Bakıyoruz, genç dinamik bir takım. Futbolcuları teker teker süper. Kalitelerinden asla kuşku duymuyoruz. Teknik direktörü Scala''nın kariyerine de kimse laf edemez. Ve her türlü maddi fedakarlığı esirgemeyen arzulu, cömert ve hoşgörülü bir başkan ile çarpık laf etmeyen, birbirlerini tekzip etmeyen yönetim kurulu buraya kadar eksik yok.

Ama, bir türlü mutlu olamayan Beşiktaş..

Neden?

Üstelik zirvenin 3 ortağından biri. 3 puanlı ligde puan farkı yok denecek kadar da az. O yüzden kimse umutsuzluğa da düşmüyor. Futbolcular devre arası hazırlıklarda çok iyi çalışıp şampiyonluğa ulaşacaklarını söylüyorlar. Ne güzel, demek ki kamçıyı yemişler. Ne demişler, "istemek başarmanın yarısı."

Şimdi top İtalyan çalıştırıcıda yönetim teklif etti: Takıma bir de psikolog alalım.

Scala itiraz etti: Gerek yok, o işi ben yaparım.

Demek ki, Türk futbolcusunun ruhsal yapısını da öğrenmiş. Bekleyip göreceğiz. Motivasyon, sistemin bir parçası.

Bana göre Nevio Scala büyük bir sorumluluk yüklendi. Realist düşünecek. Olursak, sembolü uçmak. Olan bir takımı uçurmak artık O''nun sorumluluğunda. Kartal''ı uçuramazsa, kendisi uçar. Yönetim Kurulu bu konuda asla ödün vermemeli. Çizme ne kadar kaliteli olursa olsun plajda giyilmez. Bu elbiseye gömlek de kravat da yakışmalı.

Son olarak bir hatırlatma daha yapalım.

Bu ülke futbolcusuyla hocasıyla kendisini futbolun patronu gibi gören ülkelere kabul ettirdi. Artık Beşiktaş''ın da bu kervana katılmasını bekliyoruz.

Mutlu yıllar dileğiyle.