Geçen hafta bu köşede Filistinli bir sanatçı Sliman Mansour’dan bahsetmiştim. Bu hafta da başka bir Filistinli sanatçı Nabil Anani’den bahsetmek istiyorum çünkü Filistin hakkında konuşmaya devam etmemiz gerekiyor. Bunu her alanda sergilememiz gerekiyor. Filistin, özellikle Gazze içimizi dağlayan bir yara olarak kalmalı. Filistin’de dün yaşananları unuttuğumuz için de bugün yaşananlarla karşılaşmak bizleri derinden etkiliyor.

Nabil Anani, 1943’te Latrun’da dünyaya geldi. 1969’da Mısır’daki İskenderiye Üniversitesi Güzel Sanatlar bölümünden mezun oldu. İlk sergisini 1972’de Kudüs’te açtı ve o zamandan bu yana eserleri Avrupa, Kuzey Amerika, Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkelerinde kişisel ve grup sergilerinde geniş çapta sergilendi. Eserleri, Mathaf (Doha), Dar At Funun (Amman), Barjeel Sanat Vakfı (Sharjah), Institut du Monde Arabe (Paris), Agha Khan Müzesi (Toronto) dahil olmak üzere dünya çapındaki müzelerde ve özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de hiç bir koleksiyonerde bu sanatçının eserleri bulunmuyor.

Anani, sadece sanatçı değil, kendi kuşağındaki bir çok sanatçı gibi araştırmacı ve yazardır. Filistin sanatı ve folkloru üzerine bir çok kitabın ortak yazarıdır. 1997’de Yaser Arafat tarafından ilk Filistin Ulusal Görsel Sanat Ödülü’ne de layık görülmüştür. Daha sonra Filistinli Sanatçılar Birliği’nin başına geçer. Filistin’de ilk Uluslararası Güzel Sanatlar Akademisi’nin kurulmasına öncülük eder. Anani, 2006 yılında Kral II. Abdullah Arap Dünyası Güzel Sanatlar Ödülü’ne layık görüldü.

Nabil Anani, bugün hâlâ Filistin’in en önemli sanatçılarından biridir. Bir ressam, seramikçi ve heykeltıraş olarak elli yıldan uzun bir süredir muazzam, olağanüstü, yenilikçi ve benzersiz eserler ortaya koydu. Eserlerinde deri, kına, doğal boyalar, kartonpiyer, ahşap, boncuklar ve bakır gibi yerel malzemeler kullanmaktadır.

Nabil Anani’nin bir sanatçı olarak gelişimi, yakın Filistin tarihindeki önemli olaylarla paralel ilerledi.

Çalışmalarında Filistin’in ve Filistinlilerin ortak dertlerine yer veriyor; sürgün, yerinden edilme, çatışma, hafıza ve kayıp konularına kendine has yöntemlerle eserlerine yansıtıyor. Nabil Anani’nin sanatsal vizyonu, bütün üretimini amacını belki de sadece tek bir cümleyle özetlemek mümkün: Hafızayı diri tutmak.

Sanatçının eserlerini Instagram’da @nabil.anani.737 adresinden görebilirsiniz.

Nabil Anani, Ramallah’ta yaşamaya ve Filistin için üretmeye devam ediyor.