|
Oldu mu ya Nihat!

Nihat, Beşiktaş alt yapısından yetişmiş bir oyuncu. Nihat''ı Nihat yapan Beşiktaş. Nihat Avrupa arenasına Beşiktaş sayesinde çıktı. Giderken Beşiktaş''a para kazandırdı, kendisi de çok çok iyi paralar kazandı. Helal hoş olsun. Sonra tekrar döndü geldi yuvasına. Yine büyük paraya imza attı. Bu para için Nihat, Beşiktaş''a silah çekmedi. Beşiktaş yalvar yakar, rica minnet Nihat''ı ikna etti ve transferini gerçekleştirdi. Ancak Nihat, kendisinden beklenenin dörtte birini bile veremedi. Sonunda da sözleşme karşılıklı olarak sona erdirildi. Son durum böyle.

Şimdi gelelim yeni gelişmeye: Nihat kulübünü icraya veriyor, gelirlerine haciz koydurtuyor. Yetmiyor, 600 bin euroluk faiz ve avukat ücretini de alacağına ekliyor.

Nihat''ın bu tutumuna Başkan Fikret Orman''ın tepkisi şu şekilde oluyor: "Ben olduğum sürece Nihat Beşiktaş''ın ismini ağzına almasın. Bu nasıl Beşiktaş çocuğu!" Başkan tepkisini yumuşak bir ifadeyle ortaya koyabilirdi. Ancak sözlerinin içeriğinde yerden göğe kadar haklı. Beşiktaş şu anda parasal yönden büyük bir yükün altında. Alacaklılar kuyrukta ve Beşiktaş''ın çocuğu bu kuyrukta yer kapmaya, öne geçmeye çalışıyor. Ne oluyor yangından mal mı kaçırılıyor. Nihat''ın, "Bu yönetimle alacağımın taksitlenmesi yönünde anlaştım, 2 ay bekledim, ses çıkmayınca da mahkeme yolunu seçtim" şeklindeki savunması boşlukta kalmış. Demek ki Nihat''ın Beşiktaş''a tanıdığı opsiyon sadece 2 ay. Pes doğrusu, acı çok acı.

Şimdiye kadar kimsenin parası Beşiktaş''ta kalmadı. Bundan sonra da kalmaz. Nedir bu acele! Ayrıca, Nihat''ın alacağı döviz bazında. Fazla bir değer kaybı da söz konusu değil.

Beşiktaş''ın içinden gelmiş birinin, kulübünü icraya vermesi, gecikme için faiz istemesi, buna bir de avukat ücretini eklemesi inanılır gibi değil. Her şey para demek mi! Nihat adına çok üzüldüm. Olmadı hiç olmadı. Nihat''a yakışmadı.

F.Bahçe''yi biraz örnek alsanız

Fenerbahçe erkek voleybol takımının sponsorluğunu üstlenen Koç gurubunun, bayan voleybol takımına da sponsor olması kuvvetle muhtemelmiş. Ülker, Fenerbahçe erkek basketbolun sponsoru. Acıbadem hastanelerinin, Üniversal''ın sponsorluklarını da biliyoruz. Geçtiğimiz sezonun ortasında Ferit Şahenk''in, Sov''un transferinde önemli bir parasal katkısı vardı. Bu tür icraatlarda bulunanların hepsine bin kere, milyon kere helal olsun. Kulüp sevgisi, kulüp bağlılığı işte budur. Dışarıdan katkı işte böyle sağlanır. Öyle uzaktan gazel okumakla kulüpçülük olmaz.

Beşiktaş kongrelerinde pek çok kimse aslan gibi kükrüyor, çeşit çeşit suçlamalarda bulunuyor. Maşallah kürsülere sığmıyorlar. İyi tamam güzel de, o yüksek perdeden atıp tutanlar, kimseleri beğenmeyenler neden taşın altına ellerini sokmayı hiç düşünmüyorlar?

Şu anda kulübünüz güç durumda. Haydi uzatsanıza elinizi. Ufacık da olsa bir katkıda bulunsanıza. En azından herhangi bir amatör branşın ucundan tutamaz mısınız? Büyük holdinglerimiz bundan dolayı sarsıntı mı geçirir? Her şeyi bir kenara bıraktık, kulübünüze gelir sağlayacak projeler üretip, bunun öncülüğünü yapamaz mısınız? Fenerbahçe''yi biraz olsun örnek alamaz mısınız?

Kısa süre önce de benzer bir yazım vardı. Sen söyle sen işit. Her kes yatmış kulağının üstüne. Fikret Orman ve ekibi çırpınıp duruyor, yönetimin dışındakiler de suya sabuna dokunmadan gelişmeleri kenardan sessizce izliyor. Pardon bir de müthiş(!) nutuklar atıyorlar. Aferin hepinize! Devam beyler devam! Tamam anladım, sizler kongre kuşlarısınız.

Baros''un suyu ısındı

Galatasaray''ın kadrosunda forvet olarak Elmander, Necati, Baros var... Ve sarı kırmızılılar yine santrafor arıyor. Belli ki Terim, Baros''u kafasından silip atmış. Çark böyle dönüyor. İnsanlar bir sabrediyor, iki sabrediyor üçüncü de "Yetti artık" diyor.

Baros bulunduğu süre içerisinde Galatasaray''a az mı çektirdi. Pino ile kavgası. Doktorların, "ciddi sorunu yok" raporuna karşın sakatlığını bahane ederek Sivas ve Kayseri''ye gitmemesi. Çek Milli Takımının maçlarını düşünerek, Galatasaray maçlarından kaytarmaya çalışması. Hagi''ye kafa tutması. Antrenmandaki çift kale maçta yedek kadronun yeleğini giymemesi, Hagi tarafından kovulması. Hakemlere küfür etmesi. Durmadan kart görmesi. Üçer üçer maç oynamama cezası alması. Sık sık sakatlanması. İstikrarsız olması. Say saya bildiğin kadar.

Futbolcunun değeri, sadece futbol topuyla olan muhabbetine göre belirlenmez. Futbolcunun karakteri, profesyonellik anlayışı, saha içi, saha dışı davranışları, gördüğü kartlar, sakatlıklar, süreklik en ince detayına kadar irdelenir. Futbolcu ile beraberlik kararı buna göre verilir.

Baros''un karnesi zayıflarla dolu. Böyle bir futbolcuyu hiçbir teknik direktör istemez. Baros''un suyu fazlasıyla ısındı. Bu dosya bence Galatasaray''da kapanmıştır.

Bu Karaman çok Yaman!

Gaziantepspor Teknik Direktörü Hikmet karaman, twitter''dan bombalamış. Galatasaray''a transfer olan oyuncusu Dany için, "O paraya asla satılmamalıydı. Fırsat ganimete dönüştü" gibilerinden laflar etmiş.

Bu Karaman gerçekten çok yaman! Her şeyin en iyisini, en doğrusunu O biliyor. Galatasaray''ın, Dany''nin bonservisine ödediği para 3.3 milyon euro. Karaman bunu çok az bulmuş. Aman efendim siz ne buyurduysanız aynen öyledir! Gaziantep alışmış 5.5 milyon euro (İsmail), 8.5 milyon euro (Tabata) bonservis paraları almaya. Şimdi 3.3 milyon euro fıstık parası gibi gelmiş Gaziantep hocasına. Ayaklar yerden kesilmiş, herkes havada uçuyor. Öyle fazla abartılmayacak bir stoperin 3.3 milyon euroluk bonservis ücretine bilirkişi(!) Karaman dudak büküyor. Haydi bakalım gel de gülme.

Gülmenin ötesinde olayın bir de ayıp yanı var. Karaman, Galatasaray''ı fırsatçılıkla suçluyor. "Galatasaray, Antep''in içinde bulunduğu kritik durumdan yararlandı, Dany''i ucuza kapattı" diyor. Fazla lafa gerek yok. Vah vah vah...

12 yıl önce
Oldu mu ya Nihat!
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu