|
Merkez’den gelen soğuk hava dalgası

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu politika faizindeki sekiz aylık zirve yürüyüşüne %45’te durarak kısa bir mola verdi. Balkanlardan beklenen soğuk hava dalgası yurda giriş yapmayınca kurul kararının satır aralarında “şahin” kararlılığı ve özellikle vatandaşa doğru bir soğuk hava dalgası arayışının bazı çevrelerce yayılma çabasına şahitlik ediyoruz.

Ocak ayı enflasyon oranını beklentiler ışığında karşılayan kurul, son sekiz ayda Türk Lirası mevduata prestij kazandırma çabalarını sürdürüyor.
Bir yandan bankalara mevduat faizini indirmeme mesajı veren Merkez bir yandan tasarruf sahiplerini cazip getirili değerli Türk lirasına ikna etmeye çalışıyor.
Ayrıca bireysel tasarrufları sisteme kazandırmaya çalışan merkez, kur ataklarının da ortaya çıkardığı maliyet kaynağını istikrara kavuşturmaya çalışıyor.
Merkez Bankası’nın mayıs ayına kadar “Bekle, gör!” evresine geçtiği, arzu edilen enflasyon patikasına girilmediği sürece faiz kozunu halen daha masada tuttuğunu kurul metninden ve son sekiz aylık kararlılıktan net anlayabiliyoruz.
Burada Merkez Bankası ya da ekonomi yönetiminin aldığı ve alacağı kararların tüm yurdu etkisi altına alma biçimi önem taşıyor.
Soğuk hava dalgası yerini sıcaklıklara mı yoksa fırtına ve kasırgaya mı bırakacak. Hangi senaryonun gerçekleşeceğini öngörebilmek için seçim rüzgârlarının son bulması önem taşıyor.

İLK DALGA: KREDİ KARTI
Merkez Bankası’nın kredi kartına yönelik düzenleme sinyali ve kurul metninde yer alan talepteki dengelenmeye rağmen güçlü tüketim ve altın ithalatı vurgusu dikkatleri bu ikiliye çevirmiş durumda. Kredi kartına yönelik sert tedbirler söylentisi tüketici tarafında panik tüketimlerini de beraberinde getiriyor. İlgili düzenlemenin şok bir uygulama yerine kademeli ya da öngörülebilir yapılması vatandaş üzerindeki paniği ortadan kaldıracaktır. Aksi takdirde OECD rakamlarına göre on beş yaş üzeri günlük dumanı tüten tiryakilerin oranı %28’i aşabilir.
Bugün istihdamdaki istikrarın kaynağı konumundaki tüketim harcamasına üvey evlat muamelesi yapmadan süreci yönetmek daha dengeli bir davranışsal kalıbı ortaya koyacaktır.

Yıllık ortalama kişi başına ekmek tüketimi yaklaşık 200 kilogram olan bir topluma ekmek tüketme (israf da dahil) alışkanlığı kazandıramadığımız bir ortamda sekiz ayda kredi kartını dengeli kullanma alışkanlığı kazandırma misyonu biraz iyimser. Hızı kesilse de büyüyen kredi kartı harcama hacmi ve kredi faizlerindeki artışa rağmen büyüyen tüketici kredisi hacmi, talebi artıran tüketimi hızlandıran grubun hangi gelir grubu olduğuna dikkat kesilmeyi zorunlu kılıyor.


İKİNCİ DALGA: YASTIK ALTI ALTIN
Vatandaş bankaların sarraflar ile aynı işlemi tesis ettiklerine tam olarak inanmış değil. Taraflar arasında bir güven açığı olduğu ortada. Üstelik her kuşağın sisteme farklı duygular ve motivasyonla yaklaştığı da bir gerçek.
Sürekli yastık altı altın birikiminin kamuoyunca hedefe konulması, bir takım spekülasyonları beraberinde getirmesi vatandaşın finansal sisteme olan inancını yitirmesine ve güven kaybının oluşmasına sebep oluyor.
Ayrıca vatandaşın altın birikimini finansal sisteme dahil etmesi karşısında getiri vaat eden altına dayalı enstrümanlar ile vatandaşın kapısının çalınması gerekiyor.
Vatandaşın her gün başını yastığa koyduğunda yaşadığı altın huzuru finansal sitemde de bulması gerekiyor. Yoksa kimse çeyiz sandıklarında, vitrinlerde altın saklama fantezisine sahip olduğu için külçe altın biriktirmiyor.

Yeniden Refah’ın bile İstanbul’da iki ilçe talep ettiği bir atmosferde tasarruf sahibini “yasak”, “yaptırım” tehdidi ile finansal sisteme beklemek Yeniden Refah’ın ittifaka dahil olmasını beklemekle eşdeğer. Yeniden Refahı “kimse” beklemiyor olabilir ama finansal sistem altınları bekliyor. İşin özü tasarruf sahibi bankalarla kurulacak ittifakın MHP’si olmak istiyor.


DOLAR SEÇİM ÜSTÜ KÖPÜRÜR MÜ?

Son haftalarda döviz rezervlerinde bir miktar gerileme ve dövize artan ilgi spekülasyonları beraberinde getiriyor. Özellikle Mayıs 2023 seçimlerinden sonra kurdaki yukarı yönlü ivmelenme benzer beklentilerin önünü açmış durumda. Bir yanda Merkez’in değerli TL çabaları ve enflasyonla mücadelede “sıkılaştırma” vurgusu, bir yanda kurdaki yukarı yönlü ivmelenme yaşanacağının belirli çevrelerce gündemde tutulması, seçim sonrası kredi kartı sınırlamaları, bir süre daha faiz artış baskısı, vergilerin hissedilir bir şekilde artırılacağı söylentileri ve daha fazlası.

Spekülasyon ve söylenti üzerinde politik iktisat kümesine kamp kuran çevreler piyasanın bilerek ya da bilmeyerek dengesini bozmaya çalışıyor.
Merkez Bankası’nın kurumsal kararlılığının yanı sıra spekülasyonları önleyici öngörülebilir ve şeffaf uygulamalar soğuk hava dalgasının etkisini azaltma potansiyeli taşıyor.
Bizde merkezden gelen soğuk hava dalgası evi terk edenleri geri dönmeye zorluyor.
#Ekonomi
#Merkez Bankası
#Para Politikası Kurulu
#Türk Lirası
3 ay önce
Merkez’den gelen soğuk hava dalgası
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı