Türkiye Spor Yazarları Derneği Yönetim Kurulu tarafından eğitim etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Yeni Bin Yılda Spor Gazeteciliği" semineri geçtiğimiz hafta içinde Antalya-Belek''te yapıldı.
Adından da anlaşılacağı gibi, Avrupa ve Dünya''nın diğer gelişmiş ülkelerinde spor gazeteciliğinin nasıl yapıldığı, Türk spor gazeteciliğinin nerede bulunduğu ve bu yarışta hangi yolu izlemesi gerektiği konuşuldu ve tartışıldı.
Son derece yararlı olduğuna inandığımız bu seminerin önümüzdeki yıllarda uluslararası düzeyde yapılması önerisi benimsendi ve alkışlandı. Seminerde ayrıca çağdaş gazeteciliğin gerekleri ve gereçleri anlatılırken, İnternet gazeteciliğinin henüz güvenilirlik kazanmadığı, bir denetleme mekanizmasının bulunmaması buna neden olarak gösterildi.
Seminerin ilgi çeken konularından biri, her yıl olduğu gibi "özeleştiri" bölümüydü. Deneyimli gazeteci dostlarımızdan bazılar, spor gazeteciliğinin yozlaşma içinde olduğunu anlatırken, -ne yazık ki- bunu başlatanların kendileri olduğunu unuttular.
Gazeteciliğinden asla kuşku duymadığımız, ama adı sporla anılan bir magazin programı yaparak reyting rekorları kıran ve bu alanda adeta öncülük yapan bu arkadaşımız, seminerde "RTÜK reyting değerlendirmesini kaldırsın!" deme cesaretini gösterdi.
Aynı arkadaşımız, "Yürekli 10 spor müdürü ile bu yozlaşmanın mücadelesini yapmaya hazırım" diye konuştu.
Naklen maç yayınları konusunda da yayıncı kuruluşların diğer televizyonlara her maçtan 3''er dakikalık haber amaçlı görüntü vermesi gerektiğini anlattı.
Şimdi ben kendisine sormak istiyorum;
Televizyonları ciddi habercilik yapmaktan uzaklaştıran kimdi?...
TV patronlarına bu işi kim özendirdi?...
Şimdi "10 spor müdürü gelin, güzeltelim" diyorsunuz. Peki, sizin gibi işi riske atacak kadar yürekli, aldığı dolar bazındaki maaşları yok sayacak kadar enayi 10 TV spor müdürünün adını sayar mısınız?
Yayıncı kuruluş olduğunuz günlerde, diğer televizyonlara çok istedikleri, ağladıkları ve yalvardıkları halde -bırakın üçer dakikayı- birer dakikalık görüntü vermeyi bile çok gören siz değil miydiniz? Medya yaz-boz tahtası değildir.
İnşallah sizden sonra gelecekler bunu farkederler.
