|
Yalakanın Evren’i
Kendisiyle uzun boylu tanışıklığımız yok. 30 küsur yıl önce bir kez yüz yüze geldik. Ben o tarihte bir devlet dairesinde daire başkanıyım. Kültür sektöründe “özel ihtisas komisyonu” kuruluyor. Komisyonun raportörü benim. Komisyon üyelerini de ben belirliyorum.

Yalaka o tarihte bir üniversitede sosyoloji okutuyor. İletişim konusunda bir kitabı çıkmıştı. O tarihte henüz yalakalığı belli değildi. Kitabını okumuştum. O sıralar saygın biri olarak biliniyordu. Üstelik akademik kariyer taşıyordu. Söz konusu komisyona onu da davet ettik. Kendisinden yararlanılabileceğini umuyorduk.

Davetimize icabet etti. İlk toplantıda fazla bir performans göstermemiş de olsa, toplantıyı bitirince kendisine komisyonun sürekli üyesi olarak çalışabileceğimizi söyledim. Ne de olsa bir akademisyendi. Bana verdiği cevaba şapka çıkarmamak elde değildi. Yıl 1983. Daha seçimler yapılmamış. Sıkıyönetim sürüyor. Kenan Evren'in astığı astık, kestiği kestik günleri yaşıyoruz... Birlikte çalışma önerimize: “Ben askerî yönetimin egemen olduğu bir dönemde böyle bir görevi kabul etmeyi içime sindiremem; kabul edersem kendimle çelişkiye düşmüş olurum.” mealinde bir cevap verdi.

Bu, namuslu bir aydından beklenebilecek ve saygı duyulacak bir cevaptı. Ben de ona: “Sizi anlıyorum. Bu tavrınızı da kutlamayla karşılıyorum.” dedim.

Böylece birbirimizden ayrıldık, o gün bu gündür bir daha da yolumuz herhangi bir yerde kesişmedi.

Olaydan kısa bir süre sonra üniversitelerden hoca tasfiyesi oldu. Bu da tasfiye edilenlerin arasındaydı. Bir gazete bunu yurt dışı temsilcisi olarak istihdam etti. Yurt dışından dönüşünde gazetenin taşra temsilciliğine atadı. Bir süre sonra da oranın genel yayın yönetmenliğine getirdiler. Orada başka işleri de var mıydı, orasını bilmiyorum.

Orada günlük yazılar da yazıyordu. 1983 yılında, bana, bir komisyonda bile çalışmayı içine sindiremeyeceğini söyleyen bu adam, günlük yazılarında fırsatını düşürdükçe, 12 Eylül darbesine perestiş çekmekten geri durmadı. 12 Eylül darbesi olmasaydı ülke felakete gidiyordu yolunda çok yazılar döktürdü. Darbeciden çok darbeci kesildi. Darbecilerin astığı, zulmettiği herkesi kötüledi, arkalarından şerefsiz dedi. Salt darbeciye yaranma, yalakalık etme adına...

Bu arada başka ne yaptı?

Meşru bir iktidarı (hükümeti) yıkma adına meşru olmayan güçlerle işbirliği yapmaya girişti. Beğenmediği hükümeti, beğendiği çapulcularla, çetecilerle devirme yolunda yoldaşlık etmeye kalkıştı.

Darbeye hulus çakan yalaka, darbeyle hesaplaşmanın yolunu açmış olan hükümete dil uzatmaya kalkıştı.

Yazılarını yıllardır okumuyordum. Evren'in ölümü üzerine ne yazacak diye baktım. Yazmış, ölüm ilanı vermeyenlere sitem ediyor.

Adını vermiyorum. Yalaka deyince anlamayan bulunmaz sanırım.
#12 Eylül darbesi
#kenan evren
#hükümet
#darbe
9 yıl önce
Yalakanın Evren’i
İslâmcılık bir tepki hareketi midir?
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…