gibi yüzünü çevirecektir.

"İyi de sağcılar da Müslüman değil mi sonuçta?" denilebilir ama buradaki vurgu din diyanet ayrımına yönelik bir vurgu değil, tıpkı İslamcılık kavramında olduğu gibi dünya görüşü farkını belirtmek üzere benimsenmiş bir kelimedir…

Fark, önemli…

Edebiyat planında, bir sağcı ile bir İslamcının dünya görüşleri Atlas Okyanusu''nun iki ucu kavuştuğunda ancak kavuşabilir birbirlerine…

Nedir bir sağcıyla bir İslamcı edebiyatçının arasındaki en önemli fark?

Sağcı, edebi gelenek kavramını değişime uğratmaksızın taşır, İslamcı ise geleneği kendi zamanının dili ve edebiyat algısıyla dönüştürerek geleceğe aktarır.

Daha özet bir söyleyişle, sağcı edebi geleneği dondurur, İslamcı ise edebi geleneği kendi zamanına mahsus edebiyatla birlikte tedavülde tutar.

Örnek mi gerekiyor?

İşte İhsan Deniz.

İşte İskender Pala…

İhsan Deniz, Şeyh Galib''i okuyup, anlayıp, şiirinin dilini, sesini ve rengini özümleyip kendi sanatı içinde, kendisine ait olarak geleceğe taşıyor,

İskender Pala ise elinde bir cila ile dur durak bilmeksizin divan edebiyatının küpünü parlatıyor…

İlki sanatçı…

İkincisi zanaatkar…

Fark demişken, bir farkı daha söyleyeyim:

Sağcı, "ona var da bana niye yok" teranesiyle "devletlû" imkanlardan nemalanmak için mızmızlanırken, İslamcı kimseye eyvallah etmeden kendinden ve geleceğe kalacağından emin bir şekilde sürdürür yürüyüşünü…

İsmet Özel''in, Nejat Çavuş''un, Ragıp Karcı''nın, Cihan Aktaş''ın, Ali Ural''ın, İbrahim Tenekeci''nin, Nurettin Durman''ın… ve daha nicelerinin eyvallah ettiklerini gördünüz mü hiç?

At gözlüğüyle yatıp kalktıkları için sağcıların göremedikleri ama İslamcıların iyi gördükleri bir şey daha var:

Amerika, İspanya, Tunus, Hindistan, Güney Kore, Japonya… dünyanın neresine giderseniz gidiniz edebi iktidar solcuların elindedir.

Çünkü onlar apriori olarak muhaliftir ve öncelikle muhalefet beslemektedir zamanımızın edebiyatını…

Şimdilerde Özdemir İnce''nin temsil ettiği, yarı devletçi - yarı solcu Köy Enstitülü acuzeleri işin dışında tutarak söyleyeyim, Türkiye''de de yeni edebiyat solcuların omuzlarında yükselmiştir. Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Attila İlhan, Cemal Süreya, Haldun Taner, Fethi Naci, Hulki Aktunç, Selim İleri, Haydar Ergülen…

Bal tutan parmağını yalar…

Büyük fuarları onlar organize ediyorlarsa, büyük yayınevlerini onlar kuruyor veya yönetiyorlarsa, helal olsun, haklarıdır.

Türkiye''de sol edebiyatın üstünlüğü bir süre daha böyle devam edecektir…

Sol edebiyatı, kurumlarıyla değilse de bireysel çabalarıyla dengeleyen tek kesim -özellikle son 25 yıldır- İslamcılardır.

Batı''yı bilirler, sol''un ne yaptığını iyi izlerler; kendileri de ne Batı''dakinden ne de sol''dakinden geride kalmayan sanatsal bir çabanın içinde yürürler…

İstemezler, yakınmazlar, hele hele hiç ağlamazlar… Sadece kendi işlerini yaparlar…

İşte bu yüzden, edebiyattaki ağırlıkları gün geçtikçe daha da artıyor… Sol edebiyat geriliyor, İslamcı edebiyat ilerliyor…

Bu bir yenme-yenilme meselesi değildir, yeni zamanın ve şartların beraberinde getirdiği bir durumdur…

Bunun böyle olduğunu sol''cular sağcılardan çok iyi görüyorlar.

Bu arada sağ ne yapıyor?

Ağlıyor.

Neden ağlıyor?

Biliyor çünkü, mamayı ağlayan çocuğa verirler, onun için ağlıyor…

Bir de oldum olası "devletlû"dan beslendikleri için alışmışlar ağlayarak almaya…

Söyleyin kim verecekse versin şu mamayı da sussun şu sağcılar…

Mesela Serdar Özkan''ı gelecek sene Tüyap''ın onur konuğu yapsınlar…

Dünya görüşünün ne önemi var, şan olsun yeter ki, bir romancı görsün dünya!

Hem ilk baskısı da Doğan''dan çıkmıştı kitabının; 2.000''lik baskısı Doğan Kitap''ın deposunda çakılıp kalmış olmalı ki, Timaş yetişti imdadına…

İlk baskısının kapağında William Blake''in "Pity"si vardı…

Hani, gökyüzündeki tombul melek, bulutlar üstündeki Meryem''i merhametiyle kuşatıyordu o resimde…

Şimdi Timaş''tan çıktığı için o Hıristiyanî kapağın yerini, gizemli bir gül silueti almış…

Dünyadaki tüm dillere çevrilmiş hem, uzay dillerine çevrilmesi için de Amerika''dan heyet bekleniyormuş…

Yetmedi mi?

Sol dergilerde bir iki sağcının da yazısına yer verilsin, Cumhuriyet ve Radikal Kitap''ta adları geçsin… Kırk gün kırk gece bayram etsin ağalar…

Sağcılar zaten mamasız kalmamışlardır hiç.

Bilmem ki, daha büyüğü mü gerekiyor?

Bence o da verilsin?

Toprak kadar çok verilsin…

Gözleri doyana kadar…

Nefesleri tıkanana kadar…

il y a 14 ans
Nedir bu sağ ayaklar?
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...