|
ittihatçılar

eski istanbul üniversitesi rektörü cemil bilsel, “lozan” isimli eserinde, fransız harp tarihi yazarı general larşe’nin bir sözünü nakleder..

general larşe diyor ki: “enver paşa, türk ordusunu 1913-14 yıllarında aynı yavuz sultan selim zamanında olduğu gibi bir harp makinası haline getirmiştir..”

gerçekten de türk ordusu, 1914 ila 1918 arasında çanakkale’de, galiçya’da, kafkasya’da ırak’ta, suriye ve filistin’de, doğu anadolu’da sina yarımadası’nda olmak üzere tam yedi cephede dört sene müddetle büyük bir direnç ve liyâkatle çarpışmıştır.. müttefikimiz almanya’nın mağlup olması neticesinde, ayrıca İngiliz casusu lavrens’in dağıttığı altınlar ve şerif hüseyin’in ihaneti sebebiyle filistin cephesinde uğradığımız çözülme yüzünden ekim 1918’de mondros mütarekesi’ni imzalamak mecburiyetinde kaldık.. dört sene başa baş, dişe diş mücadele ettik.. yedi cephede harp ettik.. kabul etmek lâzımdır ki, dört sene süren savaş gücümüz, ordumuzun ve insanımızın ruh sağlamlığına da alâmet teşkil eder..

şurası da bir gerçektir ki; itilâf devletlerinin teşviki ile batı anadolu’nun önemli bir bölümünü ordumuz terhis edildiği için işgal etmeye muvaffak olan yunanistan’ı; yokluklar ve imkânsızlıklar içinde yeniden teşkilatlanarak yurdumuzdan sürüp çıkaran bir kısmını da denize döken kuvvet; 4 senelik cihan harbinde komutanlık gücü kazanan mustafa kemal paşa, fevzi paşa, ismet paşa, karabekir paşa, fahrettin altay, ali ihsan sabis, cafer tayyar, ali fuat, yakup şevki, âsım gündüz, izzettin çalışlar, nurettin, refet paşa gibi kumandanların kabiliyet ve yurtseverliği; ayrıca askerimizin azim ve dirayeti sayesinde vücut bulmuştur…

şunu demek istiyorum: istiklâl mücadelesini, 4 sene süren savaşı sürdüren orduyu yetiştiren ittihat ve terakki partisidir.. komutanlar, bu savaşta pişmiş ve yetişmiş elemanlardır..

bu parti, hareket ordusunu istanbul üzerine sevk ederek 33 sene imparatorluğu ayakta tutan ikinci abdülhamid’in indirilmesine sebep olmuştur.. abdülhamid’in, hareket ordusunu bertaraf edecek bir metanet göstermemesi, müslüman ve türk kanı dökülmesini istemeyişine hamledilmiştir..

istiklâl harbini yürüten kumandanların partizan yani hepsinin de ittihatçı olduğunu kabul etmek doğru değildir; dâva, yunan askerini yok etmek veya denize dökmektir, partizanlık değildir.. başta kemal paşa olmak şartıyle bütün paşalar bu duygu ve bu vatan severlikle meşbu olan şahsiyetlerdir..

ittihatçıların hatâsı veya suçu, II. abdülhamid’in padişahlığına son vermeleridir.. ikinci ve daha büyük suçları, birinci cihan harbine katılmalarıdır.. almanlardan alınan ekonomik yardım ve silâh yardımları, ayrıca ingilizlerin başını çektiği itilâf devletleri topluluğunun; çarlık rusyası istemediği için osmanlı devletini bu topluluğa kabul etmeyişi gibi faktörler, cihan harbine katılmamıza sebep olan unsurlar arasındadır.

kurtuluş savaşını idare eden TBMM’ye âzâ olan bir çok ittihatçı vardır.. bunların içinde bulunan abdülkadir canbolat; büyük zafer kazanıldıktan sonraki günlerden birinde, hükümette sağlık ve maârif bakanlıkları yapan doktor rıza nur’u yakalıyor söyle diyor: “rıza bey, başımıza bir diktatör geliyor.. bir çaresine baksak” diyor.. rıza nur’un yüzü asılıyor gayet ciddi ve öfkeli : “canbolat, bu sözü ne sen söylemiş ol, ne de ben duymuş olayım.. sarı kemal duyarsa eğer; ne seni ne de beni bırakır.. aklını başına al!..” diye cevap veriyor..

bu hadiseyi, bu konuşmayı doktor rıza nur’un 4 ciltlik hatırâtında okumak mümkündür..

daha sonraları “izmir suikasti” diye bir olay vuku bulmuştur.. bu olay kimisine göre mürettep, kimisine göre de gerçekten böyle bir teşebbüs düşünülmüştür.. izmir’de muhakemesi görülmüş, bazıları idam edilmiş, bazıları da beraat etmişlerdir..

kâzım karabekir paşa’nın duruşma salonunu dolduran zabitlerin, suçsuzluğunun alâmeti addedilmesi sebebiyle beraat ettiği iddia edilmiştir.. hattâ ismet paşa’nın karabekir paşanın mâsumiyetini ifade ederek ona tesahüb etmesi, kendisini sıkıntılı bir duruma düşürmüş, “istiklal mahkemesi”nin ismet paşayı da tevkif etmekle tehdit ettiği beyan edilmiştir..

*

yazımızı noktalarken belirtelim ki, enver paşa bir kahramandır. atak, cesur, dinamik ve enerjik.. gençliği ve tecrübesizliği var.. ama gerçek bir vatanperver ve gerçek bir kahraman..bütün ittihatçılar yurtsever ve kahramandır.. ama acemilikleri de var..

ittihat ve terakkinin nizamnamesi; gevşeklik, ihmalkârlık ve ihanete fırsat bırakmayan yapıda bir sistem inşa etmiştir..

enver paşa, son saatlerinde yine kahramanlığı seçerek şahadet mertebesine ermiştir.. allah gani gani rahmet eylesin!..

#İstanbul
6 yıl önce
ittihatçılar
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle