Murat Belge orduyu laikliğin teminatı olarak görüyor desem, inanmazsınız değil mi?
Gazeteport''tan Safile Usul''un dünkü söyleşisini okumasaydım ben de inanmazdım.
Mezkur söyleşinin “Şeriat Gelmez, Ordu Güvencedir” ara başlığı altında sunulan bölümünde hazret şöyle diyor:
“Türkiye, beğenmediğimiz yönleri olabilir ama ne İran''dır, ne de Malezya filan. (…)Türk Ordusu ve burjuvazisi omurgası olan kurumlardır. Laikliği korur. Bu ülkeye Ayetullahlar filan gelemez…”
Çok tuhaf…
Her fırsatta TSK''yı kıyasıya eleştiren bir entelektüelin sıra laikliğe gelince (hin-i hacette) orduya sığınması gerçekten de çok tuhaf.
Laiklik olmazsa demokrasi olmaz düşüncesini dillendiren Koşaner Paşa''nın bu tip tavırlarla iç siyasete müdahale ettiğini söyleyenlere alabildiğine hak veren bir aydından bu lakırdıları duymak çok şaşırtıcı.
TSK''nın Kıbrıs, AB, Kürt sorunu ve Ermeni soykırımı iddiası gibi son derece netameli meselelere bile burnunu sokmasına demokratik gerekçelerle karşı çıkan bir yazarın, nihayetinde iç siyasete taalluk eden bir meselede ordunun laikliğe duyarlı burnundan medet ummasına hayret etmemek mümkün mü?
Hayret ki, ne hayret!
Kıbrıs''ı yavru vatandır satılmaz, AB''yi egemenlik hakkı devredilmez, Kürt sorununu şehitler ölmez vatan bölünmez konseptinde değerlendirenlere demokratik çerçeveyi gösteren Sayın Belge, laikliğin tehlikeye düşme durumunda orduyu teminat gösteriyor.
Diyelim ki, Ergenekoncu tesmiye edilen herhangi bir muhterem, AB süreci vatanı bölme sürecidir diyerek, vatanın bütünlüğüne yegâne teminat olarak orduyu gösterse…
Kürt sorununa demokratik çözüm martavalı altında vatanı parçalamak istiyorlar diyen bir başka muhterem de, ordu olduğu sürece vatan bölünmez derse…
Bu mevzulara ordu girmesin ''modunda'' yine demokratik diller dökebilecek mi Murat Belge?
İyi de, hangi yüzle?
Laiklik bahsinde orduyu teminat gösterirken iyi miydi, diye sormazlar mı adama?
Senin korkun laikliğin elden gitmesiyse, benim de korkum vatanın bölünmesi demezler mi?
Ermeni meselesi, Kürt sorunu veya Kıbrıs gibi konulara gelince demokrasi, laikliğe gelince ordu ha!
Hazretin kavlince, vatan demokrasiye, laiklik orduya emanet demek ki!
Demokrasi tehlikeye düşünce AB, laiklik tehlikeye düşünce ordu bizi kurtaracak, öyle mi?
Her şeyden önemlisi, siyasete müdahale etmemesi için demokrasi adına orduya bütün kapıları sımsıkı kapatan Murat Belge söz konusu yaklaşımla, “laikliğe teminat kapısı” açmıyor mu?
Zaten “iyi saatte olsunlar” hep bu kapıdan sökün etmediler mi?
Mesele laikliğin nasıl tehlikeye düştüğü değil, tehlikeyi kimlerin savuşturacağı meselesi değil mi?
Bizde bin çeşit laiklik tanımı yok mu?
Biri kalkıp “laiklik tehlikede” dese, diğeri “hangi laiklik” şeklinde sormaz mı?
Her Allah''ın günü dillerden düşmeyen laikliği herkes işine yaradığı yerden tutup ''tanımlamıyor'' mu?
Gelin şu laikliğin adam gibi tanımını yapalım da diyemezsin; başın odaktan belaya girer anında.
Hulasa, laikliğin tanımı muhtelif ama tehlikeye düşünce kurtarıcısı sabit: ordu!
Murat Belge''ye göre de böyle bu, Tuncay Özkan''a göre de.
Laikliği tehlikede görmek de, kişinin algılama kapasitesi, sosyoloji bilgisi ve cibilliyetine bağlı değişir.
Kimi falanca bisküvi yenince laikliğin elden gittiğini sanır, kimi türban takan öğrencilere eğitim hakkı tanındığında…
Murat Belge''nin laikliği nasıl bir şeydir bilemem ama, tehlikeye düşünce onun da diğerlerinki gibi orduyu göreve çağırdığı ortada.
Temel soru şudur:
Bilimin, siyasetin konusuna giren bir iç meselede, adı ulusalcı çevrelerde iflah olmaz ordu düşmanına çıkan bir aydının bile, gerektiğinde orduyu güvence göstermesi, ordunun mutat “iç tehdit” değerlendirmesine meşruiyet kazandırmaz mı?
“İspanyol Kara Kuvvetleri Komutanı''nın post-modernizm hakkında ne düşündüğünü biliyor musunuz veya hiç merak ettiniz mi?” sorusuyla olur olmaz yere konuşan kuvvet komutanlarını eleştiren Taraf yazarı Murat Belge, laiklik tehlikeye düştüğünde orduyu göreve çağırdığına göre…
Post- modernizm konusunda değil ama…
Laiklik konusunda kuvvet komutanlarımızın ne düşündüğünü, en azından ayda bir öğrenmek isterdim.
