Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) son yirmi yılda yapılan hiçbir seçimde iktidara gelebilmek için seçmeni etkileyecek veya seçmenin aklında kalacak bir ekonomi programı ortaya koyamamıştır. Hal böyle olunca AK Parti son 18 yılda adeta kendisiyle yarışmıştır. CHP’nin aksine her seçimde bir veya birkaç çılgın proje veya mega projeler ortaya koyarak halkın karşısına çıkmıştır.
AK Parti, özellikle 2013 yılından sonra yaşanan olaylar nedeniyle ekonomide ortaya çıkan sıkıntılara çözüm üretmeye çalışırken, CHP bu dönemlerde dahi yapılanları eleştirmenin bir adım ötesine geçememiştir.
Yerel seçimlerden sonra birileri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na iktidara da gelebileceklerini söylemiş olmalı ki partisinin hem 97. kuruluş yıldönümünde hem de 37. olağan kurultayı’nda ilk defa ve sıkça iktidar olmaktan bahsetmiştir.
Bu minvalde partisinin son kurultayında İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni açıklayarak teşkilatlarına iktidar olmak için çalışalım mesajı vermeye çalışmıştır. Kılıçdaroğlu, on üç maddeden oluşan bu beyannamede en önemli iki madde olarak demokrasi ve ekonomiyi işaret etmiştir.
Bu beyannamede Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin en ağır demokrasi ve ekonomi buhranını yaşadığını belirtmesine rağmen bu iki konuyla ilgili hiçbir çözüm önerisinde bulunamamıştır. Hep geçmişten dem vurmuştur. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında yapılanları, o zaman devlet olan CHP’nin tüm cumhuriyeti kuranlarla birlikte gerçekleştirdiklerini, bugünkü CHP yapmış gibi sahiplenerek anlatmış. Ancak 1938 yılından sonrasında ne hikmetse anlatacak fazla bir şey bulamamış.
Türkiye’yi yeni yüzyıla hazırlayacaklarından bahsediyor. Ama bunu nasıl yapacaklarından bahsetmiyor. Örneğin, birinci en önemli sorunun demokrasi buhranı olduğunu söylüyor. Ancak, bu sorunun bugün en fazla hissedildiği ve yaşandığı yerlerden biri CHP olmasına rağmen, bu sorunu kendi partisi içinde dahi çözme becerisini gösterememiştir. Mesela, milletin iradesinin Meclis’e tam olarak yansımasını sağlayacakmış. Milletin vekilini genel başkanlar değil, millet seçecektir diyor. İnsanın aklına hemen Kılıçdaroğlu’nun 10 yıldır bunu kendi partisinde neden uygulamadığını sormak geliyor.
Milletvekillerinin onurundan bahsederken keşke 1960 darbesi ve 1971 muhtırası sonrasında askeri vesayet altında kurdukları hükümetlerden de bahsetseydi. Keşke hükümet olabilmek için İstanbul’daki Kalyon Otel, Çınar Otel ve sonrasında Florya’daki Güneş Motel’de yaşananları da anlatsaydı. Türkiye’yi bölgesinde saygın bir ülke haline getireceğiz derken, Bill Clinton’ın karşısında hazır ol vaziyetinde duran rahmetli Ecevit’ten de bahsetseydi.
İkinci en önemli sorunun ekonomi olduğundan bahsederken, AK Parti iktidarına kadar yapılanları anlatmış. Keşke 70’li yıllardaki CHP iktidarlarında bu ülkeyi nasıl 70 cente muhtaç bıraktıklarından, karaborsalardan, Lüksemburg denen bir ülkeden nasıl 1 milyon dolar borç almak için uğraştığımızdan da bahsetseydi. Keşke 90’lı yıllarda koalisyon ortağı olarak Türkiye’yi nasıl bir borç batağına sokarak, 1994 krizine, 2001 krizine nasıl neden olduklarından da bahsetseydi. Yine o dönemde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Genel Müdürü olarak SGK’yı nasıl borç batağına soktuğunu da anlatsaydı.
AK Parti iktidarına kadar 79 yılda 57 hükümetin kurulduğundan bahsediyor. Ama 1970’den 1980’e kadar CHP yüzünden 11 hükümet kurulduğundan bahsetmiyor. 11 Aralık 1977 yerel seçimlerinde 67 il belediyesinin 42’sini CHP’nin almasına rağmen şehirlere hiç hizmet götürülemediğinden, İstanbul’daki susuzluk ve çöp yığınlarının nasıl oluştuğundan hiç bahsetmiyor. 79 yılda CHP’nin yaptıklarını sattılar derken, son 18 yılda yapılan havalimanlarından, Avrasya Tüneli’nden, Marmaray’dan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden, Osman Gazi Köprüsü’nden, İstanbul-İzmir otoyolu gibi yüzlerce yatırımdan hiç bahsetmiyor.
Türkiye’de elli yaşının üzerindeki tüm insanların hafızasında bu kötü anılar hala yaşıyor. Şimdi kalkmış tekrar iktidar olmaktan bahsediyor. Tamam diyelim erken seçim oldu ve CHP iktidara geldi. Bu beyannamede ortay koyduğu bir çözüm yolu veya bir ekonomik programları var mı?
Ama Selin Sayek Böke gibi ekonomistleri var. Onun gibilerinin de Türkiye’de ekonomiye dair programları var. Ne diyor Sayın Böke; iktidara geldiklerinde ilk yapacakları şey, özel sektör firmalarına el koymak ve kamulaştırmakmış. Bu kafayla iktidara talip olmak, CHP’yi dostlarına rağmen tekrar minderin dışına itmektir.
