|
Büyüdün mü sen?
Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılının son çeyrek büyüme oranını %4 olarak açıkladı. Böylelikle Türkiye ekonomisi yılın genelinde beklentilerin üzerinde %4,5’lik bir büyüme performansı göstermiş oldu. Yılın ikinci çeyreğinde 7 Şubat depreminin etkisi altında kalan büyüme, üçüncü çeyrekte tüketim ve inşa süreçleri ile hızlanmıştı.
Mayıs 2023 seçimleri sonrasında izlenen sıkılaştırma politikaları ile birlikte cari işlemler dengesinin korunma çabaları, yatırımların sürmesi ve tüketimin halen daha canlı kalabilmesi %4’lük performansın ana figürleri olarak öne çıkıyor.
Sektörel olarak ise finans ve sigorta faaliyetleri, inşaat, hizmetler sektörleri ortalama büyümenin üzerinde bir artış ile son çeyrek büyümesini ayakta tutuyor.
BERABER BÜYÜDÜK BİZ BU YOLLARDA
2023 yılının ilk çeyreğine hızlı giriş yapan hanehalkı tüketimi yılın son çeyreğinde de “buradayım be buradayım” diyor. Yüzde 9,3 artış gösteren tüketim ve yüzde 10,7 artış gösteren gayrisafi sermaye oluşumu, yani yatırımlar son çeyrek büyümesinin güçlü motivasyon unsurları olarak dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra yılın ilk çeyreğinde büyüme performansı üzerinde olumsuz etkiye sahip mal ve hizmet ithalatının da etki kapasitesinin hissedilir bir şekilde azaldığını görüyoruz. Ancak enflasyonla mücadelede kritik öneme sahip tüketim malları ithalatının direnişi hem büyüme performansı hem de enflasyonla mücadele açısından önemini koruyor.
Makine yatırımları ve inşaat yatırımlarındaki artış trendinin sürüyor olması, hizmetler ve inşaat sektörünün lokomotif görevi üstlenmesi büyüme performansı üzerinde taşıyıcı bir rol üstlenmiş durumda.
Özetle
her ne kadar dengelenmeye çalışılsa da hane halkı tüketiminin güçlü duruşu, sıkılaştırma politikaları eşliğinde desteklenen yatırımlar net ihracatın negatif katkısına rağmen büyümenin Avrupa Birliği ve OECD ortalamasının üzerinde seyretmesinin önünü açmış durumda.
KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRDE REKOR
TÜİK Türkiye’de kişi başına milli geliri
13,1 bin dolar
olarak açıkladı. Dolar bazında
son 17 yılın zirvesi
olarak dikkat çeken kişi başına milli gelir, 2022 yılında 10,7 bin dolar seviyesinde idi. En yüksek seviyenin 2013 yılında 12,6 bin dolar olarak ölçüldüğü
kişi başına milli gelirin geldiği seviye ekonomik büyüme performansının sürdürülebilirliği kaydıyla önemli bir aşama.
Büyüme başarısı açısından Avrupa ve OECD ortalamasının üzerinde kalabilmek, kişi başına milli gelir için üst ligleri zorlama misyonu, bundan sonrası için daha da kritik bir öneme sahip.
Enflasyonun etkisinin azalmadığı, sürdürülebilir bir patikanın sağlanamadığı durumda “büyüdü de bize mi büyüdü” seslerinin gelmesi kaçınılmaz gibi.
EMEKLİLER BU BÜYÜMEDEN PAY ALIR MI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kütahya mitinginde
emeklilerin hayat pahalılığı konusunda yaşamış oldukları zorluğun farkında
olduklarını dile getirdi. Hatta en düşük emekli maaşının yeterli olmadığını, ülke ekonomisi olarak daha çok gelir elde ederek ortaya çıkan kazançtan emeklilerin hak ettikleri payı alacaklarının altını çizdi.
Her ne kadar kısa vadede kapılar kapandı rüzgârı esse de tünelin ucunda emekliler için bir ışık görünür mü sorusu canlılığını emekliler de heyecanını koruyor
. Seçimlerden bağımsız ekonomik sorunların çözümünde adresi ve umudu iktidarda gören toplumun büyük bir kesimin varlığından bahsedebiliriz. Seçime bağlı olarak da özellikle büyükşehirlerde hayat pahalılığı karşısında her gün dayak yiyen bir emekli kesiminin varlığını göz ardı edemeyiz. Bu kesim her ne kadar belediye hizmetlerinden memnun olsa da rasyonel seçim ve toplumsal psikolojinin etkisiyle cezayı ekonomi politikalarının yerel temsilcilerine kesme potansiyelini bir dip dalga olarak hissettiriyorlar.
Ekonomik büyüme performansının dikkat çektiği, ekonominin tamamında gelirin 1 trilyon doları aştığı, kişi başına gelirin rekor kırarak 13 bin doları geçtiği bir atmosferde beklenti kaçınılmaz oluyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME
Türkiye ekonomisinin 2024 yılı için en büyük motivasyonu izlenen ekonomi politikaları ile birlikte sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme tesis edebilmek.
Yerel seçim sürecinde bir gün kredi kartı taksit sınırlama spekülasyonu, bir gün görevden affını isteyecek bakanlar dezenformasyonu, bir gün seçim sonrası vergileri vatandaşlara yükleyecekler fısıltısı üzerinden inşa edilmeye çalışılan bir korku ve panik iklimi. Tüm bu piyasanın iç ve dış dengesini bozucu eylemlere inat büyümeyi teşvik edici politikaların önemi her geçen gün artıyor.
Yatırım ortamının iyileştirilme çabaları, ihracatı teşvik edici, uzak pazarlara erişimi kolaylaştırıcı, enerji alanında alt yapı yatırımlarını destekleyici, tarım, turizm, teknoloji ve sağlık gibi potansiyeli yüksek sektörlerin rekabet gücünü artırıcı politikalar 2024 yılı için sürdürülebilir ve dengeli büyümenin temellerini oluşturuyor.
Bizde büyüme, ölümle kalım arasındaki ince çizgi gibidir.
#Ekonomi
#Emekli
#Özgür Bayram Soylu
2 ay önce
Büyüdün mü sen?
Kredi gelişmeleri sıkılaşma süreci ile neden uyumlu değil?
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim