|
Bir şiir dünyanın ödünü kopardı

Şiirin dünyayı kurtaracağına inanmıştık. Yazan insanın, sözü olan insanın ilahi bir görevle yeryüzüne gönderildiğine iman etmiştik. Dünyayı kelimelerden ibaret görmüştük. Korkmuştuk da... Kelimeler yüzünden boynu vurulanları, şiirleri nedeniyle zindanlarda çürütülenleri yazıyordu tarih. Ama 40''lı yaşımı çoktan aştığım bugünlerde hâlâ aynı yerde duruyorum, aynı şeyi söylüyorum; kötülük (!) yapıyorum, şiir yazıyorum: Dünyayı şiir kurtaracak. Kurtaramasa bile halının bir ucunu şiir kaldıracak...

“Şiirin önü alınamadı. Ne çok şair, ne çok şiir” dedi, bir dönem çok güçlü edebiyat dergileri de çıkarmış ''usta''mız...

Buna rağmen evet, inadına şiir!..

* * *

Niye mi söyledim bunları?

Nobel Edebiyat ödüllü Alman şair Günter Grass, bir şiir yazdı; dünya ayağa kalktı. Yeniden şiire döndü insanlık. Şiirin gücünü bir kez daha kanıtladığı için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.

Geçen yıl, Nazi SS birliğine katıldığını itiraf eden ve geçmişiyle hesaplaşan Grass''ın, bazılarına göre ''nefret'', kimilerine göre ''günah çıkarma'' olarak gördüğü şiir, İsrail''in dünya için ne kadar büyük tehdit olduğunu bir kez daha hatırlattı, insanlığa... Siyasetçilerin, teorisyenlerin, filozofların başaramadığını bir şiir başardı, şükür.

* * *

O şiir şöyle:

“Neden şimdi yaşlanmış bir halde ve son mürekkebimle bunu söylüyorum:

Nükleer güç İsrail, zaten kırılgan olan dünya barışını tehdit ediyor.

Yarın çok geç olabilecek bir şey bugünden söylenmeli:

Çünkü biz Almanlar, zaten yeteri kadar suçumuz var,

Öngörülebilir bir suçun ortakları olabiliriz...

Ve itiraf etmeliyim:

Artık Batı''nın ikiyüzlülüğünden bıktığım için daha fazla suskun kalmayacağım.

Bunun yanı sıra çok sayıda kişinin suskunluğunu bozmasını ve

Görülebilir tehlikeyi yaratanı şiddetten vazgeçmeye çağırmasını ümit ediyorum.

Neden daha fazla suskun kalıyorum...

Atom bombası yaptığı tahmin edildiği için,

Laf ebeliği yapan bir kişi tarafından baskı altında tutulan

Ve organize edilmiş coşkuyla yönetilen

İran halkını tümüyle yok edebilecek bir ilk darbe hakkından söz ediliyor...

Ancak neden, gizli tutulsa da yıllardan beri gittikçe büyüyen nükleer bir potansiyele sahip olan ve bunun kontrol edilemediği diğer ülkenin adını söylemeye çekiniyorum...

Şimdi ülkemden bir denizaltı daha İsrail''e gönderilecek

Ve bunun özelliği, her şeyi yok edebilecek füze başlıklarını,

Tek bir atom bombası bulunduğunun ispatlanamadığı

Bir bölgeye yöneltebilecek.”

* * *

İşte şiirin gücü bu...

Varolsun şiir. Bir cüzzamlı muamelesi görmeyi sürdürse de şair. Kitapları basılmasın. Birtakım mevkilerde protokol adamı yapılmasın, olmasın. Ama şiir yaşasın. Aklını bulandırsın insanların. Sarssın. Kendine getirsin. Şair, ''klas duruş''unu bozmasın. Söylediği her şeyde, “İnsan! Seni savunuyorum, sana karşı!” demeyi sürdürsün...

Şair Yaşar Büyükanıt ''Derin Tarih''te

Önce yazıları, ardından kitapları ve televizyon programları ve şimdi de Derin Tarih... Mustafa Armağan, kendine açtığı tarih alanını bütün yetkinliğine doldurmayı başarıyor. Dehlizlerinde kaybolduğumuz geçmiş ve bugünü popülizmden kurtararak günümüz insanının idrakine sunuyor. İlk sayıda ağırlıklı olarak Kazım Karabekir dosyası yer alıyor. Şaşırtıcı bilgiler ve belgeler sunuyor okurlarına.

Ama, benim için şaşırtıcı olan, 27 Nisan Muhtırası''na imza atmış eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt''ın, henüz asteğmenken kaleme alıp, “Harbiye''nin Sesi” dergisinde yayımladığı (8 Kasım 1961) “Kısır Döl” başlıklı şiir: “Ve yağan yağmur bitmeyen nakaratıydı yalnız gecelerimin/ Yaşamadan öteye uzanan bir beklemenin içindeyim ben/ Belki gerçek aşkı yaşıyorum seni bekleyişle/ Belki sen gelsen bitecekti her şey/ Bir körebe oynanıyor kaderimde şimdi/ Şimdi boşuna koşuyorum dört bir yana/ Umut menekşe gözlüm, umut nerede/ Umudun dölü kısır/ Kaderimde/ Bak, ellerimi şarkılara uzatmışım eski/ Bak, gözlerimi çınar diplerinde unutmuşum/ Ne sen gelmişsin, ne körebe bitmiş/ Kahrolmuşum.”

Hikaye ve şiirin günü

İstanbul''da olanlar için iki önemli etkinlik notunu paylaşmak istiyorum. İlki Kültür Ocağı Vakfı (KOCAV)''nda Hüseyin Akın''la birlikte gerçekleştireceğimiz ''Şiir Akşamı'' (başlama saati 17.00), ikincisi ise Üsküdar Belediyesi ile Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi''nin Altunizade Kültür Merkezi''ndeki “Ali Haydar Haksal''a Saygı” programı. Bu etkinliğin başlama saati ise 19.00.

12 yıl önce
Bir şiir dünyanın ödünü kopardı
Kim savaşacak?
Her şey yalanmış…
Bir bu eksikti...
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı