|
Paşalar ve imam-hatipler!

On iki Eylül Paşaları, imam-hatip okullarına dokunmadılar ve "Lisan bilen imam-hatipli" diye, bir de "kolej" açtılar!

Amma, 28 Şubat''tan sonra ise, MGK''nda etkinliğini sürdüren paşa ve amiraller, imam-hatip okullarını tamamen "rejime düşman adam" yetiştiren liseler olarak gördüğü için, Uğur Mumcu''nun ruhunu şad edercesine, bu liseleri budamaktan geri kalmamıştır.

Bu durumu, G. Erkaya, bir "amiral" olarak, şöyle tahlil eder:

"Amaç imam yetiştirmekten çok, halka din eğitimi vermeye kaydırılıyor."

"Görüldüğü üzere, imam-hatip okullarının millî eğitim''de Tevhid-i Tedrîsat Kanununa bir alternatif şeklinde ortaya çıkarılması, adım adım gerçekleşmiştir. Dine hizmet gibi temiz amaçlarla açılan imam-hatip liseleri, böylece din istismarcılığının bir aleti haline getirilmiştir." (Bir Asker, bir Diplomat, sh: 224 vd.)

Şimdi, bir kısım imam-hatip kökenli siyasetçi, politik arenada koşmaya hazırlanır ve kulvarda yol almaya çalışırken, birden bir "şerit değiştirme" gibi bir "aldatmaca"ya gidiyorsa, vay hallerine!..

Birileri sana hayat hakkı vermek istemiyorsa, yaşama koşulu ne ise, ona sahip olmak için, oksijenli ortamın temizliğine, hareket kabiliyetine ve dar alandan geniş alanlara koşmakta iken, herhangi bir sponsora ihtiyaç duymadan, sahip olduğu kimliğin bir yaftasını göğsüne takarak, halkın, milletin ve siyasî rakiblerinin önüne çıkmalıdır.

Amma son günlerde, köken itibariyle kimlik arayışında bir siyasî çizgi çizenlerin, hemencecik, kulvar değiştirmeyi çağrıştıran bir rota izlediklerini görüyoruz!

İşin vehameti burada...

Bu genç neslin, çizgisini, aile hayatını, dosyasını ve eğitim-öğretimdeki notlarını, herkes biliyor ve onları bir siyaset laboratuarında imbikten geçirip, ona göre çıkan sonuçla, bir değerlendirmeye gidilmiştir!

Bizde, 90''lı yıllardan sonra, imam-hatip okulları için bir yeni strateji uygulamasına gidildiğini, sağır sultan bile duymuştu. Değil mi ki, TÜSİAD eski bir millî eğitim müsteşarına kapsamlı bir rapor hazırlatıp, imam-hatip liseleri, Kur''an kursları ve Türkiye''deki dinî eğitim ve öğretimin ulaştığı raporu hazırlatıp, gerekli mercilere vermiş, o günden sonra, imam-hatip liselerinin "makus talihi" işlerliğe geçmiş oldu!

Şimdi, bu nesil, eğer siyaset yapacaksa, bu süreci iyice tetkîk edip, ona göre, gerçekçi ve kimlikçi bir yöntemle, her türlü sosyal ve siyasal doping kontrollerine hazır olmalıdır!

23 yıl önce
Paşalar ve imam-hatipler!
Ayasofya nasıl “dinsizleştirilmek” istendi?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü