|
Paris"in beş atlısı

Geçen hafta Paris Kitap Fuarı''nda Doğan Hızlan, Semih Gümüş ve Metin Celal''le birlikte Türk edebiyatını ve eleştirisini konuştuk.

Kitaplar sayesinde yabancılığı yok olan o ortamı, daha çok “bizim” kılan “kendi insanımız”ın varlığıydı kuşkusuz.

Önce, “250 metre karelik alan bize dar gelir” diyen bir “Büyük Türkiye” vardı.

Ve orada onu temsil eden “yetkin” isimler...

Türkiye Yayıncılar Birliği''nden Metin Celal, Basın Yayın Birliği''nden Münir Üstün, Türkiye Yazarlar Birliği''nden Ali Ural, Türkiye Yazarlar Sendikası''ndan Enver Ercan… yayın ve yazar moderatörü sıfatıyla oradaydılar.

Kültür Bakanlığı temsilcisi, koordinatör Ümit Yaşar Gözüm''le birlikte, bizim zorluklarına değil sadece güzel sonuçlarına tanık olduğumuz bir dizi işi gerçekleştiren beş yaman atlıydılar….

Onlarca yazarın, iletişimden ulaşıma, iaşeden barınmaya kadar tüm hizmetlerini problemsiz gerçekleştirenler onlardı…

Türkiye, bu yılki Paris Fuarı''na Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.''nin yeraldığı “ortak stand”la katılmış.

Kültür Bakanlığı, Basın Yayın Birliği, Türkiye Yayıncılar Birliği, İTO, Kültür A.Ş., Türkiye Yazarlar Birliği ve Türkiye Yazarlar Sendikası''nca oluşturulan Ulusal Yürütme Komitesi tarafından hazırlanan sunum ve yazar programları ile Türk yayıncılığını ve edebiyatını tanıtmak hedeflenmiş.

Bu tanıtımın bir getirisi olarak da, Türk yazarlarının eserlerinin yabancı dillerde yayımlanmasına çalışılmış.

Bizden önce Sadık Yalsızuçanlar, Nazlı Eray ve Salih Zengin''e mahsus etkinlikler gerçekleştirilmiş.

İsimlerini aklımda tutamadığım kimi popüler romancılar için de imza günleri düzenlenmiş…

Mine G. Kırıkkanat, Mehmet Murat Somer, Celil Oker, Mehmet Coral, Faruk Bilici, Ataol Behramoğlu ve Timour Muhidine de bizimkinden sonraki etkinliklerde yer almışlar.

Hasılı katılma niyet ve hedefleri doğrultusunda bir fuara daha, ilgili sivil kuruluşlarla birlikte devletin imzası atılmış…

Türkiye, 2005 yılında TEDA projesinin başlaması ve bu projenin büyük ilgi görmesi sonucunda 2008 yılında Frankfurt Kitap Fuarı''nda “Onur Konuğu” olmuştu.

Yukarıda isimlerini verdiğim “yetkililerin” orada Türkiye''yi temsil etme ve dizi etkinliği gerçekleştirme başarısı, uluslararsı nitelikteki başka fuarların onur konukluğu teklifini beraberinde getirmiş ve Paris Fuarı''na katılım da bu cümleden gerçekleşmiş.

Orada şu çok açık bir şekilde görünüyordu: Devletin imkan tanıması halinde, Ümit Yaşar Gözüm, Münir Üstün, Metin Celal, Ali Ural ve Enver Ercan edebiyatımızı dünyanın dört bir yanına taşıyabilecek dipdiri bir ekip oluşturmuşlar…

Armudun sapı, üzümün çöpü denmez ve morallari bozulmazsa bu ekip daha bir çok başarılı dış projeye imza atabilirler…

İş insanla yapılır ve işe emekleriyle birlikte yüreklerini koyan bu insanlar olduğu sürece başarı sağlanabilir…

Ve bugün çok açık bir başarıdan söz ediyorsak bunun devamından da umutvar olabiliriz…

Paris''te bunları görmekle kalmadım, elbette oraya kadar gitmişken Paris''i de zaman elverdiğince gördüm…

Ama açık söyleyeyim ben Paris''i sevmem…

Mimarisindeki yeknesaklık beni boğar…

Ama dünya sanatının önemli merkezlerinden bir olmakla da önemlidir Paris…

Paris''i bu yanıyla daha da iyi keşfetmek için Semih Gümüş gerekliymiş…

O da benim gibi bir yürüme delisiymiş…

Nereye gittiğimizi değil neleri göreceğimizi hedefleyerek arşınladık Paris''in caddelerini Semih''le…

Öyle ki, daha ilk günümüzde “Paris''i avucumuzun içi gibi biliyoruz” havasını atmaya başladık ama Münir, Metin, Ali ve Enver çabuk söndürdüler havamızı…

Onlarla yaptığımız gece yürüyüşleri farklı bir keşfin başlangıcı oldu bizim için…

Metin, oturma mekanları, Enver, müzeler konusunda mahirken, Münir “Sen''in yalnızlığını yaşayan ve yaşatan adam” olarak öne çıktı…

“İş insanla yapılır” demiştim…

Paris Kitap Fuarı''nı devletin desteğiyle iyi insanların gerçekleştirdiği, iyi bir iş olarak ekledim kişisel tarihime…

Dostluğun da onun kıymetini bilenlerle ancak kaim olduğunu gördüm yine…

14 yıl önce
Paris"in beş atlısı
Alt işveren ve yüklenici ayırımı
Mahremiyeti olmayanların aklına cinsellikten başka ne gelir?
Bu kayıpların bir anlamı olmalı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”