“
” Türk aydınının “
” etrafındaki “
” bundan ibaretti.
Aynı şeklide “
” tanımı da yapacaklardı. (Bu tanımın “yükleyici firma” mesabesindeki ülkelerin başında da Almanya vardı.)
Şükür ki hevesleri kursaklarında kaldı.
Hülasa,
'nin etnisite ve mezhep üzerinden bölünmesini/ parçalanmasını “
” ve “
” gibi söylemlerle bu ülke insanına yutturmaya çalışan mahut aydın takımının oyunu bozuldu.
Zaten
'a da oyunlarını bozduğu için bu denli düşmanlar.
bu tip aydınlara yıllar öncesinden şöyle seslenmişti: “
.”
Kimin uşağı olduklarını söylemelerine gerek kalmadı;
gecesi alayı dımdızlak çıktı ortaya.
Mahut aydınların vekâleten yaptıklarını efendileri yapmaya başladı.
Zaten bunun için, “
” manşetini, Türkiye'deki “
” mesabesindeki yayın organları (sözgelimi Aydın Doğan'ın organları) yerine,
'nın
gazetesi attı.
“
” bittiğinin resmidir bu!
Uzun lafın kısası,
” bu ülke insanına söyleyecek tek sözü kalmayınca “efendileri” atlı itli devreye girdi.
Yine bu aydınların vekâleten yürüttükleri “
” alanına da “
” bizzat el attı. Hem de terör örgütüne “kara ordumuz” deyip (kör gözüm parmağına dercesine) silah vererek…
Birçoğu “
” haline gelen bu aydınların kimin adına neyi hangi kavramlar üzerinden yutturmaya çalıştıklarını atık herkes gördü.
Vaktiyle ne numaralar çevirmişlerdi.
bir defasında “
” manşetini atmış, kimi “
” da bu zokayı afiyetle yemişti. (İslamcıların çoğu zaten bu aydınların gözlerine bakacak kadar özgüven kaybına uğramıştı.)
Fakir bu köşecikte, söz konusu “
” gayretine karşı çıkarak, bunun, “
” ifadesi kadar saçma olduğunu dile getirmiştim. (21 Temmuz 2010, Yeni Şafak)
Mahut aydın takımı dur durak bilmiyor, kavramlaştırmalar/ tanımlar/ tasnifler üzerinden “
” devam ediyordu.
O kadar ki, “
” şeklinde Irak “tasnifi” bile yapmışlardı.
Dinden, mezhepten bağımsız “
” oluşturacaklardı ki, yüklendikleri ihaleye uygun şeklide “
” tanımı yapıp “
” getirebilsinler.
Biz
bahsedince de adeta “
” estirmişlerdi.
Halbuki “mahkum etmeye” çalıştıkları davamızdan neşet edendi.
Bakınız,
kırk yıl öncesinden (Meclis konuşmasında) davamızdan neşet eden çerçeveyi nasıl çizmişti: “
”
İşte çerçeve budur.
Bir de,
'nun tee 1992'lerde çizdiği öyle bir çerçeve var ki üzerinde durmadan olmaz.
Yazık ki yerimiz kalmadı, bir mâni çıkmazsa, yarın devam edelim.