Pazardan bu yana Türk futbolu adalet kantarında. Yıllardır dillerde dolaşan şike, teşvik primi dedikodusu 14 Nisan 2011''de Şiddet Yasası''nın çıkmasıyla artık cevap bulacak.

Temennim; renk aşkının her beyinde toplumsal yarayı kaşımayacak erdeme ulaşması ve asırlık kulüp Fenerbahçe''nin ceza görmemesi. Ayrıca henüz suç isnat edilmemişlere de suçlu muamelesi yapılmaması. Başkan Aziz Yıldırım''ın da tez elden sağlığına kavuşması. Gerisi adaletin bileceği iş. Malum, adaletin kestiği parmak da kanamaz!

Toplumda meraklı bir bekleyiş var. Bundan sonra neler olacak;

Fenerbahçe küme düşürülecek mi?

Aziz Yıldırım suçlu bulunacak mı?

TFF ne yapacak?

UEFA ne diyecek?

Bunlara çok çeşitli cevaplar var. Hukukçular bile farklı yorumlar getiriyor.

Ortada üç hukuk var. Adli Yargı, Özerk TFF yasaları, UEFA kuralları

Bu sorgulama safhası daha ne kadar sürecek? Artçı sorgulamalar olacak mı? Hepsinden önemlisi savcılık bazılarına tutuklama kararı çıkartacak mı? Daha kaç kişi bu karar kapsamına alınacak? Bunların karara bağlanması da süre alacak.

Mahkemenin tedbir koyup koymaması da çok önemli. Tedbir koyarsa ligler oynanamaz!

Süper Lig ise 5 Ağustos''ta başlayacak. TFF''nin yargının sonucunu beklemesi işleri çok daha fazla karıştıracak. Eğer Süper Lig hiçbir şey olmamışçasına kaldığı yerden devam eder de yargı, örneğin on ay sonra cezalarla biterse o zaman oynanmış lig de iptal olacak.

Anayasa değişikliği ile değişen 59. Madde gereği (doping ve disiplin cezalarında) Adli Yargı, TFF''nın alacağı kararlara müdahale de edemez.

Yargının sonucunda kişiler çeşitli cezalar alabilirler ya da beraat ederler. Adli Yargı kişileri cezalandırır Fenerbahçe''yi düşüremez.

Süper Lig''in başlaması ve UEFA''ya karar bildirilmesi için süre çok kısa. TFF açısından yargının kararı beklenemez. O halde TFF, 15 Temmuz''a kadar mutlaka bir karar almalı.

(TFF ligleri bir süre erteleyebilir. UEFA''dan ek süre de alabilir, ama bu süre en çok bir haftayı geçmez.)

TFF''nin resen karar alması da tartışma konusu. Bir takım çevreler, ''kanaate dayalı'' karar alınırsa ileride çok sorun çıkar, diyor. Ancak TFF bu kararı almak zorunda. TFF, gerekli mercilerle yaptığı görüşmeler sonunda somut delillere ulaşmışsa her türlü cesur kararı alabilir. Mahkeme sorgulananlar hakkında tutuklama kararı çıkartırsa TFF''nin eli biraz daha rahatlar, Fenerbahçe''nin düşürülmesi dahil her türlü kararı alabilir. Şampiyonluğunu silebilir.

İşin bir de UEFA yönü var. UEFA her ne kadar ülkelerin iç işlerine karışmıyorsa da belli kriterleri ve UEFA''nın marka değerini ön planda tutan ilkeleri var. Şaibeli işlerde resen karar verebiliyor. Örnekleri var. Önce UEFA''yı ikna etmek şart. UEFA''nın; falanca takımı veya ülkeyi şu kadar süre UEFA dışında bıraktım deme hakkı var. Öyle olursa diğer takımlarımız da günahsız yere ceza almış olur.

Şampiyonlar Ligi için kura çekimine gelince; UEFA, Türkiye''den cevap gelene kadar (Türkiye''den bir takım) ibaresi koyup kura çekimi yapabilir.

Dünya medyasında flaş haber olarak geçen Türkiye''deki ''Temiz Kramponlar'' operasyonu sağlıklı bir sonuca ulaşırsa dünyadaki imajımız da katlanarak güçlenir. Şike derdinden kurtuluyor olmak da hem sportif hem demokratik hem siyasi bir güç kazandıracaktır ülkemize.

Bu arada yıllardır bu yarayla canı yanan Türk toplumunun bu acısını dindirmek için adım atan AKP hükümetine de futbol dünyasının müteşekkir olması gerekir.