|
Bush, Ahmedinejad tartışması nasıl olurdu acaba?

Daha önce uzun bir mektup yazdığı Bush''u televizyonda tartışmaya davet eden Ahmedinejat bu işin peşini kolay kolay bırakacağa benzemiyor. Şimdi de BM Genel Kurulu''nda Bush''la tartışabilmek için öyle kallavi racon kesti ki; yenilir, yutulur cinsten değil.

Hülasa, “İstersen bütün danışmanlarını da yanına al gel, yeter ki çık karşıma” dercesine meydan okuyor Bush''a. Üstelik maça New York''ta, yani deplasmanda çıkacağı halde, bunu dillendirmeye müdânâ etmiyor. Cevheri gördü tabii, hiç vazgeçer mi? Bir punduna getirip tartışmaya girişecek ki, Bush''un aklını almacasına!..

Anlayacağınız, George W.Bush''un başı Ahmedinejad ile fena halde dertte. Çünkü demokrasiyi götüreceğim dediğin bölgenin önemli bir ülkesinin reisicumhuru, seni tartışmaya çağıracak, sen fellik fellik kaçacaksın! Oldu mu şimdi ey erenler!

Demokrasi hangi ülkeyi işgal edeceğine, hangi halkın başına bomba yağdıracağına oy çokluğu ile karar vermeden önce, hiç değilse bir tartışmayı gerekli kılar. Belki böyle değildir de, biz demokrasiyi yanlış bellemişizdir. Olur a!..

Hatırlarsanız, Ahmedinejad uluslararası meselelerin çözümüne ilişkin Bush''la, (bilhassa Amerikan halkının izlemesi koşuluyla) televizyonda ''münazara'' yapabileceğini ifade etmişti de, çok izlenen kanallardan ABC''nin ünlü haber sunucusu Ted Koppel, bu tartışmayı yayınlamaya hazır olduğunu söylemişti.

Ted Koppel uyanık adam ''reyting'' kokusunu almış, işin üstüne atlıyor. İyi de bana ne oluyor! O günden beri hayal dünyacığımda bir koşuşturma başladı ki sormayın!

Her şeyden önce çocukluğuma uçtum gittim. Hani, Muhammed Ali''nin boks maçlarını sabahın köründe heyecanla seyrettiğimiz yıllara.

Aman, boks falan dedim diye yanlış anlaşılmasın; patırtı, gürültü, şangırtıdan hazzetmem. Çıngar çıksın da keyfimize bakalım zırtapozluğuyla da hiç işim olmaz. Uzun lafın kısası, bendeki durum, heyecan akrabalığı sadece, şekille alakası yok!..

Gelgelelim, elin Aceminin gönlü hoş olsun diye, Bush''un dünyaya rezil olmasına göz yumacak değiller herhalde. Yahu, İran''a savaş bile açarlar da, böylesi bir tartışmaya müsaade etmezler. Nükleer meseleden daha geçerli bir savaş nedenidir bu!

Diyelim ki, dünya kamuoyu bu tartışmanın gerçekleşmesi için acayip baskı yapıyor. O zaman da, Kennedy suikastını aklınıza düşürmenizin tam sırasıdır. Kısa yoldan hatırlamak isteyenler Oliver Stone yapımı, “JFK” filmini izleyebilirler. Gerçi, Bush için o kadar meşakkatli yollara başvurmaları da şart değil. O işi Bush kendi başına da halledebilir. Bir hafta boyunca düzenli aralıklarla kraker yemesini sağlasınlar, kafi.

Diyeceksiniz ki, Ahmedinejad''ın Bush''a ayar çekmesine, en azından CIA''nın izin vermeyeceğini madem biliyorsun, ne diye hayal kuruyorsun?

Ahmedinejad abimizin upuzun mektubuna, “ilginç” lakırdısından başka bir tepki vermeyen ''gaflar prensi'' Bush''un neler söyleyebileceğini siz hiç merak etmiyor musunuz yani?! Hayal tasınıza birkaç diyalog düşürmeyi deneyin; “Ben hayalimi kurarım, çıkmasa da hayıflanmam. Zevk benim değil mi, kime ne!” diyecek misiniz bakalım? (Ben diyorum da, onun için.)

Lafı daha fazla uzatmayalım, Ahmedinejad, Bush tartışmasına şöyle bir kulak verelim:

AHMEDİNEJAD – Menim mektubumu okumadınız mı?

BUSH – Size mektubunuzu okuyacağımı ''vaad'' ediyorum, hatta okumasam bile!

AHMEDİNEJAD – Irak''ta kimyasal silah olmadığını madem itiraf ediyorsunuz, daha ne duruyorsunuz, çekip gitsenize!

BUSH – Şunu bilmenizi isterim ki, aldığım kararlardan sadece ben sorumluyum, siz de en az benim kadar sorumlusunuz yani!

AHMEDİNEJAD – Dünya halklarını sömürmekten vazgeçin artık!

BUSH – Siz de duygu sömürüsünden vazgeçin! Bu yüzden dünyada kaç milyon insan açlıktan ölüyor haberiniz var mı?

AHMEDİNEJAD – Mana el kol hareketi yapma! Hareketin kralını görürsün!

BUSH – Yanlış anladınız, size değil, Rice''e işaret ediyordum, çişim geldi de…

Eyvahlar olsun, tartışma asıl bundan sonra hararetleniyor lakin yerimiz kalmadı.

18 yıl önce
Bush, Ahmedinejad tartışması nasıl olurdu acaba?
Gerçeğin Ortadoğucası
Çalıştay bildirisindeki kamu mühendislerine ilişkin göze çarpanlar
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı