|
Hayır diyenler için mesele anayasa mı Erdoğan mı?

İnsanların layık olduğu idareyi yaşayacağını söylemek, aynı zamanda onların neye liyakat kesp ettiklerini söylemek demek olur. Bu da, bizim kendimizi neye layık saydığımızla bağlantılıdır. İnsanlar kendilerini içinde yaşadıkları kurulu düzenin menfi şartlarına layık sayıyorlarsa ona uyum sağlamaya çalışırlar, yok eğer kendilerini daha iyi şeylere layık görüyorlarsa kurulu düzeni kendilerine layık gördükleri duruma doğru değiştirmeye, evirmeye, dönüştürmeye çaba gösterirler.



İmdi, önyargılı olmayanlar kurulu düzeni değiştirmeye çaba gösteriyor.



Kurulu düzen esasen çoktandır yozlaşmaya başladı.



Art arda gelen hükümetler; başlamadan hitama erdirilen projeler; yarım bırakılmış teşebbüsler; hiç başlanmayan, başlamaya fırsat bulunamayan veya fırsat bırakılmayan hayaller; uçup giden yıllar; havaya savrulan emekler: bunlar ve daha fazlası kurulu düzenin bu milletin eteğinde köstek çivisi olarak perçinlenip kalmıştır...



Aklı başında herkes öngörülen değişimi onaylıyor, evet diyor.



Ama kimileri olayı hâlâ kişisel bir mesele zemininde tutmaya çaba sarf ediyor.



Bugün kurulu düzene sahip çıkanların, Asrı Saadet'te atalarımızın dini elden gidiyor diyerek putperestliğe sahip çıkanlardan ne farkı var?



Bu teklif, bu değişim teklifi Tayyip Erdoğan'dan gelmeseydi destek çıkarlar mıydı?



Hiç kuşku yok.



Salt Erdoğan istiyor diye karşı konuyor. Demek ki, mesele aslında anayasa veya rejim veya sistem meselesi değil. Şayet bu anayasa oylamasında hayır çıkarmayı başarırlarsa mesele kalmayacak. Çünkü onlara göre mesele değişim, anayasa falan değil. Mesele Tayyip Erdoğan...



Anlaşılması gereken husus şudur: değişime karşı çıkılması, onun tecelli etmesiyle, sebeplendikleri çıkarın elden kaçacağı kaygısının yaşanmasından ötürüdür. Değişimden yoksa niçin gocunulsun ki!



Bir gün biri: “Bu düzen değişmelidir” talebinde bulununca, tekelci düzenin borazanları, oligarşinin dümenini elinde tutmaya çalışanlar bir ağızdan ve bir nefes halinde bildik marşlarını çalmaya başlıyor ve dünyanın her tarafından “söyletmen urun!” nidasıyla Bremen mızıkacıları yaygarayı basıyor.



Savundukları ve değişmesini istemedikleri düzen, doksan yılda yüzbinlerce insanın hayatına mal olsa veya düzenin tıkanmışlığından şikâyetçi gibi görünseler de, asıl gıdasını bu ilişkiden sağladığı belli olan çevreler “İstemezük!” diye tepinmeyi sürdürür.



İşin ironisi şurada ki, değişim gerçekleşince onun nimetinden onlar da yararlanacak...

#Anayasa
#Liyakat
#Recep Tayyip Erdoğan
7 yıl önce
Hayır diyenler için mesele anayasa mı Erdoğan mı?
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık