|
İyi ki bordo mavi var

Bu nasıl sahil? Beşkaya nerde? İlk aşk türküleri çığırdığımız, yüzmeyi öğrendiğimiz, kayalıklarından midye topladığımız o sahil nereye gitmiş?

Bu şehir ne hale gelmiş böyle?

Yollar kayalıkları, yollar rıhtımları, yollar sahilleri, yollar denizleri biçmiş!

Yollar…

Yollarımızı kesmiş bu yollar nereye gider?

Sovyetler Birliği döneminde bir Rus''un bir Amerikalıya ayakkabı fabrikasını gezdirmesine benziyor bu yollar. Hani teknoloji üst düzeydeymiş; derde dermandan gayri her şey varmış fabrikada, lakin ayakkabı yokmuş.

İşte böyle bir şey bu yollar. Trajikomik bir fıkra gibi…

Sahi nereye çıkıyor bu yollar?

Hangi iş merkezine, hangi fabrikaya?

Dünyanın en güzel sahili yollarla biçilmiş doğranmış, katledilmiş de, neden Karadeniz hâlâ göç veriyor?..

Yıllar sonra geldiğim Trabzon''da öyle bir nostalji duygusu kaplamış ki içimi anlatılır dert değil.

Tarkovski nostaljinin Rusçada onulmaz hastalık anlamına geldiğini söyler ya “Mühürlenmiş Zaman”da, aynen öyle bir dert bu…

Ah, o yazlık sinemalar çoktan yok olmuş! İş hanı vesaire dikilmiş yerlerine. Kışlıkların da çoğu kapanmış.

Mesela, Yılmaz Güney''in Umut filmi için kuyruğa girdiğim Melek Sineması birahane olmuş.

Meydan''dan süzülürken kalbimin pıt pıtları dellendi: Acaba Melek Sineması''nın hemen yanı başındaki Sümer Sineması ne halde?

Kemal Sunal''lı Hababam Sınıfı''na karaborsa bilet satın aldığımız Sümer Sineması…

Ya o da yerinde yoksa?

Eyvahlar olsun: Yok!

Yerinde yeller esiyor.

Töbeler olsun, yeller esmiyor; kocaman, soğuk bir inşaat var yerinde.

Hangi alışveriş merkezine dönüştürülecek, kim bilir?

Ya Atapark?

Tam ortasından acımasızca ikiye biçilmiş yollarla.

Fetihten sonra 1467''de inşa edilmiş Zağnos Köprüsü bir yana, Gülbahar Hatun Camii ve Yavuz Sultan Selim''in validesinin medfun bulunduğu Gülbahar Hatun Türbesi bir yana düşmüş.

Burası çocukluğumuzun Atapark''ı değil.

Erdoğdu''ya çıkan bu yokuşun, bu taşlık yolun önü kesilmiş. Yollarla yolumuzu kesmişler çocukluğumuzun.

Şükür ki şükür, Zağnos Köprüsü''nden Ortahisar''a giderken köşedeki yorgancı dimdik ayakta duruyor.

Bu şehrin nice binası, nice eski yolu yıkılırken yorgancı inadına direnmiş sanki; hem yer, hem meslek olarak. Darmaduman edilen o eski dokudan bir hatıra gibi durmuş köprünün Ortahisar''a bağlanan noktasında.

Gidip sahibinin elini öpmek, öpmek istedim.

Cesaret edemedim.

Eski Vali Konağı''na kadar yürüdüm ve bir köşeciğe saklanıp zırıl, zırıl ağladım.

Bu şehir neden bu kadar yabancılaştı mazisine? Şu veya bu nedenle şehri terk eden evlatlarından tanınmaz hale gelerek mi intikam alıyor yoksa?

Nedir bu hal Allah aşkına?!

Dününü kimler çaldı bu şehrin?

Londra''ya, Viyana''ya yüzyıllık mezarlarından kalkıp baksa o şehrin insanları, ''ossaat'' tanırlar şehirlerini.

Ya biz?

Trabzon dünyanın en tarihi kentlerinden değil mi?

Niçin tanıyamıyoruz şehrimizi?

Niçin?

Bu şehrin caddelerinde niçin kayboldum?

Daha dün sokak sokak, cadde cadde dolaştığım çocukluğumun şehri bu şehir değil midir?

Bu tanjant yollar, bu şehrin gözlerine mil çeken yollar ne işe yarıyor? Trabzonlunun başını göğe mi erdirdiler?

N''oldu?

Kaç fabrika kuruldu?

Yolları artınca yolsuz düşen ve yolsuz düşünce gurbet yollarına düşen başka bir şehir ahalisi daha var mı yeryüzünde?

Bu sonradan görme yollarla Trabzon''un çehresini, dokusunu şallak mallak hale getirmenin ne âlemi vardı?

İyi ki caddelerini, sokaklarını boydan boya süsleyen bordo mavi bayraklar, flamalar var da, bu şehir “Ben Trabzon''um” diyebiliyor hâlâ.

Bir de benim lisem…

Olanca görkemi, bahçesindeki 137 yıllık manolya ağacı, enva-i çeşit başarı kupası ve aşınmış mermer merdivenleriyle Trabzon Lisesi.

Evvelsi gün tarifsiz bir heyecan içinde sınıfıma çıktım: 6 Fen H sınıfına.

Sınıfın penceresinden eğildim baktım şimdi ilköğretim okulu olan Cumhuriyet Ortaokulu''ma. Sonra kuş cıvıltısından birbirimizi duyamadığımız manolya ağacına, sonra boş sıralara, baktım, baktım…

Abdurrahman, Sedef, Ayhan Kahraman, Filiz, Arif Bahar, uşaklar nerelerdesiniz? Gelin ağlayalım Trabzon''umuza!

16 yıl önce
İyi ki bordo mavi var
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle